Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY CEZA GENEL KURULU


Ceza Genel Kurulu 2009/2-2 E., 2009/115 K.

Ceza Genel Kurulu 2009/2-2 E., 2009/115 K.
YARALAMA

5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 53 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 58 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 86 ]
"İçtihat Metni"

Hükümlünün kasten yaralama suçundan 5237 sayılı TCY’nın 86/2, 86/3-e, 53/1. maddeleri uyarınca sonuç olarak 7 ay 15 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına, cezasının TCY’nın 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına ilişkin, S...2. Sulh Ceza Mahkemesince verilen 05.03.2008 gün ve 589–

–63 sayılı hüküm temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Adalet Bakanlığınca 1412 sayılı CYUY’nın 305/son maddesine göre, kesin olan mahkûmiyetlerin tekerrüre esas alınamayacağı görüşüyle yasa yararına bozma yasa yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay 2. Ceza Dairesince 04.12.2008 gün ve 34254–

–21355 sayı ile;

“Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden S...2. Sulh Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 05.03.2008 gün ve 2006/589–

–2008/63 sayılı kararın 5271 sayılı CMK’nın 309/4-(d) bendi uyarınca bozulmasına, ‘

‘sanığın S.... 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 2006/74 esas, 2006/166 karar sayılı ilamı ile mükerrir konumuna düştüğünden cezasının TCK’nun 58. maddesine göre çektirilmesine’ ve ‘

‘cezanın infazından sonra TCK’nun 58. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına’ ilişkin ibarelerin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen korunmasına”

” karar verilmiştir.

Yargıtay C.Başsavcılığı ise 05.01.2009 gün ve 229287 sayı ile;

“...Suçların işlendiği tarihte gerek 765 sayılı TCK’nun tekerrüre ilişkin hükümleri, gerek ise 5320 sayılı Yasanın 8/1. madde ve fıkrasının yalnızca temyize ilişkin hükümler yönünden göndermede bulunması nedeniyle 1412 sayılı CMUK’nun 305. maddesinin son fıkrasının birinci cümlesinde yazılı tekerrüre ilişkin hükmü yürürlükte değildir. Bu nedenle, olayda 1412 sayılı CMUK’nun 305. maddesinde yer alan tekerrüre ilişkin hükmün uygulanma yeteneği bulunmamaktadır. Somut olayda, suç tarihlerinde tekerrüre ilişkin önceki mevzuat hükümlerinin yürürlükte olmaması nedeniyle failin lehine olan kanunun uygulanmasına ilişkin 5237 sayılı TCK’nun 7/2. madde ve fıkrasının tatbiki mümkün değildir.

Fiillerin işlendiği tarihlerde, 5237 sayılı Yasa yürürlüktedir. Dolayısıyla tekerrürün koşullarının oluşup oluşmadığının, uygulanıp uygulanamayacağının yürürlükte olan bu Kanun hükümlerine göre belirlenmesi zorunlu bulunmaktadır. Gerek 5237 sayılı Yasanın 58. maddesinde ve gerek ise 5271 sayılı Yasada, temyizi kabil olmayan cezaya ilişkin hükümlerin tekerrüre esas alınamayacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığından, Yerel Mahkemenin uygulamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Aksi uygulama, kanun koyucunun amacına, yasal düzenlemelere aykırı sonuç doğurur”

” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmesi isteminde bulunmuştur.

Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Yargıtay Ceza Genel Kurulunca çözümü gereken uyuşmazlık; 1 Haziran 2005 tarihinden sonra işlenen suçlar yönünden hükmedilen kesin nitelikteki mahkûmiyetlerin 5237 sayılı TCY’nın 58. maddesi uyarınca tekerrüre esas olup olmayacağına ilişkindir.

İncelenen dosyada, hükümlünün 09.01.2006 tarihinde işlediği trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu nedeniyle S...2. Sulh Ceza Mahkemesinin 04.04.2006 gün ve 74 –

–166 sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCY’nın 179/2 ve 50. maddeleri uyarınca sonuç olarak 500 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, incelemeye konu kasten yaralama suçunu ise 16.07.2006 tarihinde işlediği anlaşılmaktadır.

5271 sayılı CYY’nın 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmesi üzerine, 1412 sayılı CYUY, 5320 sayılı Yasanın 18/1-a maddesi uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır. Ancak yeni usul yasasının sisteminde, yasa yolları içinde istinafa yer verilmesi ve bölge adliye mahkemelerinin henüz göreve başlamaması nedeniyle 5320 sayılı Yasanın “

“Temyiz ve karar düzeltme”

” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında; “

“Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazetede ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322 nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326 ncı maddeleri uygulanır”

” hükmüne yer verilmek suretiyle bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamasından önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında 1412 sayılı CYUY’nın 305 ila 322. maddelerinin uygulanacağı öngörülmüştür.

5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarında halen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CYUY’nın “

“Temyizi Kabil Olan ve Olmayan Hükümler”

” başlıklı 305. maddesi; “

“Ceza Mahkemelerinden verilen hükümler temyiz olunabilir. Ancak, onbeş sene ve ondan yukarı hürriyeti bağlayıcı cezalara ait hükümleri hiç bir harç ve masrafa tabi olmaksızın Yargıtay’ca re'sen tetkik olunur.

1. İkimilyar liraya kadar (İkimilyar dahil) para cezalarına dair olan hükümler,

2.Yukarı sınırı onmilyar lirayı geçmeyen para cezasını gerektiren suçlardan dolayı verilen beraat hükümleri,

3. Bu Kanun ile sair kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler, temyiz olunamaz.

Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz. Ancak haklarında 343 üncü madde hükümleri dairesinde Yargıtaya başvurulabilir”

” hükmünü içermekte olup, maddenin 2. fıkrasında sayılan ve kesin olduğu belirtilen hükümlerin tekerrüre esas olmayacağı, maddenin son fıkrasında açıkça belirtilmiştir.

Diğer yönden, Ceza Genel Kurulu’nun birçok kararında da açıkça vurgulandığı üzere; 5237 sayılı TCY’nın 50. maddesinde, 647 sayılı Yasanın 4. maddesindeki düzenlemeye benzer şekilde “

“Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adli para cezası veya tedbirdir”

” hükmüne yer verilmesine karşın, “

“Bu hükmün uygulanması, kanun yollarına başvurmada engel teşkil etmez”

” hükmüne yer verilmemesi nedeniyle, gerek 5237 sayılı Yasanın 50. maddesi uyarınca kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezaya seçenek olarak hükmedilen, gerekse 52. madde uyarınca doğrudan hükmedilen 2 milyar lirayı (2000 YTL.) aşmayan adli para cezalarına ilişkin hükümler kesin niteliktedir.

Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;

Hükümlünün yerel mahkeme tarafından tekerrüre esas alınan önceki mahkûmiyeti 1412 sayılı CYUY’nın 305. maddenin 2. fıkrası uyarınca kesin nitelikte olup temyiz yeteneği bulunmamaktadır.

Tekerrürü eski sistemden farklı olarak, bir infaz kurumu şeklinde düzenleyen yasa koyucu, CYUY’nın 305. maddesinin son fıkrasını yürürlükten kaldırmak isteseydi o takdirde 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesine tıpkı CYUY’nın 322. maddesinin 4, 5 ve 6. fıkralarına istisna getirdiği gibi benzer bir düzenleme eklemesi gerekirdi. 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesinde CYUY’nın 305/son maddesinin yürürlükte olmadığına ilişkin böyle bir istisna öngörülmediğine göre bu normun yürürlükte olduğunun kabulü zorunludur.

Bu nedenle, yürürlükte olduğunda hiçbir kuşku bulunmayan bir yasa maddesinin, yeni ceza sisteminde tekerrür için getirilen düzenlemelerle uygunluk arzetmediği gerekçesiyle yapılacak bir yorumla, üstelik sanık aleyhine sonuç doğuracak şekilde uygulanmamasının yasal dayanağı bulunmamaktadır.

Bu itibarla, Özel Dairenin kesinleşen hükümden tekerrürün uygulanmasına ilişkin bölümün çıkartılmasına karar vermesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmesi gereklidir.

SONUÇ

:

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE,

2- Dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.05.2009 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu