Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY CEZA GENEL KURULU


Ceza Genel Kurulu 2009/8-60 E., 2009/127 K.

Ceza Genel Kurulu 2009/8-60 E., 2009/127 K.
GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI

5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 35 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 79 ]
"İçtihat Metni"

Göçmen kaçakçılığı suçundan, sanık N...C...’ın 5237 sayılı TCY’nın 79/1-a ve 35/2. maddeleri uyarınca 2 yıl 3 ay hapis ve 150 gün karşılığı 3000 YTL adli para cezasıyla cezalandırılmasına, adli para cezasının birer ay ara ile 24 eşit taksitte tahsiline, hakkında 53. maddenin uygulanmasına, adli sicil kaydında yer alan E...1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2006/236-536 sayılı infaz edilmiş ilam nedeniyle TCY’nın 58. maddesi uyarınca hakkında mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına, suç semeresi olan emanette kayıtlı 120 YTL’nin TCY’nın 54. maddesi uyarınca zoralımına ilişkin, E....4. Asliye Ceza Mahkemesince 12.11.2007 gün ve 671-624 sayı ile verilen kararın, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairesince 22.05.2008 gün ve 3987-6035 sayı ile;

“Sanığın yasa dışı yollardan Türkiye’ye giriş yapan üç yabancı uyruklu şahsa otogarda bisküvi vermek ve şehir içi minibüsünde birlikte olmaları dışında Edirne’den İstanbul’a götüreceği ve menfaat karşılığı Türkiye’de kalmalarına imkan sağlayacağına ilişkin mahkûmiyetine yeter, kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı halde, atılı suçtan beraatı yerine yazılı biçimde mahkûmiyetine karar verilmesi”

” isabetsizliğinden oyçokluğuyla bozulmasına karar verilmiş, Daire Üyelerinden H...A... ise, “

“Sanığın suçunun ‘

‘imkan sağlamak’ biçiminde tamamlandığı”

” görüşüyle karşı oy kullanmıştır.

Yerel Mahkeme ise, 27.10.2008 gün ve 300-457 sayı ile;

“Olay tarihinde sanığın üç yabancı uyruklu şahsı İstanbul’a göndermeye çalıştığı, bu şekilde yurtta kalmalarına imkan sağladığından bahisle cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış, sanık savunmasında atılı suçlamayı kabul etmediğini, İstanbul’a gitmek amacı ile terminale geldiklerinde üç yabancı uyruklu şahsı gördüğünü, aç olduklarını anlayınca acıyıp bisküvi aldığını ve verdiğini, onları İstanbul’a götürmek gibi bir niyetinin olmadığını beyan etmiş ise de, Jandarma tutanağının incelenmesinde sanığın, yabancı uyruklu şahıslar ile terminalde karşılaşmadığı, bilakis terminale hep birlikte geldiklerinin anlaşıldığı, keza yabancı uyruklu şahısların avukat huzurunda alınan beyanlarında, sanık ile kendilerini İstanbul’a götürmesi karşılığı 100 YTL’ye anlaştıklarını ifade ettikleri, sanığın yakalandığı esnada cebinden bir para makbuzu çıkardığı ve yırtmaya çalıştığı esnada elinden alındığı, incelenmesinde Y...Devletinden S... S... isimli kişi tarafından gönderildiğinin anlaşıldığı ve sanığın bu para makbuzu ile ilgili olarak kaynak açıklayamadığı ve paranın kendisine niçin ve kim tarafından gönderildiğini bilmediğini beyan ettiği, bir kimsenin üstelik de yabancı bir ülkeden kendisine para gönderen kişiyi ve sebebini bilmemesinin hayatın olağan akışı ile bağdaşmayacağı ve sebepsiz yere hiç kimsenin tanımadığı bir kişiye para göndermeyeceği, keza sanığın göçmen kaçakçılığı suçundan dolayı sabıkalı kimliğinin bulunduğu ve atılı suçun dosya delilleri ile sübut bulduğunun anlaşıldığı”

” gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.

Bu kararın da sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının “

“onama”

” istekli 05.03.2009 gün ve 30629 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasında çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanığa yüklenen göçmen kaçakçılığı suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya içeriğine göre;

01.10.2007 tarihinde Jandarma tarafından düzenlenen olay tutanağında; saat 16.30 sıralarında E... Şehirlerarası Otobüs Terminalinde yapılan devriye sırasında yabancı uyruklu 3 kişinin yanlarında sanık N...C... ile birlikte terminale girdikleri, sanığın büfeden bisküvi türü yiyecekler alarak yabancı kişilere verdiği, daha sonra yabancı kişilerin bir masaya oturduklarının görüldüğü, jandarma devriyesini fark eden yabancı uyruklu kişilerin uzaklaşarak şehiriçi minibüsüne bindikleri, sanığın da aynı minibüse bindiği, araç durdurularak yapılan aramada Moritanya uyruklu kişilerin pasaportlarının bulunmadığının tespit edildiği, bu kişilere sorulduğunda sanık ile 100 YTL karşılığında kendilerini İstanbul’a götürmek üzere anlaştıklarını ve söz konusu paranın aileleri tarafından sanığa banka aracılığıyla gönderildiğini söyledikleri, bu sırada sanığın cebinden bir belge çıkararak yırtmak istediği, elinden alındığında banka dekontu olduğu ve S...S... adlı kişi tarafından sanığa 100 Euro gönderildiğine ilişkin olduğu görülerek el konulduğu belirtilmiştir.

Sanık aşamalardaki ifadelerinde tutarlı bir şekilde, yüklenen suçu kabul etmediğini, terminalde yabancı uyruklu kişileri görüp aç olduklarını fark edince onlara acıyıp bisküvi aldığını, bu sırada jandarmaların kendilerini yakaladığını, bu kişilerle para karşılığında İstanbul’a göndermek için anlaşmadığını, yakalanan banka dekontu ile kendisine para gönderildiğinin doğru olduğunu ancak kim tarafından gönderildiğini hatırlamadığını, arkadaşı aracılığıyla olabileceği gibi yurt dışında yaşayan kız kardeşi tarafından da gönderilmiş olabileceğini, daha önce göçmen kaçakçılığı yaptıysa da 4-5 senedir bu işlerden uzak durduğunu söylemiştir.

Pasaport Yasasına aykırılık suçundan kolluk tarafından ifadeleri alınan Moritanya uyruklu M...R..., A...M... ve A....E... adlı kişiler ise, birbirinin aynı olan ifadelerinde 14.09.2007 tarihinde İstanbul’a geldiklerini ve 29.09.2007 tarihine kadar burada kaldıktan sonra otobüsle Edirne’ye geldiklerini, kendi olanakları ile sınırı geçmeye çalıştıklarını ancak bunda başarılı olamayınca İstanbul’a dönmeye karar verdiklerini, terminalde tanıştıkları sanık N... ile kendilerini 100 YTL karşılığında İstanbul’a göndermesi karşılığında anlaştıklarını, fakat daha parayı veremeden yakalandıklarını beyan etmişlerdir.

Tutanak tanıkları Jandarma Astsubayı H...K... ile erler F...K... ve H...B.... ise tutanak içeriğinin doğru olduğunu belirtmişlerdir.

Dosyada fotokopisi bulunan banka dekontunun incelenmesinde, W...U.... acentası olarak Z....Bankası tarafından sanığa 01.10.2007 tarihinde 100 Euro ödendiği, göndericinin Yunanistan’dan S....S....adlı bir kişi olduğu anlaşılmaktadır.

Bütün bu bilgi ve belgeler bir arada değerlendirildiğinde;

Söz konusu olayda yakalanan kaçak göçmenlerin, kolluk tarafından Pasaport Yasasına aykırı davranmak suçundan şüpheli sıfatıyla alınan ifadeleri, tamamıyla birbirinin aynı olup, herhangi bir müdafii yardımından yararlanmadıkları da nazara alındığında, hükme esas alınabilecek nitelikte tanık beyanı olarak değerlendirilmelerine olanak bulunmamaktadır.

Öte yandan, her ne kadar sanığın üzerinde, kendisine bir başka ülkeden para gönderildiğine ilişkin banka makbuzu elde edilmiş ise de, dosya kapsamında bu paranın kaçak göçmenlerin ülkede kalmalarının sağlanması için gönderildiğine ilişkin herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Varsayıma dayalı olarak, bu paranın kaçak göçmenlerin ülkede kalmalarının sağlanması karşılığında gönderildiğinin kabulü de olanaksızdır.

Bu nedenle, dosya kapsamında sanığın, tesadüfen karşılaştığı kaçak göçmenlere aç olmaları nedeniyle yiyecek almaktan başka bir eyleminin bulunmadığına ilişkin savunmasının aksine kanıt bulunmadığından, beraatı yerine, varsayıma dayalı değerlendirmeler ile unsurları oluşmayan göçmen kaçakçılığı suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi yasaya aykırıdır.

Bu itibarla, isabetsiz olan Yerel Mahkeme direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyeleri ise, Yerel Mahkemenin direnme gerekçeleri isabetli olduğundan, hükmün onanmasına karar verilmesi gerektiği görüşüyle karşı oy kullanmışlardır.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- E....4. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.10.2008 gün ve 300-457 sayılı direnme hükmünün BOZULMASINA,

2- Dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.05.2009 günü yapılan müzakerede, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak oyçokluğuyla karar verildi.

UYAP Entegrasyonu