Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU


Hukuk Genel Kurulu 2001/4-298 E., 2001/264 K.

Hukuk Genel Kurulu 2001/4-298 E., 2001/264 K.
GÖREVSİZLİK KARARIHİZMET SÖZLEŞMESİUYUŞMAZLIK

506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 128 ]
506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 134 ]
506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Geçici Madde 20 ]
"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki "tesbit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 9.Hukuk Mahkemesi'nce görevsizliğe dair verilen 29.12.1999 gün ve 1999/195 E- 882 K.sayılı kararın incelenmesi davalı Vakıf vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi'nin 27.6.2000 gün ve 2000/4374-6166 sayılı ilamiyle;

(...Davacı davalı vakıf aleyhine açtığı bu davada dava tarihinden geçerli olmak üzere vakfın üyesi ve vakıftan emeklilik hakkına sahip bulunduğunun tesbitini istemiştir.

Yerel mahkemece, davaya iş mahkemesinde bakılacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.

Uyuşmazlığın çözümü ve görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda gözönünde tutulması gereken 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 134.maddesinin bir gereği olarak bu yasanın uygulamasından doğan davalara iş mahkemesinde bakılacağı hüküm altına alınmıştır. Üzerinde durulması gereken husus, davalı vakfın statüsü gereği vakıftan yararlananlarla vakıf arasında çıkacak uyuşmazlıkların 506 Sayılı Kanundan doğup doğmadığı noktasında toplanmaktadır. Konunun açıklığa kavuşması için anılan yasanın 128.maddesi ile geçici 20.maddesi hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Yasanın 128.maddesinde sözü geçen sandıkların kurulmuş olanlarının faaliyetlerine devam edebileceği ve bu tür sandıkların yeniden kurulabilecekleri belirtilmiş bulunmaktadır. Bu sandıkların faaliyetlerinin işyerenin sigorta bakımından mükellefiyetlerini engellemiyeceğide maddenin ikinci bendinde belirtilmiştir. Geçici 20.maddede ise; adı geçen kuruluşların bu kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç 6 ay içinde statülerinde belli değişiklikleri yaptıkları taktirde, bu teşekküllerin ve sandıkların personeli, iş bu kanun uygulamasında sigortalı sayılmazlar denilmektedir.

Sosyal Sigortalar Kanunu'nun esas düzenleme amacı, hizmet sözleşmesine göre çalışanları eksiksiz sosyal güvenceden yararlandırmaktır. Yasanın yürürlüğünden sonra kendi amacı doğrultusunda faaliyet gösterecek kuruluşların yeniden kurulmasına izin vermemiş, ancak; daha önce kurulmuş olan ve birer müessese haline gelmiş kuruluşların statülerini bu maddede öngörüldüğü biçimde düzenleme yapmaları durumunda, onların çalışmalarına izin verileceği öngörülmüştür. Bu şekilde faaliyetlerine izin verilen kuruluşlardan yararlananların sigortalı sayılmayacakları da maddede belirtilmiş bulunmaktadır. Önemle üzerinde durulması gereken nokta, gerek 128.maddede gerekse geçici 20.madde de sözü geçen kuruluşların varlık nedeninin ve yapılarının 506 Sayılı Yasa ile düzenlenmemiş oluşlarıdır. Hatta bu kuruluşların 506 Sayılı Kanun'dan öncede var olduklarıdır. Bu kuruluşlar başta Dernekler Kanunu olmak üzere genel hükümlere göre kurulan ve faaliyetlerini devam ettiren mensupları ile ilişkilerinin düzenlenmesinde de genel hükümlerin uygulandığı kuruluşlardır. Bundan dolayıdır ki, davalı kuruluş ile üyeleri arasında çıkacak uyuşmazlıklara ve özellikle somut olaydaki durumlarda olduğu gibi, 506 Sayılı Yasa hükümlerinin uygulanması düşünülemez. 506 Sayılı Yasa 128.madde ile yeni bir müessese kurmamış, kurulmuş olan müessesenin yaşamasına olanak sağlamıştır. Geçici 20.madde ile de yeni bir müessese kurulmamış, kurulmuş ve faaliyetini devam ettirmekte olan müesseselerin üyelerinin sigortalı sayılmayacakları belirlemiştir. Sırf bu belirlemelerin bu kanunda yapılmış olmasını bu müesseselerin bu kanunla kurulmuş müesseseler durumuna getirilmesi sonucunu doğurmaz. Bu müesseselerin birer sosyal güvenlik kuruluşları olmaları, bunlarla, üyeleri arasında çıkan uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde görülmesi soncunu doğurmaz.

Mahkemelerin görevi yasa ile belirlenir. Anılan maddelerde davaya İş Mahkemesinde bakılacağına dair bir kural bulunmamaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekir. Mahkemenin davaya İş Mahkemesinde bakılacağı gerekçesi ile görevsizlik kararı vermesi bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı Vakıf vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Yerel mahkemenin iş mahkemesinin görevli olduğunu vurgulamak suretiyle verdiği görevsizlik kararı Özel Dairesi'nce yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulmuş ise de; M.K.nun 77 ve 506 sayalı yasanın 128 ve 134.maddelerine göre uyuşmazlığın çözüm yerinin iş mahkemesidir. O halde;

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

SONUÇ : Davalı Vakıf vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 21.3.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu