Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 7. HUKUK DAIRESI


7. Hukuk Dairesi 2008/6361 E., 2008/5562 K.

7. Hukuk Dairesi 2008/6361 E., 2008/5562 K.
DAVA EHLİYETİHUKUKİ SEBEPMADDİ OLAY

1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 76 ]
3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 14 ]
3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 15 ]
3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 29 ]
3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 31 ]
"İçtihat Metni"

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi.

Gereği görüşüldü:

İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre dava, niteliği ve içeriği itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15. maddesi hükmünden kaynaklanan miras payına yöneltilen dava niteliğindedir.

Dava ve temyize konu 113 ada 21 parsel sayılı taşınmaz, tutanağında belirtilen hukuksal olgulara dayanılarak davalı taraf adına tespit edilmiştir. Tespite karşı davacı taraf 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 15. maddesi hükümlerine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davacı tarafın dava koşulunu yerine getirmediği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de, yerel mahkemenin vardığı sonuç dosya içeriğine uygun düşmemiştir.

Öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında kararlılık kazanan görüşlere göre, kural olarak maddi vakaları bildirmek yanlara, bir başka deyişle taraflara, hukuki sebebi belirlemek ise mahkemeye aittir. Gerçekten az yukarıda vurgulanan hukuksal olgular Usulün 76. maddesinde de aynen duraksamaya meydan vermeyecek biçimde vurgulanmıştır. Davacı taraf, dava dilekçesi içeriğine göre, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine ve paylaşmaya dayanmıştır. Davacı tarafın yargılama sırasında duruşma tutanağına yansıyan açıklamasına göre, davasının kendi miras payına yönelik olduğu, davacının kendisi dışında kalan ve mirasçı olduğu, dosya kapsamında toplanan delillerle belirlenen dava dışı bir bölüm mirasçıların paylarını da dava ettiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacı tarafın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 29. maddesi hükmü uyarınca tereke adına dava açmadığı kuşkusuzdur. Kural olarak, dava ehliyetine sahip olmak koşulu ile bir kimsenin ancak kendi adına dava açması hukuken olanaklı olup, başkaları adına dava açması hukuken olanaksızdır. Davacı taraf ile adlarına davacı tarafından dava açıldığı belirlenen dava dışı mirasçıların 3402 sayılı Yasa'nın 31. maddesi hükmü uyarınca birbirlerini davada vekil olarak temsil etme olanakları da bulunmamaktadır.

Mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda taraflardan delilleri so-rulup saptanmalı, gösterecekleri deliller toplanmalı, bundan sonra hasıl olacak sonuca göre davacının miras payı ile sınırlı olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi zorunludur.

Bu olguların gözardı edilerek yasal dayanağı bulunmayan gerekçelerle ve özellikle somut olayda davanın kesinleşen kadastroya karşı genel mah-kemede açılmayıp, askı ilan süresi içerisinde kadastro mahkemesinde açıldığı da gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), bozma nedenlerine göre de sair yönlerin incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, 23.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu