Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY CEZA GENEL KURULU


Ceza Genel Kurulu 2007/4.MD-94 E., 2008/2 K.

Ceza Genel Kurulu 2007/4.MD-94 E., 2008/2 K.
GÖREVDE YETKİYİ KÖTÜYE KULLANMA

5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 257 ]
"İçtihat Metni"

Sanık F.... Ş....'in görevde yetkiyi zincirleme biçimde kötüye kullanma suçundan dolayı eski ve yeni ceza yasaları arasında yapılan karşılaştırmada daha lehe olduğu saptanan 765 sayılı TCY'nın 240, 80, 59/2 ve 647 sayılı Yasanın 4, 5 ve 6. maddeleri uyarınca 836 YTL adli para cezası ve 2 ay 27 gün süreyle kamu hizmetlerinden yasaklılık cezalarıyla cezalandırılmasına, para cezasının taksitlendirilmesine, cezalarının ertelenmesine ilişkin olarak Yargıtay 4. Ceza Dairesinden verilen 01.03.2007 gün ve 46-12 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının "hükmün onanması" görüşünü içeren 12.04.2007 gün ve 17 sayılı tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

Konunun Genel Kurulda incelenmesinden önce, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, aynı olay nedeniyle Çalışma Bakanlığı merkez örgütü ile bağlı ve ilgili kuruluşlarında çalışan kamu görevlisi diğer on şüpheli bakımından soruşturma yetkisinin bulunmadığını belirterek soruşturmalarının ayrılmasına karar verdiği ve evrakı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği, Çalışma Bakanlığı Müsteşarı olan sanık F.... Ş.... hakkında ise Yargıtay 4. Ceza Dairesinde kamu davası açtığı ifade edilerek, 4483 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca kanıtların birlikte değerlendirilebilmesi ve daha sağlıklı bir yargıya varılabilmesi için aynı suçtan şüpheli olan diğer kamu görevlilerinin üst dereceli kamu görevlisi olan sanık F.... Ş.... ile birlikte Yargıtay 4. Ceza Dairesinde yargılanmaları gerektiğinin ileri sürülmesi üzerine bu husus ön sorun olarak ele alınıp tartışılmış, gerçekleştirilen müzakere sonucunda, diğer sanıklarla ilgili soruşturma sonucunun dosya içeriğinden anlaşılamaması nedeniyle, haklarında henüz dava açılıp açılmadığı ve açıldıysa hangi aşamada olduğunun bilinmemesi karşısında, bu hususların araştırılıp yargılamaların birleştirilmesinin şu an görülmekte olan bu davaya bir katkıda bulunmayacağı görüşü üçe karşı yirmibir oyla kabul edilmiş ve davanın esasının incelenmesine geçilmiştir.

İncelenen olayda;

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının sunduğu hizmetlerin iyileştirilmesi ve standarda kavuşturulmasının planlandığı, bunun gerçekleştirilebilmesi bakımından da öncelikle merkez ve taşra örgütü ile bağlı ve ilgili kuruluşlardaki görevlilerin Toplam Kalite Yönetimi ve ISO 9000 Standartları ile ilgili eğitim almalarının kararlaştırıldığı, bu amaçla yapılacak eğitim çalışmalarını planlamak ve koordinasyonunu gerçekleştirmek üzere Bakanlıkta bir Merkez Birimi ile bağlı ve ilgili kuruluşlarda da Toplam Kalite Yönetimi ve ISO 9000 Konseyleri oluşturulduğu, Merkez Birim tarafından yürütülen çalışmalar sırasında TODAİE, TSE, KAL-DER, TÜSSİDE, MPM, AR-GE isimli kuruluşlar ile bazı üniversitelerin gönderdikleri temsilcilerle görüşmeler yapıldığı, kendilerinden eğitim konuları, süresi, materyalleri, sağlayabilecekleri destek hizmetler ve istenecek ücretler konusunda bilgi istendiği, bunlardan bir kısmının da istenen eğitim planları ile eğitim ücret bilgilerini içeren yazılarını Merkez Birim'e doğrudan verdikleri veya müsteşar yardımcısı, Bakan gibi kamu görevlilerinin faksları aracılığıyla Merkez Birim'e ulaştırdıkları, bu çalışmalar sonucunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Toplam Kalite Yönetimi ve ISO 9000 Kalite Sistemi Uygulama Yönergesi hazırlanarak 20.09.2001 tarihli genelge ile merkez ve taşra birimleri ile bağlı-ilgili kuruluşlara gönderildiği, Bilahare Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı'nın başkanlığında Bakanlıkta 29.09.2001 günü gerçekleştirilen toplantıda alınan kararlar gereğince, Merkez Birim'den sorumlu Müsteşar Yardımcısı M..... G..imzasıyla kuruluşlara gönderilen 04.10.2001 tarih ve 2473 sayılı yazıda; eğitim programının gerek Bakanlık gerekse bağlı ve ilgili kuruluşlarda 15.10.2001 tarihinden itibaren başlatılması ve eğitim programlarına ilişkin protokollerin de en geç 11.10.2001 gününe kadar Merkez Birim'e gönderilmesinin istendiği, ayrıca bu eğitimlerin Bakanlık Merkez ve Taşra örgütleri personeli için Bakanlığın bağlı birimi olan YODÇEM (Yakın ve Ortadoğu Çalışma ve Eğitim Merkezi) tarafından, diğer bağlı ve ilgili kuruluşların personeli bakımından ise YODÇEM aracılığıyla veya diğer eğitim kuruluşlarından kendilerince sağlanmasının belirtildiği, ancak eğitimin başlama tarihine kadar gerek YODÇEM gerekse diğer bağlı ve ilgili kuruluşların eğitim verecek kuruluşlardan usulünce teklif alıp değerlendirmelerinin ve ihaleyi sonuçlandırmalarının mümkün olamayacağının anlaşılması üzerine, YODÇEM Başkan Vekili S.... Y......imzasıyla 10.10.2001 tarih ve 1573 sayılı bir yazının hazırlandığı, bu yazıda, Merkez Birimce yapılan çalışmalar sırasında TSE, TÜSSİDE, KAL-DER ve TODAİE isimli kuruluşların bu eğitimi kendilerinin verebileceklerini belirterek Merkez Birim'e sundukları tekliflerin YODÇEM Başkanlığına verilmiş teklif gibi değerlendirilmesinin istendiği, bu yazının sanık Müsteşar F.... Ş.... tarafından "uygun görüşle" imzalandığı, keza Bakan tarafından da "olur" verildiği, ertesi gün yazılan ve yine YODÇEM Başkan Vekili imzasıyla gönderilen 11.10.2001 gün ve 1580 sayılı bir başka yazıda ise; sözü edilen eğitimlerin tamamının KAL-DER (Kalite Derneği) isimli kuruluştan alınmasının onaya sunulduğu, bu yazının da sanık Müsteşar F.... Ş.... tarafından "uygun görüşle" imzalanıp Bakan tarafından da onay verildiği, bilahare YODÇEM ile KAL-DER arasında bir eğitim protokolü hazırlandığı, ardından da Türkiye İş Kurumu ve Bağ-Kur'un YODÇEM'le protokol imzaladıkları, böylelikle bu iki genel müdürlüğün de dolaylı biçimde KAL-DER isimli kuruluştan ihalesiz eğitim almalarının sağlandığı, sanığın kaçamaklı ikrarı, kurum içi yazışmalar, protokoller, bilirkişi raporu gibi kanıt ve belgelerden kuşkuya yer bırakmayacak biçimde anlaşılmaktadır.

Yukarıda da açıklandığı üzere, sanık, Döner Sermayeli Kuruluşlar İhale Yönetmeliği çerçevesinde eğitim hizmeti verecek kuruluşlardan yöntemince teklif alınmadan, önceden Bakanlıkta yapılan planlama çalışmaları sırasında eğitim konuları, süresi ve muhtemel maliyetin tespiti aşamasında fikir vermesi bakımından kendilerinden istenen bilgiye cevaben bir kısım eğitim kuruluşlarının gönderdikleri yazılarda belirttikleri rakamlar esas alınmak suretiyle usulsüz ihale yapılması isteğine uygun görüş bildirerek onay verilmesini sağlamış, ardından da eğitim işinin ihalesiz biçimde KAL-DER'e verilmesini amaçlayan 11.10.2001 tarihli yazıyı imzalayıp birden çok kamu kurumunun zarara uğramasına neden olmuştur. Bu itibarla, sanık müdafiinin temyiz itirazının reddiyle, hükmün onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Başkanı ve iki Kurul Üyesi ise; "görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu bakımından 5237 sayılı Türk Ceza Yasası'nın 257. maddesinde aranan üç öğeden biri olan "kamu zararı" terimi ile kastedilenin gerçek zarar olduğunu, KAL-DER isimli dernekle yapılan protokolde kararlaştırılan ücretin o tarihlerde benzer eğitimi veren kuruluşların istediği ücretten daha düşük olduğunu, yöntemince teklif istenmesi halinde daha düşük ücret önerilmesi ihtimaline dayalı mefruz zararın suç öğesi olarak kabul edilemeyeceğini, bu nedenle sanığa yüklenen suçun unsurları bakımından oluşmadığını belirterek, sanığın beraati gerektiği" yönünde karşı oy kullanmışlardır.

SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle;

1- Sanık müdafiinin temyiz itirazının REDDİNE,

2- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 01.03.2007 gün ve 46-12 sayılı hükmünün ONANMASINA,

3- Dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 25.12.2007 günlü birinci müzakerede karar için gerekli oyçoğunluğuna ulaşılamaması nedeniyle 22.01.2008 günü gerçekleştirilen ikinci müzakerede oyçokluğu ile tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak karar verildi.

UYAP Entegrasyonu