Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 8. CEZA DAIRESI (KYB)

8. Ceza Dairesi         2021/12851 E.  ,  2023/1262 K.TALEPNAME IADESINE DAIR KARARIN ITIRAZ YOLUNA TABI OLDUĞUNDAN KANUN YARARINA BOZMA TALEBININ REDDINE ILIŞKIN ILAMATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER HAKKINDA KANUN (6136) ATEŞLİ SİLAHLAR VE BIÇAKLAR İLE DİĞER ALETLER HAKKINDA KANUN
"İçtihat Metni"Kozluk Asliye Ceza Mahkemesinin 10.02.2021 tarihli ve 2021/48 Esas, 2021/65 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a Aykırılık suçundan düzenlenen talepnamedeki eksikliklerin tamamlanması için Kozluk Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine ilişkin kararın kesin olmak üzere verildiği belirlenmiştir. Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 13.04.2014 tarihli ve 2021/5129 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 10.06.2021 tarihli ve KYB-2021/53164 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
 I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 10.06.2021 tarihli ve KYB-2021/53164 sayılı kanun yararına bozma isteminin;“Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 08/01/2019 tarihli ve 2018/6780 esas, 2019/210 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı; açıklanmaması nedeniyle henüz hukukî varlık kazanmayan ve bu niteliği itibariyle de gerek olağan gerekse olağanüstü kanun yolları denetimine konu olamayacak hüküm ile bu hükmün hukukî varlık kazanmasını belirli bir süre engelleyen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararından oluşan iki ayrı kararı bünyesinde barındırdığı,5237 sayılı Kanun'un 53/1. maddesinde yer alan "(1) Kişi, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak;a. Sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tabi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten,b. Seçme ve seçilme ehliyetinden (…) (2) ,c. Velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan,d. Vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmaktan,e. Bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabi bir meslek veya sanatı, kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmekten," düzenlemesinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilirken uygulanmış olmasının, hangi sırada yapılmış olursa olsun bu güvenlik tedbirinin hükmün içeriğine dahil olduğu gerçeğini değiştirmeyeceği ve hüküm açıklanmadığı sürece infaz edilemeyeceği nazara alındığında,Somut olayda, 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'a muhalefet suçundan şüpheli hakkında yürütülen soruşturma sonunda, eylemin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesi kapsamında yer alan suçlardan olması nedeniyle anılan maddede yer alan usulî işlemlerin tamamlanmasını müteakip, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250/8. maddesi kapsamında seri muhakeme usulünün uygulanmasına yönelik Cumhuriyet savcısı tarafından talepname düzenlendiği, şüpheli hakkında düzenlenen 10/02/2021 tarihli talepnamenin; 6136 sayılı Kanun'un 13/1, 5237 sayılı Kanun'un 52/2 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250/4. maddelerinin tatbiki ile 6 ay hapis ve 3.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun'un 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5237 sayılı Kanun'un 53/1-2-3. maddesindeki belirli haklardan yoksun bırakılmasına, şeklindeki hüküm fıkralarını kapsadığının anlaşılması karşısında, hüküm açıklanmadığı sürece hükmün içeriğine dahil olan güvenlik tedbirinin de infaz edilemeyeceği gözetildiğinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile birlikte anılan Kanun'un 53/1. maddesi gereğince hak yoksunluklarına hükmedilebileceği nazara alınmadan, talepnamenin iadesine dair yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır. 
II. GEREKÇE1. Kozluk Cumhuriyet Başsavcılığının 10.02.2021 tarihli ve 2020/845 Soruşturma, 2021/32 Esas sayılı talepnamesi ile sanık hakkında 6136 sayılı Kanun'a Aykırılık suçundan aynı Kanun'un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası, 5271 sayılı Kanun'un 250 nci maddesinin dördüncü fıkrası, 5237 sayılı Kanun'un 52 nci maddesinin ikinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası, 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası, 5271 sayılı Kanun'un 231 inci maddesinin beşinci ve onüçüncü fıkrası, ve 250 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca hüküm kurulması talebinde bulunulmuştur. 2. Kozluk Asliye Ceza Mahkemesinin 10.02.2021 tarihli ve 2021/48 Esas, 2021/65 Karar sayılı kararı ile;"5237 sayılı TCK 'nın 53/1 maddesi '' kişi kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılır.'' hükmünü düzenlemiş olup; 5271 sayılı CMK 231 maddesinde düzenlenen Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması maddesi uygulandığı durumlarda hak yoksunluklarına hükmedilemediği, TCK 53/1 ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmünün aynı anda uygulanamayacağı, hükmün açıklanması koşulları oluştuğunda, erteleme ve seçenek yaptırımlara çevirme ile 5237 sayılı TCK'nun 53/1 ve devamı maddelerinde öngörülen hak yoksunluklarının ayrıca değerlendirilmesine dair karar verilmesi gerektiği, bu kapsamda Kozluk Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 10/02/2021 tarih 2021/6 nolu talepnamesinde yapılan incelemede sanık hakkında daha önceden kasıtlı bir suç işlemediği gerekçesi ile Hükmün açıklanmasına Geri Bırakılmasına hükmedilmiş ancak TCK 53 te bulunan hak yoksunluklarına da hükmedildiği anlaşıldığından kanuna aykırı şekilde düzenlenen talepnamedeki eksikliğin giderilmesi ve yeniden düzenlenmesi için Kozluk Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine" karar verilmiştir. 3. a. 5271 sayılı Kanun'un "Seri muhakeme usulü" başlıklı 250 nci maddesinin, inceleme konusu ile ilgili dokuzuncu fıkrası;"(9)Mahkeme, şüpheliyi müdafii huzurunda dinledikten sonra üçüncü fıkradaki şartların gerçekleştiği, eylemin seri muhakeme usulü kapsamında olduğu ve dosyadaki mevcut delillere göre mahkûmiyet kararı verilmesi gerektiği kanaatine varırsa talep yazısında belirtilen yaptırımdan daha ağır olmamak üzere dört ila yedinci fıkra hükümleri doğrultusunda hüküm kurar; aksi takdirde talebi reddeder ve soruşturmanın genel hükümlere göre sonuçlandırılması amacıyla dosyayı Cumhuriyet başsavcılığına gönderir. Mazeretsiz olarak mahkemeye gelmeyen şüpheli, bu usulden vazgeçmiş sayılır."b. 5271 sayılı Kanun'un 250 nci maddesinin, 08.07.2021 tarihli 7331 sayılı Kanun'un 22 nci maddesiyle değişik inceleme konusu ile ilgili on dördüncü fıkrası;"(14)Dokuzuncu fıkra kapsamında mahkemece kurulan hükme itiraz edilebilir. İtiraz mercii, itirazı üçüncü ve dokuzuncu fıkralardaki şartlar yönünden inceler."Şeklinde düzenlenmiştir.c. 5271 sayılı Kanun’un "Kanun yararına bozma" başlıklı, 309 uncu maddesinin birinci fıkrası;"(1)Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir." 
4. Belirtilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında, Kozluk Asliye Ceza Mahkemesince, "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulandığı durumlarda hak yoksunluklarına hükmedilemediği" gerekçesiyle eksikliklerin tamamlanması için talepnamenin iadesine ve Kozluk Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine ilişkin kararın 5271 sayılı Kanun'un 250 nci maddesinin on dördüncü fıkrası uyarınca itiraz yoluna tabi olduğu, kanun yararına bozma yoluna istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşen hüküm ve kararlar aleyhine gidilebileceği, Mahkemece "kesin olmak üzere" karar verilmesinin kararı kesin hale getirmeyeceği cihetle, Kanun yolunda yanıltıcı olan anılan karara karşı sanığın ve Cumhuriyet savcısının itiraz yoluna başvurma hakkının devam ettiği bu nedenle "itiraz yolu açık olmak üzere şeklinde meşruhatı bulunan karar" tebliğ edilinceye kadar henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda inceleme konusu kararın olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma talebine konu edilemeyeceği belirlenmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
III. KARAR Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE, Dava dosyasının, Mahkemesine sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.03.2023 tarihinde karar verildi.

UYAP Entegrasyonu