Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 4. HUKUK DAIRESI

4. Hukuk Dairesi         2008/13966 E.  ,  2009/1856 K.ZAMANAŞIMI USÜLSÜZ KREDI BANKA ZARARI TASARRUF MEVDUATI SIGORTA FONUBORÇLAR KANUNU (818) Madde 60BANKACILIK KANUNU (5411) Madde 11BANKALAR KANUNU (MÜLGA) (4389) Madde 15BANKALAR KANUNU (MÜLGA) (4389) Ek Madde 3
"İçtihat Metni"Davacı Tasfiye Halindeki T. E……. Bankası A.Ş vekili Avukat N…… D…….. tarafından, davalı S……… S……… vd. aleyhine 27/05/2004 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/03/2007 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, usulsüz kredi kullandırılması sonucu oluşan banka zararının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı banka vekili, davalıların bankadaki görevleri sırasında dava dışı şirkete kullandırdıkları kredide teminat alma kriterlerine uymamaları sonucu, banka alacağının tahsil edilemediğini iddia ederek, davalıların haksız eylemi ile oluşan banka zararının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar, yasal sürede zamanaşımı itirazında bulunarak davanın zamanaşımı ve esastan reddini istemişlerdir. Mahkemece, davada 5020 sayılı Yasanın Ek 3. maddesi uyarınca 20 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı gerekçesiyle davalıların zamanaşımı itirazı reddedilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dava konusu kredi işlemi, davalıların davacı bankanın Heykel Şubesinde Müdür ve Müdür Yardımcısı olarak görev ifa ettikleri esnada Şube Kredi Tespit Kurumu Başkan ve üyesi olarak gerçekleştirdikleri işlemdir. 1997-1998 yılları arasında kullandırılan kredinin tahsili amacıyla davacı bankaca kredi hesabı kat edilerek, kredi kullanan şirket ve kefilleri hakkında icra takibi başlatılmıştır. Takip sonucu borçluya ait gayrimenkul ve menkul mal bulunamadığı gerekçesiyle 19/09/2000 tarihli borç ödemeden aciz belgesi düzenlenmiştir. İdari soruşturma ve disiplin kurulu kararı uyarınca davalılar hakkında iş bu dava açılmıştır. 5020 sayılı Bankalar Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 21. maddesiyle 4389 sayılı Bankalar Kanununun 15. maddesine eklenen 15/a maddesi ile Bankalar Kanunu'na göre hangi alacakların hazine alacağı olduğu düzenlenmiştir. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun geçici 11. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 15/a maddesinde hazine alacağı "……bankanın yönetim kurulu ve kredi komitesi başkan ve üyeleri ile genel müdür, genel müdür yardımcıları, imzaları bankayı ilzam eden memurları müdürlerinin kendileri, eşleri ve çocukları, evlatlıkları ile bunların diğer kan ve kayın hısımlarına aktarılan her türlü kaynakların tümü başkaca bir işleme gerek olmaksızın Hazine alacağı haline gelmiş sayılır……" şeklinde tanımlanmıştır. Aynı yasanın Ek madde 3'de ise "bu kanundan kaynaklanan fon alacaklarına ve kanuna göre hazine alacağı sayılan alacaklara ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi yirmi yıldır……" düzenlemesine yer verilmiştir. Mahkemece, adı geçen yasal düzenlemeler gereğince somut olayda 20 yıllık zamanaşımının geçerli olacağı kabul edilmiştir. Yasanın 15/a maddesinde bankanın her türlü kaynak aktarımına ilişkin özel bir düzenlemeye yer verilmiştir. Yasanın kapsamı açık ve ayrıntılı şekilde ifade edilmiştir. Yasa da banka görevlilerinin kullandırdıkları krediden doğan sorumluluklarına ilişkin zararın, hazine alacağı olacağına dair bir düzenleme mevcut değildir. Davalılar, davacı bankada atama tasarrufu ile çalışan memurlardır. Memurların vermiş oldukları zarardan ötürü sorumluluğunda haksız eylem kuralları uygulanır. O halde bu davada B.K.nun 60. maddesinde sözü edilen 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süresinin gözetilmesi gerekir. Zamanaşımı zarara uğrayanın zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Tüzel kişiler ve özellikle kamu kurumunda zamanaşımı, o kurumun dava açmaya emir vermeye yetkili makamın öğrendiği tarihten başlar. Şu halde, mahkemece davacının dava açmaya yetkili makamının olur tarihinin araştırılarak davanın bir yıllık yasal süre de açılıp açılmadığının değerlendirilerek uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekecektir. Somut olayda uygulama imkanı olmayan yasal düzenleme çerçevesinde davanın 20 yıllık zamanaşımına tabi olduğu gerekçesiyle zamanaşımı itirazının reddi yanlış olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle davalılar yararına BOZULMASINA, davalıların diğer, davacının tüm temyiz itirazlarının ise bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/02/2009 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.09/02/2009

UYAP Entegrasyonu