Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY CEZA GENEL KURULU

Ceza Genel Kurulu         2008/7-222 E.  ,  2009/99 K.KABAHATLAR KANUNU YENIDEN DEĞERLENDIRME ORANI HAFIF HAPIS CEZASI HAFIF PARA CEZASI EHLIYETSIZ ARAÇ KULLANMAK HAFIF HAPIS CEZALARININ IDARI PARA CEZASINA DÖNÜŞTÜRÜLMESITÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 52KABAHATLER KANUNU (5326) Madde 17TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN (5252) Madde 7VERGİ USUL KANUNU (213) Madde 298KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU (2918) Madde 36
"İçtihat Metni"Ankara Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünün 05.04.2008 gün ve 501644 sayılı Trafik Suç Tutanağı ile C.... I...’ın, 2918 sayılı Yasanın 36. maddesine aykırı davrandığından bahisle mevcutlu olarak getirilmesi üzerine, Ankara C.Başsavcılığınca 10.04.2008 gün ve 2226-2033 sayı ile ilgilinin yeniden değerleme oranı da dikkate alınmak suretiyle sonuçta 760 YTL. idari para cezasıyla cezalandırılmasına, peşin ödeme halinde 1/4 oranında indirim uygulanarak idari para cezasının 570 YTL olarak uygulanmasına, itirazı kabil olarak karar verilmiş, sanığın itirazı üzerine evrakı inceleyen Ankara 6. Sulh Ceza Mahkemesince 11.04.2008 gün ve 780-778 sayı ile Ankara C.Başsavcılığınca verilen idari yaptırım kararının usul ve yasaya uygun olduğundan bahisle itirazın reddine karar verilmiştir. Adalet Bakanlığınca 28.05.2008 gün ve 29996 sayı ile; 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 36/3. maddesinde, sürücü belgesi olmadan trafiğe çıkanlara uygulanacak müeyyideler gösterilmiş olup, anılan maddedeki cezanın halen hafif hapis cezası olarak yasadaki yerini koruduğu, 5252 sayılı Yasanın 7/1. maddesi ile yasalarda “hafif hapis” veya “hafif para” cezası olarak öngörülen yaptırımların, idari para cezasına dönüştürüldüğü ve uygulanacak idari para cezasının hesaplanma yönteminin de 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 52. maddesi uyarınca yapılacağının belirtildiği, bu halde 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 36/3. maddesinde öngörülen 1 ay hafif hapis cezasının karşılığı olarak 5237 sayılı Yasanın 52. maddesine göre günlüğü 20,00 YTL üzerinden 600,00 YTL idari para cezasına hükmedilmesi gerekeceği gözetilmeden 2006, 2007 ve 2008 yılları için öngörülen yeniden değerleme oranları uyarınca para cezasının artırılarak yazılı şekilde fazla ceza tayin olunmasında isabet bulunmadığından bahisle yasa yararına bozma isteminde bulunulması üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 16.07.2008 gün ve 10320-16919 sayı ile; “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden Ankara 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 11.04.2008 gün ve 2008/780 değişik iş, 2008/778 müteferrik sayılı kararının CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma gereği yeniden uygulama yapılarak 5252 sayılı Yasanın 7. maddesinin 1 ve 2. fıkraları uyarınca, 2918 sayılı Yasanın 36. maddesinin 3. fıkrasındaki 1 aylık hafif hapis cezası esas alınıp, 5237 sayılı Yasanın 52. maddesinde yazılı günlük 20 YTL hesabıyla sonuçta 600 YTL idari para cezasıyla cezalandırılmasına ve infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen bırakılmasına” karar verilmiştir. Yargıtay C.Başsavcılığı ise, 16.10.2008 gün ve 121862 sayı ile; “Somut olayda, sanığın ehliyetsiz araç kullanma biçimindeki eylemi 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 36/3. maddesi uyarınca 1 aydan iki aya kadar, tekrarı halinde iki aydan üç aya kadar hafif hapis cezasını gerektirmektedir. 5252 sayılı Yasanın 7/1. maddesi hükmü karşısında, anılan hapis cezası doğrudan doğruya (şartsız olarak) idari para cezasına dönüştürülmüştür. Bu durumda sanığın eylemine uyan temel ceza artık hafif hapis cezası değil, yasa gereği dönüştürülen idari para cezasıdır. Temel cezanın hafif hapis olduğunu ve bunun 5237 sayılı TCK’nun 50. maddesindeki gibi idari para cezasına çevrildiğini söylemek olanaklı değildir. 5252 sayılı Yasanın 7/1. maddesinin 2. cümlesi gereğince idari para cezasının hesaplanmasında, TCK’nun 52. maddesi hükmü göz önünde bulundurulup, temel idari para cezası bu şekilde hesaplandıktan sonra, yine 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Yasasının 17. maddesinin 7. fıkrası uyarınca yeniden değerleme oranında arttırılarak sonuç idari para cezasının bulunması gerekmektedir. Kaldı ki somut olayda, 2918 sayılı Yasanın ek 3. maddesinde de, trafik suçlarına ilişkin cezaların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere tespit ve ilan olunan yeniden değerleme oranında arttırılacağına ilişkin düzenlemeye yer verilmiş olması nedeniyle de bu artırımın yapılması gerekmektedir. Kabahatler Yasasının “saklı tutulan hükümler” başlıklı 19. maddesinde, diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen maddede belirtilen bazı yaptırımların, ilgili kanunlarda bu kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklı olacağına işaret edilirken, bunlar arasında, halen hafif hapis cezası olarak kalmış bulunan kanunlardaki hafif hapis cezalarının da saklı olacağına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu durumda 5252 sayılı Yasanın 7/1. maddesinin açık hükmü karşısında, hafif hapis cezasının idari para cezasına dönüştürülmesi, idari para cezasını hesaplarken TCK’nın 52. maddesi hükümlerinin gözetilmesi ve yıllara göre yeniden değerleme oranında artırım yapılmak suretiyle sonuç idari para cezasının belirlenmesi gerekmektedir” görüşüyle itiraz yasa yoluna başvurarak Özel Daire kararının kaldırılmasına ve yasa yararına bozma isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır. TÜRK MİLLETİ ADINA CEZA GENEL KURULU KARARI Özel Daire ile Yargıtay C.Başsavcılığı arasındaki uyuşmazlık; 5252 sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca hafif hapis cezasından idari para cezasına dönüştürülen yaptırımlar yönünden, 5326 sayılı Kabahatler Yasasının 17/7. maddesi uyarınca yeniden değerleme oranında arttırım yapılıp yapılamayacağının belirlenmesine ilişkindir. Uyuşmazlık konusunun çözümünde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için yasal düzenlemelerin incelenmesinde yarar vardır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 36. maddesinin 3. fıkrası; “Sürücü belgesi sahibi olmadan trafiğe çıkanlara ilk tespitte bir aydan iki aya kadar, tekrarı halinde iki aydan üç aya kadar hafif hapis cezası verilir. Ayrıca bu kişiler her defasında 7.200.000 lira hafif para cezasıyla da cezalandırılırlar. Bu kişilerin kazaya neden olması halinde bu cezaların uygulanması diğer cezaların uygulanmasına engel teşkil etmez. Sürücü aynı zamanda araç sahibi değilse, ayrıca tescil plakasına da aynı miktar için ceza tutanağı düzenlenir” hükmünü taşımaktadır. 5252 sayılı Türk Ceza Yasasının Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Yasanın “Hafif hapis ve hafif para cezalarının idari para cezasına dönüştürülmesi”başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrası ile; “Kanunlarda, ‘hafif hapis’ veya ‘hafif para’ cezası olarak öngörülen yaptırımlar, idari para cezasına dönüştürülmüştür. İdari para cezasının hesaplanmasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 52 nci maddesi hükümleri uygulanır. İlgili kanunda ‘hafif hapis’ cezasının üst sınırının belirtilmediği hallerde, idari para cezasının hesaplanmasında esas alınacak gün sayısının üst sınırı, yediyüzotuzdur” hükmü; 5326 sayılı Kabahatler Yasasının, “İdari para cezası” başlıklı 17. maddesinin 7. fıkrası ile de; İdarî para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilân edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu suretle idarî para cezasının hesabında bir Türk Lirasının küsuru dikkate alınmaz. Bu fıkra hükmü, nispi nitelikteki idarî para cezaları açısından uygulanmaz” hükmü getirilmiştir. Bu yasal düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, 5252 sayılı Yasanın 7/1. maddesi ile yasalarda “hafif hapis” veya “hafif para” cezası olarak öngörülen yaptırımlar idari para cezasına dönüştürülmüş, uygulanacak idari para cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 52. maddesi uyarınca belirlenmesi esası getirilmiştir. 5326 sayılı Kabahatler Yasasının 17. maddesindeki düzenleme ise, Yasalarda yaptırımı doğrudan idari para cezası olarak öngörülen kabahatler yönünden idari para cezasının hesaplanması yöntemini göstermektedir. 5252 sayılı Yasanın 7. maddesinde “hafif hapis” veya “hafif para” cezalarının dönüştürülmesi ve yöntemi açıkça düzenlenmiş olmakla, maddede öngörüldüğü şekilde 5237 sayılı TCY’nın 52. maddesi ile idari para cezası belirleneceğinden, 5326 sayılı Yasanın 17/7. maddesinin bu şekilde dönüştürülen idari para cezaları bakımından uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Kaldı ki, somut olayda uygulama konusu yapılan 2918 sayılı Yasanın 36. maddesinde öngörülen yaptırım halen hafif hapis cezası olarak varlığını sürdürmektedir. Özel Yasalarda yer alan cezaların 5728 sayılı Yasa ile düzenlenmesi sırasında, 2918 sayılı Yasa hükümleri yasa koyucu tarafından değiştirilmemiş olduğu da gözetildiğinde anılan maddede yer alan hafif hapis cezası yönünden 5252 sayılı Yasanın 7/1. maddesinin uygulanma zorunluluğu devam etmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Sanık hakkında, sürücü belgesiz araç kullandığından bahisle tutanak düzenlenmiş ve C.savcılığınca bu eylemi nedeniyle 2918 sayılı Yasanın 36/3. maddesi uyarınca idari para cezası verilmiş, uygulanması gerekli hafif hapis yaptırımı 5252 sayılı Yasanın 7/1. maddesi gereğince, idari para cezasına dönüştürülerek belirlenmiştir. Ancak, uygulanacak idari para cezası belirlenirken yeniden değerleme oranında artırım yapılması yasaya aykırıdır. Özel Dairece, yasa yararına bozma istemi üzerine, bu aykırılık saptanarak mercii kararının bozulması ve idari para cezasının yöntemince belirlenmesi isabetlidir. Bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir. Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyesi Orhan Koçak ise, 5560 Sayılı Yasa ile değişik 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 3. maddesi; “(1) Bu kanunun; a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, b) DİĞER GENEL HÜKÜMLERİ, İDARİ PARA CEZASI veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi YAPTIRIMINI GEREKTİREN BÜTÜN FİİLLER HAKKINDA UYGULANIR.””, 17/7. fıkrasında da, “İdari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 04.01.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca tesbit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu fıkra hükmü, nisbi nitelikteki idari para cezalarına uygulanmaz” denmektedir. 5326 Sayılı Yasanın 17/7. fıkra, 5326 Sayılı Yasanın 3/b bendinde belirtilen “diğer genel hükümler” kapsamında olduğundan 2918 Sayılı Yasanın 36. maddesinde belirtilen H.Hapis cezası üzerinden 5252 Sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca hesaplanan idari para cezasına da uygulanması gerekir. 5252 Sayılı Yasanın 7/1. fıkrasında görüleceği üzere Kanunlarda "hafif hapis" veya "hafif para" cezası olarak öngörülen yaptırımlar, İDARİ PARA CEZASINA DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR. İdari para cezası hesaplanmasında 5237 sayılı TCK.nun 52. maddesi hükümleri uygulanır. 2. fıkrada da "kanunlarda, hafif hapis cezası ile hafif para cezasının seçimlik olarak veya birlikte öngörüldüğü hallerde, idari para cezası yaptırımının belirlenmesinde hafif hapis cezası esas alınır. 2918 Sayılı Yasanın 36. maddesi 3. fıkrada "sürücü belgesi sahibi olmadan trafiğe çıkanlara ilk tespitte bir aydan iki aya kadar, tekrarı halinde iki aydan üç aya kadar hafif hapis cezası verilir. Ayrıca bu kişiler her defasında 7.200.000 Lira hafif para cezasıyla da cezalandırılır." hükmü dikkate alındığında 5252 Sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca 2918 Sayılı Yasa da öngörülen hafif hapis cezası baz alınarak 5237 Sayılı Yasanın 52. maddesine göre ceza belirlenip 5326 Sayılı Yasanın 17/7. fıkraya göre de yeniden değerleme oranında artırım yapılarak sonuç cezanın tespiti gerekir. İzah edilen nedenlerle özel daire tarafından Y. Emir talebi reddedilmeliydi düşüncesiyle itirazın bu yönden kabulü gerektiğinden çoğunluk kararına katılmıyorum.” görüşüyle, Bir Kurul Üyesi de bu görüşe katılarak, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulü yönünde; Bir Kurul Üyesi ise, “Yasa yararına bozma yasa yolunda, idari para cezasının Özel Dairece belirlenmesine olanak bulunmadığından, merci kararının yasa yararına bozulması ile yetinilmeli ve müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına karar verilmeliydi. Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının bu değişik gerekçe ile kabulüne karar verilmelidir” görüşüyle karşı oy kullanmışlardır. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; 1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE, 2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere, Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.04.2009 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.

UYAP Entegrasyonu