Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 20. HUKUK DAIRESI


20. Hukuk Dairesi 2007/496 E., 2007/5022 K.

20. Hukuk Dairesi 2007/496 E., 2007/5022 K.
ÇEKİŞMELİ TAŞINMAZEKLEMELİ ZİLYETLİKTAPUSUZ TAŞINMAZIN TESCİLİTESCİL DAVASI

4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 713 ]
3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 14 ]
3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 17 ]
"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Göktepe Köyünde 1983 yılında 766 Sayılı Yasaya göre yapılan arazi kadastro çalışmaları neticesinde, 18 parsel sayılı taşınmazın önce geometrik şekli çizilerek davacı gerçek kişilerin miras bırakanı Mustafa Atmış adına tesbit edilmiş sonra ise, 766 Sayılı Yasanın 2. maddesi gereğince komisyon kararı ile 05.07.1983 tarihinde Havza-i Fahmiye haritasının uygulanması ile Havza-i Fahmiye hududu içerisinde kalması nedeniyle malik hanesi iptal edilerek tapulama harici bırakılmasına karar verilmiştir. Davacılar vekili, Göktepe Köyü 18 parsel sayılı 808 m2 yüzölçümündeki taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre müvekkilleri adına tescilini istemiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın payları oranında davacılar adlarına tapuya tesciline karar verilmiş hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.

Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Davacı kişi zilyetliğe dayalı tescil davası açtığına göre 4721 sayılı Medeni Yasanın 713/3 maddesi uyarınca, tescil davaları Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılır.Yasanın açık hükmüne rağmen mahkemece, Orman Yönetiminin yokluğunda ve çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığını araştırmadan yargılama yapılıp yazılı şekilde sonuçlandırılmıştır. Pasif dava ehliyeti dava şartlarından olup mahkemece resen dikkate alınmalıdır.

O halde mahkemece; öncelikle Orman Yönetimine dava dilekçesi ve duruşma günü 7201 Sayılı Tebligat Yasasına uygun olarak tebliğ edilmeli, Orman Yönetiminin davaya katılımı sağlanarak husumet yaygılaştırılmalı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosunun yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise orman kadastrosuna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme, sonuçlarının askı ilan tutanakları ve çekişmeli taşınmazı orman sınır noktalarıyla birlikte gösterir orijinalinden renklendirilmiş tahdit haritası örneği Orman İdaresinden getirtilmeli, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi, bulunamadığı takdirde orman mühendisi, ziraat mühendisi ve harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte orman kadastrosu kesinleşmiş ise tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı, taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritası içinde kalıp kalmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, taşınmazın kesinleşen tahdit haritası dışında kalması veya yörede kesinleşmiş orman kadastrosunun bulunmaması halinde en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planları ilgili yerlerden getirtilip, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; orijinal-renkli memleket haritası ölçeği kadastro paftası ölçeğine çevrildikten sonra yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunun yalnız büro incelemesi ile değil, uygulama ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili rapor alınmalı; taşınmazın tamamının veya bir kısmının devletin hüküm ve tasarrufu altındaki orman sayılan yer olması halinde en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ve amenajman planları ilgili yerlerden getirtilip, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; orijinal-renkli memleket haritası ölçeği kadastro paftası ölçeğine çevrildikten sonra yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunun yalnız büro incelemesi ile değil, uygulama ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili rapor alınmalı; dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında ve orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki orman sayılan yer olması halinde davanın reddine karar verilmelidir.

Çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında ve ayrıca, devletin hüküm ve tasarrufu altında öncesi ve halen orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, davacı gerçek kişilerin bu yeri Hazineye karşı 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla kazanıldığını kanıtlaması gerekeceğinden, bu kez dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin olarak 1960'lı yıllara ait hava fotoğrafları ile aynı yıllara ilişkin fotogonometri yöntemiyle düzenlenmiş harita bulundukları yerlerden getirtilmeli, ziraat mühendisi, harita mühendisi ve orman mühendisi ile birlikte hava fotoğrafları; topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri bu belgelerle denetlenerek taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı, zilyetlik olgusunun maddi olaylara dayalı olmasından hareketle, maddi olayların ancak tanık, bilirkişi ve benzeri anlatımlarla kanıtlanacağı gözetilmeli (H.G.K. 30/03/1994 gün ve 1993/8-939-1994/176 sayılı kararı), komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı;

bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; davacı kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar ile eklemeli zilyetler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden senetsiz-belgesiz araştırması yapılıp, sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı saptanmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 13.04.2007 günü oybirliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu