Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 7. HUKUK DAIRESI

7. Hukuk Dairesi         2008/3401 E.  ,  2008/2868 K.KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZILYETLIĞI ILE TAŞINMAZ EDINMETAŞINMAZIN ORMAN SAYILAN YERLERDEN OLMASIKADASTRO KANUNU (3402) Madde 14KADASTRO KANUNU (3402) Madde 19ORMAN KANUNU (6831) Madde 2KADASTRO KANUNU (3402) Madde 18ORMAN KANUNU (6831) Madde 1
"İçtihat Metni"Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu, tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü: Mahkemece dava ve temyiz konusu 102 ada 6 parsel sayılı taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı, çekişmeli taşınmaz üzerinde tespit gününde adına tescile karar verilen zilyet davalı taraf yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi hükmünde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş isede, yapılan araştırma ve soruşturma hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava dosyasına yansıyan bilgi ve belgelere göre taşınmazın bulunduğu bölgede orman sınırlandırması ve orman sınırlarında değişiklik yapılmasıyla ilgili yönetimsel işlemlerin yapılıp tesbit gününden önce kesinleştiği anlaşılmaktadır. Nevarki uygulamaya esas olacak şekilde az yukarıda açıklanan yönetimsel işlemlerin dayanağı harita ve eki belgeler getirtilerek az aşağıda açıklanan biçimde yöntemine uygun biçimde yerine uygulanmamıştır. Somut olayda dava konusu taşınmazın tesbitine bir kayıt ve belgenin esas alınmadığı, yargılamada tarafların bir kayıt ve belgeye dayanmadığı, davalı tarafın tesbit nedenlerine ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayandığı davacı hazinenin ise davalı taraf yararına taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediğini,taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu öne sürdüğü anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca somut olayda bu olgular eşliğinde kanıtlama yükümlülüğünün davalı tarafa ait olduğu kuşkusuzdur. Kural olarak orman kadastrosuna tabi tutulan bölgelerde bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı kadastro tespit gününden önce kesinleşmiş olmak koşulu ile orman sınırlandırma harita ve tutanağının yöntemine uygun şekilde yerine uygulanması yoluyla belli edilir. Aksi halde aynı doğrultudaki araştırmanın 6831 sayılı Yasanın 1. maddesi hükmü uyarınca yapılacağı kuşkusuzdur. Bu olgular eşliğinde somut olayda yapılan araştırma ve soruşturmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. O halde sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle dava ve temyize konu taşınmazın bulunduğu bölgede 6831 sayılı Orman Kanunu uyarınca orman sınırlandırması ve orman sınırlarında değişiklik yapılmasıyla ilgili yönetimsel işlemler açık bir deyişle bölgede ilk kez yapılan çalışmalarda düzenlenen tesbit gününden önce kesinleşen 3116 sayılı Yasa uyarınca yapılan orman sınırlandırma harita ve tutanağı ile daha sonra bölgede 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Kanunla değişik 2. yapılmış ise aynı Yasanın 2896, 3302 ve 3373 sayılı Yasalarla değişik 2/B maddesi hükmü uyarınca yapılan yönetimsel işlemlerin dayanağı harita ve eki belgeler kesinleşme günlerini gösterecek şekilde orman idaresinden getirtilmeli, bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız yerel ve uzman bilirkişi fen elemanı ve uzman ormancı bilirkişi hazır olduğu halde taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, yerel bilirkişi yardımı uzman ormancı bilirkişi eliyle bölgede orman sınırlandırması ve orman sınırlarında değişiklik yapılmasıyla ilgili az yukarıda belirtilen tüm yönetimsel işlemlerin dayanağı harita ve eki belgeler açık bir anlatımla 3116, 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Kanunla değişik 2 ve aynı Yasanın 2896, 3302,3373 sayılı Yasalarla değişik 2/B maddesi hükmü uyarınca yapılan yönetimsel işlemlerin dayanağı harita ve eki belgeler yerine uygulanmalı, uygulamada geniş kapsamlı kadastro paftasının ölçeği ile orman sınırlandırma ve orman sınırları dışına çıkarma ile ilgili tüm yönetimsel işlemlerin dayanağı haritaların ölçekleri eşitlenmeli, yerel bilirkişi yardımı uzman bilirkişi eliyle haritalar çakıştırılarak yerine uygulanmalı, özellikle uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal yada yapay sınır yerlerinden varsa değişmez nitelikte sınır yeri sayılabilecek kişi taşınmazlarından da yararlanılmalı, bu inceleme ve değerlendirme yapılırken taşınmazın sınır komşularını oluşturan taşınmazların eylemli durumu da dikkate alınmalı, bu yolla taşınmaz mahkemece bizzat görülüp gözlenmeli, gözlem keşif tutanağına aynen yansıtılmalı, uzman ormancı bilirkişilerden ve uzman fen elemanından keşfi izlemeye yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye ve çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığını duraksamasız gösterecek şekilde uzman ormancı bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden yada orman açıklığı niteliğinde olmadığı saptandığı takdirde taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan olaylara dayalı bilgiler alınmalı, tutanak bilirkişilerinin beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında aykırılık bulunduğu takdirde usulün 259.maddesi hükmü uyarınca tutanak bilirkişileri de çekişmeli taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek çelişki duraksamasız giderilmeli, bundan sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14,14/son,18,19,3116 ve 6831 sayılı Yasaların konuyu düzenleyen hükümleri eşliğinde toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz davacı hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27.6.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu