Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU


Hukuk Genel Kurulu 2007/4-14 E., 2007/32 K.

Hukuk Genel Kurulu 2007/4-14 E., 2007/32 K.
KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRIMANEVİ TAZMİNATSALDIRININ ÖNLENMESİ VE SONA ERDİRİLMESİ

4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 24 ]
4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 25 ]
818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 49 ]
1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 429 ]
"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki "manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 6.Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 13.04.2004 gün ve 2003/671 E - 2004/145 K. sayılı incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 20.10.2005 ve 2004/14557-2005/1236 sayılı ilamı ile; ("...Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Yerel mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir.

Davacı, 06.05.2002 tarihinde S....... TV'de yayınlanan haber bülteninde gerçek dışı yayın yapıldığını, davacının PKK Örgütü ile ilişki içerisinde olduğu izlenimi yaratıldığı böylece halkın husumetine maruz bırakıldığını ileri sürülerek tazminat istemiştir. Yerel mahkeme davayı kısmen kabul etmiştir.

Anayasa'nın 28.maddesinde düzenlenen "basın özgürlüğü" ilkesinin özel hukuk alanındaki sınırlaması MK.nun 24-25 ve BK.nun 49.maddeleridir. Basının olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma, yönlendirme yetki ve sorumluluğu vardır.

Bunun içindir ki basının yayın yaparken yaptığı yayından dolayı hukuka aykırılık teşkil edecek olan eylemi, genel olaylarındaki hukuka aykırı eylemlerden farklılıklar taşır. İşte bu farklılık ve ayrık durum gözetilerek yapılan yayının hukuka aykırılık veya uygunluk sınırı belirlenmelidir. Basın dışındaki bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğu kabul edildıği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir. İşte basının bu nedenle aynı bir konumu bulunmaktadır. Ancak basın özgürlüğü ile kişilik değerleri karşı karşıya geldığinde, çatışan iki değer aynı zamanda korunamayacağına göre somut olaydaki olgular itibariyle birinin diğerine üstün tutulması gerekir.

Bunun sonucunda da, daha az üstün olan yarar, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında, o olayda ve o an için hukuk düzenince korumasız kalmasının uygun olacağı kabul edilecektir. Basının haber verme görevini yerine getirirken kullanacağı bu hakkın özel hukuk alanındaki sınıfı; gerçeklik, güncelik, kamu yararı, toplumsal ilgi ve konu ile ifade arasındaki düşünsel bağlılık kuralları olarak belirlenmiştir. Haber verme bu sınırlar içinde kullandığı sürece hukuka uygundur. Bu unsurlardan biri olan gerçeklik; verilen habere ya da anlatılmak istenen amaca ve hedefe konu olan içerığin, yayın sırasında olayla ilgili durumuna uygunluğudur. Diğer bir anlatımla gerçeklık somut gerçeklik olmayıp, haberin verildıği andaki beliriş biçimine, görünürdeki gerçeğe uygunluktur.

Davaya konu 06.05.2002 tarihli yayın 04.05.2002 tarihinde dava dışı I... TV'de yayınlanan habere ilişkin olup, bu haber kaseti 06.05.2002 tarihinde Ankara 2 nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'ndeki oturumda sanık Fetullah G.... vekili tarafından mahkemeye sunulmuş, DGM'ce 04.05.2002 tarihli yayına ilişkin kaset alınıp dosyaya konulmuş, aynı gün akşam davalıya ait televizyonda Fetullah G.... davasında sürpriz bir gelişme yaşandığı, Fetullah G....'in avukatları tarafından 04.05.2002'de I... TV'de yayınlanan haberin kayıtlarının mahkemeye verildıği belirtildikten sonra mahkeme kayıtlarına da geçen bu kasetten görüntüler yayınlanmıştır. Kaldı ki bu kaset nedeniyle davacı ve yöneticisi olduğu vakıf hakkında soruşturma yapılmış, yapılan aramalarda yayını doğrular tarzda evrak, kayıt ve dökümanlara rastlanmış, hatta hazırlık tahkikatı yapılmış olması da yayının görünürde ki gerçekliğe uygun olduğunun kabulünü gerektirir.

Şu durumda yayının hukuka aykırılığından söz edilemeyeceğine göre davanın tümden reddi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile kısmen kabulü usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir...") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Ozel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 24.01.2007 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

UYAP Entegrasyonu