Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 10. HUKUK DAIRESI


10. Hukuk Dairesi 2009/15766 E., 2010/1900 K.

10. Hukuk Dairesi 2009/15766 E., 2010/1900 K.
CEZAYA EHLİYET VE BUNU KALDIRAN VEYA HAFİFLETEN SEBEPLER

765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 46 ]
1479 S. ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANL... [ Madde 63 ]
"İçtihat Metni"

Dava, kasten öldürülen sigortalının hak sahiplerine bağlanan aylıklar ile yapılan ödemeden oluşan Kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, bozma ilamına uyularak, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Hükmün, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi Alparslan Koçak tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Davalı R.. E..'ın, Bağ-Kur sigortalısı olan oğlu N.. E..'ı 29.11.2000 tarihinde tüfekle ateş ederek kasten öldürdüğü, ancak "şizofreni" denilen akıl hastalığı nedeniyle cezai ehliyeti bulunmadığından Bilecik Ağır Ceza Mahkemesinin 06.07.2001 tarih, 171 / 148 sayılı kararı ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 46/1. maddesi uyarınca hakkında "ceza verilmesine yer olmadığına" karar verildiği ve kararın kesinleştiği ilgili dava dosyasından açıkça anlaşılmaktadır.

Davacı Kurum, anılan zararlandırıcı sigorta olayı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan aylıklar ile, yapılan ödemeden oluşan sosyal sigorta yardımlarının, davalı R.. E..'dan rücuan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davanın kabulüne ilişkin ilk karar, davalının yargılama sırasında öldüğünün anlaşılması üzerine, mirasçılarına yöntemince husumet tevcih edilmesi için bozulmuş, mahkemece, bozma ilamına uyularak mirasçıların usulüne uygun olarak davaya katılımı sağlanarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63. maddesidir. Anılan madde uyarınca; üçüncü kişinin suç sayılır bir eylemi sonucunda ortaya çıkan zararlandırıcı sosyal sigorta olayı nedeniyle sigortalıya veya hak sahibine yapılan sosyal sigorta

yardımlarının, söz konusu üçüncü kişiden rücuan tazmininin istenmesi mümkündür. Zararlandırıcı sigorta olayında; devlet adına sosyal güvenlik kanunlarını uygulamakla görevli Sosyal Güvenlik Kurumu birinci kişi, sosyal risklere karşı, risklerin gerçekleşmesi halinde Kurumdan yardım görmek için prim ödeyen sigortalı ikinci kişi konumundadır. Ancak, söz konusu primler, hem sigortalı, hem de, hak sahibi adına ödendiğinden hak sahibinin de ikinci kişi konumunda olduğunun kabulü gerekmektedir. Bunların dışında kalan ve suç sayılır hareketiyle kanunda sayılan yardımların yapılmasına neden olan kişiler ise üçüncü kişidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; 21.05.1997 gün, 1997/10-193-451 sayılı kararı).

Davaya konu somut olayda; R.. E.. mirasçılarından davalı S.. E.. (Kök) aynı zamanda zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle ölen sigortalının kızı olup, hak sahibi sıfatıyla kendisine aylık bağlandığının anlaşılması karşısında; üçüncü kişi olmadığından rücu alacağından sorumlu olmadığı gözardı edilerek, yazılı şekilde hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi,

3- Davanın yasal dayanağı olan 1479 sayılı Kanunun 63. maddesindeki sorumluluk kusura dayanmaktadır. Kusur sorumluluğu için temyiz kudretinin varlığı gerekmektedir. Diğer yandan, kanunda gösterilen istisnaların varlığı halinde, temyiz kudreti bulunmayanlar da sorumlu tutulabilirler. Bu istisna durumlardan biri ise, Borçlar Kanununun 54/1. maddesidir. Bu madde hükmüne göre, hakkaniyet gerekli kılıyorsa hâkim temyiz kudreti bulunmayan bir kişiyi kısmen veya tam olarak tazminata mahkûm edebilir.

Somut olayda; sigortalı oğlu N.. E..'ı tüfekle ateş ederek öldüren R.. E..'ın temyiz kudretini haiz olmadığı ceza dosyası kapsamından sabit olduğundan, davalı R.. E.. mirasçılarının tazminat sorumluluğu bakımından Borçlar Kanununun 54/1. maddesi hükmü ve giderek tazminat miktarından indirim yapılıp yapılmayacağı, olayı çevreleyen koşullar ile fiilin mahiyeti göz önünde tutulup, R.. E..'ın sosyal durumu ile,terekesi de araştırılarak değerlendirilmeden, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O halde davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 16.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu