Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY CEZA GENEL KURULU

Ceza Genel Kurulu         2009/9-75 E.  ,  2009/101 K.BILDIRGE VERMEMEK SUÇUIDARI PARA CZASIBILDIRIM YÜKÜMLÜLÜĞÜNE UYMAYAN IŞVERENADLI PARA CEZASIYLA CEZALANDIRILMACEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 231CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 309SENDİKALAR KANUNU(MÜLGA) (2821) Madde 59CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) (1412) Madde 322CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN (5320) Madde 8
"İçtihat Metni"Sanık Ö.... B....’in, bildirge vermemek suçundan 2821 sayılı Yasanın 59/1. maddesi uyarınca 6.300 YTL. adli para cezasıyla cezalandırılmasına, CYY’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına ilişkin, Ankara 11. Sulh Ceza Mahkemesince 20.03.2008 gün ve 1087-300 sayı ile verilen karar, yasayollarına başvurulmadığından kesinleşmiştir. Adalet Bakanlığınca, 16.06.2008 gün ve 34231 sayı ile 08.02.2008 tarihli ve 26781 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 386. maddesi ile 2821 sayılı Yasanın 59/1. maddesinin değiştirilmesi ve bildirim yükümlülüğüne uymayan işverenlere, bildirilmeyen her işçi için 150,00 YTL idari para cezası verileceğinin hükme bağlanmış olması karşısında, anılan Yasa değişikliğinin uygulanması ile 14 işçi karşılığı olarak 2.100 YTL idari para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiğinden bahisle yasa yararına bozma isteminde bulunulması üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 9. Ceza Dairesince 04.02.2009 gün ve 13714-1066 sayı ile yasa yararına bozma istemi yerinde görülerek, Yerel Mahkeme kararının CYY’nın 309. maddesi uyarınca bozulmasına, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına karar verilmiştir. Yargıtay C.Başsavcılığı ise, 01.04.2009 gün ve 135688 sayı ile; “İnceleme konusu olayda; kanun yararına bozma isteminde ileri sürülen ve Yüksek Dairece de uygun görülen bozma nedeni, anılan maddenin 4. fıkrasının (b) bendinde yazılı sebepler arasında yer almamaktadır. İstem, mahkûmiyet hükmüne yönelik olup, bozma nedeni sanığa daha hafif ceza verilmesini gerektirmektedir. Bozma nedenine göre, Yerel Mahkeme hükmünü bozan Yargıtay Özel Dairesince, sanığın eylemine uyan ve daha hafif ceza verilmesini gerektiren 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 386. maddesi ile değişik 2821 sayılı Yasanın 59/1. maddesi uyarınca, bildirilmeyen her bir işçi için ayrı ayrı 150 Türk Lirası idari para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmelidir. Nitekim Yargıtay 9. Ceza Dairesinin benzer nitelikteki 04.03.2009 gün, 2008/10206 esas, 2009/2586 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Bozulan hükmün türü ve bozma nedenine göre yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, ilk derece mahkemesince yeniden inceleme ve araştırma yapılmasına ve yeni bir hüküm kurulmasına olanak yoktur. Açıklamalar ışığında; Özel Dairenin kanun yararına bozma isteminde ileri sürülen nedenden dolayı Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına, hükümlü hakkında daha hafif bir cezaya hükmedilmesine ve hükmün diğer kısımlarının aynen bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu kanaatine ulaşılmıştır”” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak, Özel Daire kararından “müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına  ibaresinin çıkartılmasına ve hükümlü hakkında daha hafif cezanın belirlenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır. TÜRK MİLLETİ ADINA CEZA GENEL KURULU KARARI Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık; yerel mahkeme kararının yasa yararına bozulması üzerine, bozma nedenine göre sanık hakkında daha az ceza verilmesi gerektiği de nazara alındığında, lehe olan idari para cezasının da Özel Dairece belirlenmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir. 5271 sayılı CYY’nın 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir. Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır. Bozma sonrası yapılacak işlemler ve bu işlemleri gerçekleştirecek merciler ile bozma kararının etkileri ise, bozulan hüküm veya kararın türü ve bozma nedenlerine göre ayrım yapılarak maddenin 4. fıkrasında ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Anılan fıkranın (d) bendi gereğince, bozma nedeninin hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirmesi halinde, cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmesi halinde ise bu hafif cezaya Yargıtay Ceza Dairesince doğrudan hükmedilecektir. Bu halde yargılamanın tekrarlanması yasağı bulunduğundan, Yargıtay Ceza Dairesince hükmün bozulması ile yetinilmeyip gereken kararın da doğrudan ilgili daire tarafından verilmesi gerekmektedir. Somut olayda, Yerel Mahkemece, 08.02.2008 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın hükümlerinin sanık lehine olduğu dikkate alınmadan, bildirge verilmeyen 14 işçinin, her biri için 150 YTL hesabıyla sonuçta 2.100 YTL idari para cezası yerine, 6.300 YTL adli para cezası tayini isabetsiz olup, Özel Dairece yasa yararına bozma isteminin kabulüne ve kararın bozulmasına karar verilmesi yasaya uygundur. Ancak, Yerel Mahkemede yeniden yargılama yasağı nedeniyle belirlenen hukuka aykırılığın Özel Dairece, 5728 sayılı Yasa ile değişik 2821 sayılı Yasanın 59/1. maddesi uygulanarak ceza belirlenmesi suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerektiğinden, hükmün bozularak dosyanın bozma doğrultusunda yeniden karar verilmek üzere Yerel Mahkemeye gönderilmesi yerinde değildir. Bu itibarla haklı nedenlere dayanan Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire kararından, “müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına...” şeklindeki ibarenin çıkartılmasına, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddesi uyarınca, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca da hükmedilmesi olanaklı bulunduğundan hükümlünün 5728 sayılı Yasa ile değişik 2821 sayılı Yasanın 59/1. maddesi uyarınca 2.100 lira idari para cezasıyla cezalandırılmasına, karardaki diğer hususların aynen bırakılmasına karar verilmelidir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; 1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE, 2- Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 04.02.2009 gün ve 13714-1066 sayılı kararından, “müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına...”şeklindeki ibarenin ÇIKARTILMASINA, 3- 5271 sayılı CYY’nın 309 ve 1412 sayılı CYUY’nın 322. maddeleri uyarınca uygulamanın doğrudan Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca yapılarak; hükümlü Ö.... B....’in, 5728 sayılı Yasa ile değişik 2821 sayılı Yasanın 59/1. maddesi uyarınca 2.100 lira idari para cezasıyla cezalandırılmasına, karardaki diğer hususların aynen bırakılmasına, Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere, Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.04.2009 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu