Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY CEZA GENEL KURULU


Ceza Genel Kurulu 2009/7-74 E., 2009/119 K.

Ceza Genel Kurulu 2009/7-74 E., 2009/119 K.
KAMU ALACAĞI TAHSİLİNE ENGEL OLMAK

647 S. CEZALARIN İNFAZI HAKKINDA KANUN (MÜLGA) [ Madde 6 ]
647 S. CEZALARIN İNFAZI HAKKINDA KANUN (MÜLGA) [ Madde 4 ]
6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 110 ]
"İçtihat Metni"

Sanık M...S...’un, kamu alacağının tahsiline engel olma suçundan 6183 sayılı Yasanın 110/2, 647 sayılı Yasanın 4 ve 6. maddeleri uyarınca sonuç olarak 104.130.000 TL. ağır para cezası ile cezalandırılmasına ve cezasının ertelenmesine ilişkin B... 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 29.03.2005 gün ve 960-129 sayılı hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Adalet Bakanlığının 30.05.2007 gün ve 28374 sayılı istemine istinaden, Yargıtay C.Başsavcılığınca düzenlenen 05.07.2007 gün ve 119469 sayılı tebliğname ile “

“suçun unsurları oluşmadığından beraat kararı verilmesi gerektiği”

” gerekçesiyle yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 18.02.2009 gün ve 11584-2037 sayı ile;

“26.10.1932 gün ve 29/12 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı kanuna muhalefet hallerini açıklamış ve bu hallerin uygulamadaki yanlışlıklar ile esas hükme etkili olan usul yanlışlıklarından ibaret olduğunu belirtmiştir.

Bu itibarla tüm deliller toplanıp değerlendirilmesi yapıldıktan sonra verilen ve Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşen hükümlerde delil ve taktirde hataya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğinden, kanun yararına bozma isteminin reddine”

” karar verilmiştir.

Yargıtay C. Başsavcılığı ise 31.03.2009 gün ve 119469 sayı ile;

“...suçun unsurlarının oluşmadığı veya suç niteliğindeki yanılgı nedeniyle kesinleşen hükümler aleyhine kanun yararına bozma yasa yoluna başvurulabilir. Bu yöndeki kanun yararına bozma istemleri üzerine kesinleşen hükümde saptanan suçun; unsurlarının oluşup oluşmadığının, suç niteliği yönünden hukuka aykırılık bulunup bulunulmadığının Yargıtay'ca saptanması gerekir.

Kanun yararına bozma istemi, sanığın eyleminin 6183 sayılı Yasanın 110. maddesinde yazılı suçu oluşturmadığına, suçun unsurlarının oluşmadığına ilişkindir. İstem; sübut, kanıtların değerlendirilmesi ve takdir hakkının kullanılması ile ilgili değildir.

Bu itibarla; Özel Dairenin eylemin suç teşkil edip etmediği, suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı yönünden bir değerlendirme yaptıktan sonra kanun yararına bozma istemi hakkında bir karar vermesi gerektiği halde, suçun unsurlarının belirlenmesi istemini kanıtların takdir ve değerlendirilmesi biçiminde kabul ederek, kanun yararına bozma talebinin bu gerekçeyle reddine karar vermesinin hukuka uygun olmadığı...”

” görüşüne dayalı olarak Özel Daire kararının kaldırılmasına, yasa yararına bozma isteminin esasının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Hükümlünün, kamu alacağının tahsiline engel olma suçundan cezalandırılmasına ilişkin hükme karşı “

“suçun unsurları oluşmadığından sanığın beraatına karar verilmesi gerektiği”

” görüşüyle yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması isteminin Özel Dairece “

“kesinleşen hükümlerde delil ve taktirde hataya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği”

” gerekçesiyle reddine karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay C. Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık; suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı hususunda yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulmasının olanaklı olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

Öğretide “

“olağanüstü temyiz”

” olarak adlandırılan yasa yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları “

“kanun yararına bozma”

” adı ile 5271 sayılı CYY’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.

5271 sayılı Yasanın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.

Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.

Yasa yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle, bu yasa yolu dar kapsamlı olup her türlü hukuka aykırılığın öne sürülüp incelenmesine elverişli bir denetim yolu değildir. Nitekim yasa yolunun bu özelliği nedeniyle, hâkimin takdirini hatalı kullanmasına ilişkin hususlardaki hukuka aykırılıklar, örneğin; temel ceza miktarının saptanmasında kullanılan ölçütlerin hatalı takdir edilmesi, cezada artırma ve indirme yapılırken kullanılan oranların seçimindeki isabetsizlik gibi hususlar ile kanıtların takdir ve tercihinde hataya düşüldüğünden bahisle bu yola başvurulması, bu olağanüstü yasa yolunun amaç ve kapsamıyla bağdaşmayacaktır. Ancak suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi hususu hâkimin takdir hakkı veya kanıtların takdir ve tercihiyle ilgili bir konu olmayıp delillerin değerlendirilmesine ilişkin ciddi bir hukuka aykırılık halini oluşturduğundan yasa yararına bozma konusu yapılması olanaklıdır.

İnceleme konusu somut olayda;

Adalet Bakanlığının yasa yararına bozma yasa yoluna başvuru nedeni, “

“sanığın eyleminin vergi borcu nedeni ile haczedilip kendisine yediemin olarak teslim edilen menkul malları yapılan uyarıya rağmen süresi içinde ilgili mercie teslim etmemekten ibaret eyleminin”

” 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Yasa’nın 110. maddesinde yazılı suçu oluşturmadığına ilişkindir. Kesinleşen bir hükümde suçun unsurlarının oluşmadığı hususu yasa yararına bozma konusu yapılabileceğinden, Özel Dairenin “

“kesinleşen hükümlerde delil ve taktirde hataya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği”

” gerekçesiyle yasa yararına bozma isteminin reddine karar vermesinde isabet bulunmamaktadır.

Bu itibarla, Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının kabulüne ve dosyanın yasa yararına bozma isteminin esasının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle,

1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 18.02.2009 gün ve 11584-2037 sayılı yasa yararına bozma isteminin reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA,

3- Adalet Bakanlığının yasa yararına bozma isteminin esasının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.05.2009 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu