Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 16. HUKUK DAIRESI


16. Hukuk Dairesi 2007/3654 E., 2008/2154 K.

16. Hukuk Dairesi 2007/3654 E., 2008/2154 K.
BİLİRKİŞİLİĞE ENGEL HALLERKADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ

3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 27 ]
3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 3 ]
"İçtihat Metni"

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

Kadastro sırasında 243, 248, 249, 250, 251, 252 ve 253 parsel sayılı 866750, 6500, 513625, 58000, 1184500, 240252 ve 634500 metrekare yüz-ölçümündeki taşınmazlar, hisseli tapu kayıtları, intikal, hisse satışları ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar Hatip ve paydaşları adına tespit edilmiştir. İtirazı Kadastro Komisyonu'nda reddedilen davacı Hazine vekili, çekişmeli parsellere uygulanan kayıtların gayri sabit hudutlu olup, miktar fazlasının Haz i ne'ye ait olduğu iddiasına; davacılar O.Zeki mirasçıları ve arkadaşları ise, tapu kaydına dayanarak dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; çekişmeli parsellerin tutanaklarının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 3. ve Kadastro Bilirkişileri Hakkındaki Yönetmeliğin 7. maddesinde belirtilen esaslara uygun olarak düzenlenmediği gerekçesiyle tutanakların hukuken yok hükmünde olduğunun tespitine ve dosyanın gereğinin ifası için Kadastro Müdürlüğü'ne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılardan Hazine vekili ile davalılardan Ahmet tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece tapulama çalışmaları sırasında bilirkişi olarak dinlenilen Davut İle davanın tarafı olan Mehmet ve Ahmet arasında 1. derecede kan hısımlığı bulunduğu ve bu durumun 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 3. ve Kadastro Bilirkişileri Hakkındaki Yönetmeliğin 7. maddesinde belirtilen esaslara uygun olmadığı gerekçesiyle tutanakların hukuken yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmiş ise de; değerlendirme hukuka aykırıdır. İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu'nun 29.03.1996 tarih 1993/6 E., 1996/2 sayılı kararında da açıklandığı üzere Kadastro Kanunu, niteliği itibariyle tasfiye kanunu olup, genel hükümlerden farklı ve bu hükümlere aykırı bazı hükümleri de içermektedir. Bu nedenle yorum yaparken, Kadastro Kanunu'nun niteliği, amaç ve işlevinin gozönünde tutulması gerekir. Bu ilke ışığında her ne kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 3. maddesinin 7. fıkrası hükmüne göre kadastro çalışmaları için seçilen bilirkişiler kadastro ekibinin çalışması sıra-sında; kendisine, eşine, usul ve füruuna, kardeşine, kardeşinin çocuklarına ve eşinin usul ve füruuna ait tespitler ile bunların hak iddia ettiği tespitlerde ve ayrıca hak iddia edenlerden biri ile kendisi veya usul ve füruu arasında davası bulunanlara ait tespitlerde bilirkişi olarak dinlenemezler ise de, bu hüküm usul hukukunu ilgilendiren bir düzenleme olup, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27/5. maddesi hükmü gereğince de hakim, usul ve şekle ilişkin eksiklikler sebebiyle tutanakları Kadastro Müdüriüğü'ne iade edemez. Eğer tespit sıra-sında bilirkişi olarak dinlenilmemesi gereken bir kişi dinlenilmiş ve daha sonra taşınmaz hakkında dava açılması üzerine dosya mahkeme önüne gelmiş ise, bu eksiklik sebebiyle tutanaklar Kadastro Müdüriüğü'ne iade edilemez. Zira dinlenilmesi yasak olan bilirkişilerin dinlenilmiş olması maddi hukuku değil, usul hukukunu ilgilendiren bir eksikliktir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27/5. maddesindeki düzenleme emredici nitelikte olup, hakime takdir hakkı bırakmamaktadır. İtirazlı parsellere ilişkin olarak uyuşmazlığı çözmek ve sicil oluşturmakla yükümlü olan kadastro hakiminin uyuşmazlığı esastan çö-zümlemesi gerekirken, mahkemece çekişmeli parsel tutanakları hukuken yok hükmünde kabul edilerek dosyanın gereğinin ifası için Kadastro Müdüriüğü'ne gönderilmesine karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 04.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu