Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 14. HUKUK DAIRESI


14. Hukuk Dairesi 2007/2409 E., 2007/4635 K.

14. Hukuk Dairesi 2007/2409 E., 2007/4635 K.
VEKALETSİZ İŞ GÖRME

818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 32 ]
818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 38 ]
818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 39 ]
"İçtihat Metni"

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.03.2002 gününde verilen dilekçe ile sözleşmeden kaynaklanan tespit, alacak ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.04.2004 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Dava, 12.10.2001 başlangıç tarihli hasılat kira sözleşmesi ilişkisine dayalı kiracılık sıfatının tespiti, peşin ödenen 5.000.00 YTL'nin istirdadı ve işletme hakkından mahrumiyet nedeniyle müspet zararlara karşılık fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere 500.00 YTL'nin tahsili istemleri ile açılmıştır.

Mahkemece, dayanılan kira sözleşmesi davalıları bağlamayacağından davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmü davacı temyiz etmiştir.

1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2-İstemin dayanağını teşkil eden 12.10.2001 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde, kiraya verenin davalılardan Ferhat olduğu yazılıdır. Sözleşmedeki

kiraya veren imzasının ise, diğer davalı İbrahim'e ait olduğu, bu davalı tarafından kabul edilmiş, davalı İbrahim kiraya verilen işyerinde mesul müdür olduğunu beyan etmiştir.

Borçlar Kanunu'nun "temsil" başlıklı 32. maddesinin ilk fıkrası hükmüne göre, sözleşme yetkili bir mümessil tarafından diğer bir kimse adına yapılmışsa, sözleşmenin alacak ve borçları o kimseye ait olur. Ticari işletmenin maliki olduğu anlaşılan davalı Ferhat, diğer davalı İbrahim'in salahiyetli mümessili olduğunu kabul etmemiştir. Anılan Yasa'nın 38. maddesi hükmünce yetkili olmadığı halde diğer bir şahıs namına akit yapılmışsa, akde icazet vermeyen kişi sözleşmenin alacaklı veya borçlusu olmaz. 39. madde hükmüne göre de, icazetin bulunmaması halinde akdin sahih olmamasından dolayı uğranılan zararın mümessil sıfatını takınan kimse tarafından ödenmesi gerekir. Hal böyle olunca, davalı İbrahim hakkındaki uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun 32, 38 ve 39. maddeleri çerçevesinde istenip toplanacak delillerin sonucuna uygun çözümü gerekirken, bu davalı hakkındaki davanın da reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda (1). bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer temyiz itirazlarının reddi ile (2). bentte açıklanan nedenlerle hükmün (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.04.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu