Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 4. CEZA DAIRESI (KYB)

4. Ceza Dairesi         2021/6099 E.  ,  2021/13277 K.SANĞIN ADLI SICIL KAYDINDA YER ALAN CEZASI IÇIN INFAZ EDILIDĞI TARIHDEN ITIBAREN 58/2-B DE YER ALAN TEKERRÜR SÜRESI GEÇTIĞI GEREÇESIYLE SANIK HAKKINDA HAGB VERILMESINE ENGEL TEŞKIL ETMEYECEĞINE YENÖLIK YAPILAN KYB TALEBININ ADLI SICIL KAYDINDA ILAMIN ARŞIVI KAYDINDAN SILINME KOŞULLARININ GERÇEKLEŞMEMESI NEDENIYLE HAGB'NIN OBJEKTIF ŞARTLARI OLUŞMADIĞINDAN REDDINE ILIŞKIN ILAM TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) TEHDİT
"İçtihat Metni"Tehdit suçundan sanık K. G. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1,43/1 ve 62/1 maddeleri uyarınca 1 yıl 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Aydın 3. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 10.02.2020 tarihli ve 2019/414 esas, 2020/244 karar sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının ortadan kaldırılmasına dair Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 20.03.2020 tarihli ve 2020/739 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.İstem yazısında; "Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/02/2009 tarihli ve 2008/11-250 esas, 2009/13 karar sayılı ilâmında ayrıntıları açıklandığı şekilde, 5237 sayılı Kanun’un 58. maddesinde tekerrür hükümlerinin uygulanması için öngörülen sürelerin geçmiş olduğu hâllerde, önceki mahkûmiyet hükümlerinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarının değerlendirilmesi yönünden engel oluşturmayacağının kabulünün adalet ve hakkaniyete uygun olacağı, somut olayda sanığın adlî sicil kaydında yer alan Aydın 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/06/2009 tarihli ve 2009/220 esas, 2009/220 sayılı ilamına konu adli para cezasının 07/01/2010 tarihinde infaz edildiği, dosyaya konu sanık tarafından 08/12/2013 tarihinde işlenen ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen suçun, anılan kararlardaki cezalarının infaz edilmiş olduğu tarihinden itibaren 5237 sayılı Kanun’un 58/2-b maddesinde öngörülen üç yıllık sürenin dolmasından sonra gerçekleştiği, adlî sicil kaydındaki suçun hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine engel teşkil etmeyeceği gözetilmeksizin itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulü ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verilmesinde "İsabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,- Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması, - Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının olmaması,- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.5271 sayılı CMK’nın 231/6-b maddesindeki “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” şeklindeki düzenleme ile kanun koyucu, suça ve faile ilişkin tüm objektif şartları taşıyan herkes için mutlak surette hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini kabul etmeyip, hâkime belirli ölçüler içerisinde bir takdir hakkı tanımıştır. Ancak, sanığın yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususundaki değerlendirmenin dosya içeriğine uygun, kanuni ve yeterli gerekçe içermesi ve bu gerekçenin hükümde yer alan hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi, ertelenmesi ve takdiri indirim uygulamalarında dayanılan gerekçe ile çelişmemesi gerekir.CMK'nın 231. maddesinin sekizinci fıkrasına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 6545 sayılı Kanun'un 72. maddesiyle eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez" şeklindeki düzenleme, incelemeye konu suç tarihinin 28/06/2014 ve sonrası olması ile adli sicil kaydındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde uygulanabilecektir. 01/06/2005 tarihinden önce işlenen suçlara ilişkin mahkûmiyet bilgilerinin adlî sicilden silinmesi ve arşiv kaydından çıkartılması 5352 sayılı Kanunun Geçici 2. maddesinde düzenlenmiş, buna göre suç tarihi itibarıyla, Yasanın yürürlük tarihinden önceki kayıtlar hakkında, 3682 sayılı Kanuna göre süre yönünden silinme koşulu oluşanların silinmesi mümkün olup, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre Anayasanın 76. maddesi ile özel kanun hükümleri saklı tutulmuştur. Aynı maddenin 2. fıkrasında arşive alınan kayıtlar yönünden, 3682 sayılı Kanunun 8. maddesinde öngörülen sürelerin dolduğu veya ertelenmiş olan hükmün esasen vaki olmamış sayıldığı hallerde bu tarihin esas alınacağı, Anayasanın 76. maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için ilgilinin, Cumhuriyet Başsavcılığının veya Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün talebi üzerine hükmü veren mahkemece veya talep edenin bulunduğu yer asliye ceza mahkemesince arşiv kaydının silinmesine karar verileceği hükme bağlanmıştır.5352 sayılı Kanunun geçici 2/1. maddesine göre, 01/06/2005 tarihinden sonra işlenen suçlarla ilgili kayıt silme işlemleri ise, bu Kanun hükümlerine göre yerine getirilecektir.Anılan Kanunun “Adli sicil bilgilerinin silinmesi” başlıklı 9. maddesinde: “(1) Adlî sicildeki bilgiler; a)Cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması,b)Ceza mahkûmiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme veya etkin pişmanlık,c)Ceza zamanaşımının dolması, d)Genel af, Halinde Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinerek, arşiv kaydına alınır. (2)Adlî sicil bilgileri, ilgilinin ölümü üzerine tamamen silinir.(3)Türk vatandaşları hakkında yabancı mahkemelerce verilmiş olup 4. maddenin birinci fıkrasının (f) bendine göre adlî sicile kaydedilen hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûmiyet hükümleri, kesinleştiği tarihten itibaren mahkûmiyet kararında belirtilen sürenin geçmesiyle, Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce adlî sicil kayıtlarından çıkartılarak arşiv kaydına alınır. Adlî para cezasına mahkûmiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin hükümler, adlî sicil kaydına alınmadan doğrudan arşive kaydedilir.” hükümlerine yer verilmiştir.Aynı Kanunun “Adlî sicil ve arşiv bilgilerinin silinmesi” başlıklı 12. maddesinde ise;“Arşiv bilgileri;
a)İlgilinin ölümü üzerine, b)Anayasanın 76 ncı maddesi ile Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunlarda bir hak yoksunluğuna neden olan mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren; 1.Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşuluyla onbeş yıl geçmesiyle,2.Yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alınması koşulu aranmaksızın otuz yıl geçmesiyle,c)Diğer mahkûmiyetler bakımından kaydın arşive alınma koşullarının oluştuğu tarihten itibaren beş yıl geçmesiyle, tamamen silinir.” hükümleri bulunmaktadır.İnceleme konusu somut olayda; suç tarihine göre sanık K. G. adli sicil kaydı incelendiğinde, Aydın 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 02.06.2009 tarih, 2009/220 esas ve 2009/383 karar sayılı ilamının bulunduğu, bu ilam incelendiğinde ise, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 165/1, 52/4, 51/1. maddeleri uyarınca 6 ay hapis cezası verilip, ertelenerek 1 yıl denetim süresinin belirlendiği ayrıca 1000 TL adli para cezasına hükmolunduğu, anılan bu kararın 10.06.2009 tarihinde kesinleştiği ve hükmolunan adli para cezasının ise 07.01.2010 tarihinde infaz edildiği tespit edilmiştir. Erteli olan bu ilamın silinme koşullarının oluşup oluşmadığı ile ilgili olarak 5352 sayılı Kanun'un yukarıda belirtilen maddeleri uyarınca sanığın UYAP sisteminden alınan adli sicil kaydı incelendiğinde, denetim süresi içerisinde suç işlemediği görülmüş, denetim süresi sonunda cezanın infaz edilmiş kabul edileceği anlaşılmıştır. Aydın 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 02.06.2009 tarih, 2009/220 esas ve 2009/383 karar sayılı ilamına ilişkin kayıt adli sicilden silinerek arşiv kaydına alınmıştır. Ancak 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 12/1-c maddesi uyarınca arşiv kaydından silinme koşulları oluşmadığından, sanık hakkında 5271 sayılı CMK'nın 231/6-a maddesi gereğince "sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunma" ya ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif koşulu gerçekleşmemiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 12.03.2020 tarih, 2016/3-1061 esas ve 2020/177 sayılı kararında da 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 12/1-c maddesi uyarınca arşiv kaydından silinme koşullarının oluşması halinde yargılamaya konu suç tarihi itibarıyla sanık hakkında verilecek hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yasal engel oluşturmayacağı belirtilmektedir. Bu bağlamda Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2020/739 Değişik İş sayılı kararıyla, “Sanığın gerek güncel gerekse de dosya kapsamında mevcut 09.12.2013 tarihli adli sicil kaydından anlaşıldığı üzere 2009 yılında kasıtlı suçtan ve hapis cezasından çevrilme adli para cezasına ilişkin kesinleşmiş ilamının bulunduğu" şeklindeki dosya içeriğiyle uyumlu gerekçeyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yönelik itirazın kabulüne karar verilmiştir. Bu itibarla, adli sicil kaydındaki ilamın arşiv kaydından silinme koşullarının gerçekleşmemiş olması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluşmaması karşısında, itirazın kabulüne karar verilmesi hukuka uygundur. Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle,Kanun yararına bozma istemine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden bozma isteminin, CMK'nın 309. maddesi gereğince REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 14.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu