Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY CEZA GENEL KURULU


Ceza Genel Kurulu 2009/1-52 E., 2009/118 K.

Ceza Genel Kurulu 2009/1-52 E., 2009/118 K.
ADAM ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜSKASTEN ÖLDÜRME

5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 35 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 53 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 62 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 81 ]
5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 317 ]
5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 318 ]
5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 156 ]
"İçtihat Metni"

Sanık B...G....’ün, adam öldürmeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı TCY’nın 81, 35/2, 62/1 ve 53. maddeleri uyarınca 11 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin E...Ağır Ceza Mahkemesince verilen 15.11.2005 gün ve 205-646 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 04.07.2007 gün ve 3987-5503 sayı ile, gerekçeli kararın müştekiye tebliği için dosyayı mahalline iade edilmiştir.

Kararın kendisine tebliğine karşın müşteki tarafından temyiz edilmemesi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesince 22.02.2008 gün ve 8720-1279 sayı ile;

“1) Sanık müdafiinin süresinden sonra gerçekleşen duruşmalı inceleme talebinin CMUK’nun 317, 318. maddeleri nedeniyle reddine karar verilmiştir.

2) 08.11.2003 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 03.06.2004 olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.

3) Sanığın, olay günü tartışma neticesinde mağduru üç bıçak darbesi ile yaraladığı, bir yaranın interkostal ven kesisine, diyafrağma ve karaciğer rüptürüne neden olduğu, ikinci yaranın göğüs sol tarafta olduğu, üçüncü yaranın ise yüz ve boğaz kısmında yer aldığı, mağdurun engel olması ve kavganın hareketli ortamı dikkate alındığında sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğu, kanıtların değerlendirilmesinde dosya içeriğine uygun olan ve vicdani kanıyı yansıtan gerekçeye göre, mahkemenin kabul ve takdirinde isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamenin bozma öneren düşüncesi benimsenmemiştir.

4) Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın kasten insan öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, cezayı azaltıcı takdiri indirim sebebinin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde düzeltme nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin suç vasfına, haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiğine, teşebbüs nedeniyle uygulanan ceza miktarının fazla olduğuna, cumhuriyet savcısının suç vasfına yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle,

5237 sayılı TCK’ nun 53. maddesi uyarınca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılan sanık hakkında velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından getirilen kısıtlamanın 53/3. fıkrası uyarınca şartla tahliye tarihine kadar geçerli olduğunun hüküm fıkrasının mahsus bölümüne eklenmesine karar vermek suretiyle CMUK 322. maddesindeki yetkiye istinaden düzeltilen hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (onanmasına)”

” karar verilmiştir.

Yargıtay C.Başsavcılığı ise, 16.02.2009 gün ve 201417 sayı ile;

“...Yargıtay C. Başsavcılığımızın tebliğnamesi 29.05.2006 tarihinde zorunlu müdafii Av. R...Y...'a tebliğ edilmiştir. 5271 sayılı CMK.nun 156. maddesinin 3. fıkrasına göre zorunlu müdafiinin görevi vekaletnamenin mahkemesine sunulduğu tarihte sona ermiştir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinin 3. fıkrasının c bendi ve 5271 sayılı CMK.nun 156. maddesinin 3. fıkrası uyarınca görevi sona eren zorunlu müdafie yapılan usulsüz tebligat ile Yargıtay C. Başsavcılığının tebliğnamesinin, vekaletname uyarınca sanık vekiline tebliğ edilmesinin gerekliliği karşısında usulsüz tebliğ üzerine verilen onama kararının sanığın savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurabileceği...”

” görüşüyle Özel Dairenin onama kararının kaldırılarak tebliğnamenin görevi sona eren zorunlu müdafii yerine, sanığın vekaletname vermek suretiyle seçtiği müdafie tebliğ edilmesinden sonra inceleme yapılması için, dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık, yargılama aşamasında kendisine baro tarafından zorunlu müdafii görevlendirilen sanığın, hükümden sonra kendisinin müdafii tutması durumunda Yargıtay C.Başsavcılığı tarafından düzenlenen tebliğnamenin hangi müdafie tebliği edilmesi gerektiğine ilişkindir.

İncelenen dosya içeriğine göre;

Yargılama sırasında 5271 sayılı CYY’nın yürürlüğe girmesi üzerine aynı Yasanın 150. maddesi uyarınca, yerel mahkemenin istemiyle sanığa E....Barosu tarafından 20.06.2005 tarihinde Av.R... Y...’ın müdafii olarak görevlendirildiği, bu müdafiin sanığın yokluğunda yapılan 27.09.2005 ve 15.11.2005 tarihli oturumlara katılarak yüzüne karşı verilen hükmü 18.11.2005 tarihinde süre tutum dilekçesi ile temyiz ettiği, sanığın 26.12.2005 tarihinde E...3. Noterinin 29608 yevmiye nolu vekaletnamesi ile kendisine müdafii olarak Av. K...N...’nu tuttuğu, Av. K...N....’nun hükmü 27.12.2005 tarihinde temyiz ettiği, zorunlu müdafiin de 28.12.2005 tarihinde gerekçeli temyiz dilekçesi verdiği, tebliğnamenin 09.08.2006 tarihinde zorunlu müdafii Av.R...Y....'a tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun birçok kararında da vurgulandığı üzere; hükmü temyiz etmeleri halinde veya aleyhlerine sonuç doğurabilecek görüş içermesi halinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamenin, sanık veya müdafii ile katılan veya vekiline tebliğ olunacağı, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte olan 1412 sayılı CYUY’nın 316. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiş, 5271 sayılı CYY’nın 297. maddesinde de aynı hükme yer verilmiştir. Adil yargılanma hakkı ve savunma hakkı ile ilgili bulunan bu hüküm buyurucu nitelikte olup, uyulması zorunludur.

5271 sayılı CYY’nın “

“Müdafiin görevlendirilmesinde usul”

” başlıklı 156. maddesinde soruşturma ve kovuşturma evrelerinde müdafiin görevlendirme yöntemi gösterildikten sonra, maddenin 3. fıkrasında: “

“(3) Şüpheli veya sanığın kendisinin sonradan müdafii seçmesi halinde, baro tarafından görevlendirilen avukatın görevi sona erer”

” şeklinde düzenleme ile görevlendirilen müdafiin görevinin hangi halde sona ereceği hükme bağlanmıştır. Aynı Yasanın 150/4. maddesine dayanılarak çıkarılan ve 02.03.2007 gün ve 26450 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “

“Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik”

” in “

“Görevin sona ermesi”

” başlıklı 7/1-ç. maddesinde de; “

“ç) Kişinin kendisine bir müdafii veya vekil seçmesi, hâllerinde sona erer”

” denilmektedir.

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Yargılama aşamasında yerel mahkemenin istemi üzerine baro tarafından CYY’nın 150. maddesi uyarınca görevlendirilen müdafiin görevi, sanığın kendisine vekaletname ile bir müdafii seçmesi nedeniyle sona ermiş bulunmaktadır. Bu tarihten sonra sanığın savunmasını vekâletname ile görevlendirdiği Av. K...N....yapacağından Yargıtay C.Başsavcılığı tebliğnamesinin de bu müdafie tebliği gerekir. Bu nedenle, tebliğnamenin sanığın görevlendirdiği müdafii yerine, baro tarafından atanan ve görevi sona ermiş bulunan müdafie tebliğ edilerek temyiz incelemesinin yapılması savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir.

Bu itibarla, itirazının kabulü ile Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Yargıtay C. Başsavcılığı tebliğnamesinin, sanığın vekâletname ile görevlendirdiği müdafii Av. K... N...’na tebliğ edildikten sonra, temyiz incelemesi yapılması için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle,

1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 22.02.2008 gün ve 8720-1279 sayılı düzelterek onama kararının KALDIRILMASINA,

3- Yargıtay C.Başsavcılığı tebliğnamesinin sanığın vekaletname ile görevlendirdiği müdafii Av. K...N....’na tebliğ edildikten sonra temyiz incelemesi yapılması için dosyanın, Yargıtay 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.05.2009 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu