Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY CEZA GENEL KURULU


Ceza Genel Kurulu 2009/2-50 E., 2009/130 K.

Ceza Genel Kurulu 2009/2-50 E., 2009/130 K.
KASTEN YARALAMA

5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 51 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 62 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 86 ]
5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 231 ]
"İçtihat Metni"

Hükümlü L....D...’in, “

“5237 sayılı TCY’nın 86/2-3, 62 ve 51. maddeleri uyarınca 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, suçun kovuşturulması şikayete tabi olmadığından 5271 sayılı CYY’nın 231/14. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına, cezasının ertelenmesine, 1 yıl denetim altında bulundurulmasına”

” ilişkin, D... (Y...) Sulh Ceza Mahkemesince verilen 21.01.2008 gün ve 671-65 sayılı hüküm, temyiz edilmeksizin 29.01.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Hükmün kesinleşmesinden sonra 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CYY’nın 231. maddesi uyarınca değerlendirme yapılmasının istenmesi üzerine, D... Sulh Ceza Mahkemesince 03.04.2008 gün ve 671-65 sayılı ek karar ile; hükümlü hakkındaki tecilli hükmün “

“kesinleşmiş ve infaz edilmekte olan mahkûmiyet hükmü”

” sayılamayacağı gerekçesiyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından değerlendirme yapılması talebinin reddine karar verilmiş, D....Cumhuriyet savcısı tarafından 07.04.2008 tarihinde görüldüsü yapılan, hükümlü L.....D...’e ise 13.05.2008 tarihinde tebliğ edilen karar, itiraz yasa yoluna başvurulmaksızın, 21.05.2008 tarihinde kesinleşmiştir.

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 21.08.2008 gün ve 43810 sayılı yazısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.09.2008 gün ve 178458 sayılı ihbarnamesi ile; “

“ek kararın duruşmalı inceleme sonucu verilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi ve hakkındaki ceza ertelenmiş olan sanık hakkında lehine olan, hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi”

” nedenlerine dayalı olarak yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması üzerine; Yargıtay 2. Ceza Dairesince 16.01.2009 gün ve 23488-84 sayı ile; incelemenin duruşmalı yapılması yönündeki istemin reddine, erteli mahkûmiyetin hükmün açıklanmasının geri bırakılması açısından değerlendirilemeyeceği yönündeki talebin ise yerinde görülmesi nedeniyle, D....Sulh Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 03.04.2008 gün ve 2007/671, 2008/65 sayılı ek kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca bozulmasına, sonraki işlemlerin yerinde ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine…

…” karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 19.02.2009 gün ve 178458 sayı ile olağanüstü itiraz yasa yoluna başvurulmak suretiyle, kesinleşmiş hükümlerde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun değerlendirilmesi için yapılan uyarlama yargılamalarında, objektif koşulların varlığının saptanması halinde, subjektif koşulların ancak duruşmalı inceleme sonunda değerlendirilebileceğinden bahisle, Özel Daire kararında yer alan “

“(1) nolu bozma istemi yerinde görülmediğinden reddine”

” şeklindeki kısmın kaldırılmasına ve bu istemin kabulüne karar verilmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.

Dosya, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık; kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun değerlendirilmesi için gerçekleştirilecek olan yargılamanın, duruşmalı yapılmasının gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkin ise de; yasa yolu bildiriminin usulüne göre yapılıp yapılmadığı hususunun ve bundan doğabilecek sonuçların Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak öncelikle değerlendirilmesi gerekmiştir.

İncelenen dosya içeriğinden; ek karardaki yasa yolu bildiriminin “

“…dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda D...Asliye Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi”

” şeklinde yapıldığı görülmektedir.

Bu karar, sanığın adresine tebliğe çıkarılmış ve sanık tevziat sırasında geçici olarak adresinde bulunamadığından 13.05.2008 tarihinde Tebligat Yasasının 21. maddesi uyarınca tebliğ edilmiştir.

İlkeleri, Ceza Genel Kurulunun 30.01.2007 gün ve 9-18 sayılı kararında açıklandığı üzere;

Gerek yüze karşı, gerekse gıyapta verilen kararlarda yasa yolunun süresinin, merciin ve şeklinin belirtilmesi ve bu hususların karara yazılması zorunludur.

Somut olayda; yasa yoluna başvuru süresi ve başvuru şeklinin gösterilmemiş olması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “

“Adil Yargılanma Hakkını”

” düzenleyen 6. maddesi ile bu hakkın kapsamına yeni bir yorum getiren Sözleşmeye Ek 7 Nolu Protokolün 2. maddesine, 2709 sayılı T.C. Anayasası’nın 40/2. maddesine ve 5271 sayılı Yasanın 34/2, 231/2. ile 232/6. maddelerine açıkça aykırılık oluşturduğundan, belirtilen durumun 5271 sayılı Yasanın 40. maddesi uyarınca eski hale getirme nedeni sayılması gerektiğinde duraksama yaşanmamaktadır.

Bu durumda, 5271 sayılı Yasanın 40. maddesindeki düzenleme uyarınca eski hale getirme nedeninin varlığı kabul edilmekle birlikte, tarafların bu yola başvurabilmeleri açısından eksikliği gidermeye yeterli meşruhatlı duyuru ile tarafların bilgilendirilmesi gerekmektedir.

Öte yandan, olağanüstü yasa yollarından birisi olan “

“yasa yararına bozmaya”

” başvurulabilmesinin ilk koşulunun “

“kesinleşmiş bir kararın veya hükmün bulunması”

” olması nedeniyle; olağan yasa yoluna başvurma imkanının devam ettiği somut olayda, henüz kesinleşmediği anlaşılan ek karara karşı yasa yararına bozma yasa yoluna başvurma olanağı bulunmamaktadır.

Bu itibarla, Ceza Genel Kurulunun duraksamasız kararlarında da kabul edildiği gibi, ek kararın yasa yolu bildirimini de içeren meşruhatla birlikte sanığa tebliği ile bunun üzerine sanık tarafından olağan yasa yoluna başvurulması olanaklı bulunduğundan; itirazın değişik gerekçe ile kabulüne, Özel Daire kararının kaldırılmasına ve henüz kesinleşmediği anlaşılan karara karşı yapılan “

“yasa yararına bozma”

” başvurusunun reddine karar verilmelidir.

SONUÇ

:

Açıklanan nedenlerle,

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçe ile KABULÜNE,

2- Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 16.01.2009 gün ve 23488-84 sayılı kararının KALDIRILMASINA,

3- Adalet Bakanlığı’nın yasa yararına bozma isteminin REDDİNE,

4- Dosyanın, D... Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.05.2009 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu