Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 4. CEZA DAIRESI (KYB)

4. Ceza Dairesi         2021/17991 E.  ,  2021/19604 K.IMAR KIRLILIĞINE NEDEN OLMA SUÇUNDAN ŞÜPHELILER HAKKINDA YAPI KAYIT BELGESI ALINDIĞINDAN BAHISLE KYOK KARARI VERDIĞI ANCAK ILGILI YAPI KAYIT BEGELERININ BELEDIYE TARAFINDAN IPTALININ TALEP EDILMESI NEDENIYLE EKSIK SORUŞTURMA YAPILDIĞINDAN BAHISLE YAPILAN KYB TALEBININ BELIRTILEN DURUMUN KYOK KARARINA ITIRAZ DILEKÇESINDE ILERI SÜRÜLDÜĞÜNDEN KYOKTAN SONRA ORTAYA ÇIKMASI KARŞISINDA SAVCI TARAFINDAN EKKIN SORUŞTURMA YÜRÜTÜLDÜĞÜNDEN BAHISLE REDDINE ILIŞKIN ILAM
"İçtihat Metni"İmar kirliliğine neden olmak suçundan şüpheliler A. K. ve diğerleri haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 28/11/2019 tarihli ve 2019/54436 esas, 2019/63232 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İzmir 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 27/02/2020 tarihli ve 2019/6806 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. İstem yazısında; "5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, Dosya kapsamına göre, müşteki vekilinin şikayet dilekçesinde özetle, müvekkilinin şüphelilerden V. A. ait daireyi 06/12/2018 tarihinde satın aldığını, apartmanın önünden geçerken apartmanın çatısının kapatıldığını, iki tane daha kaçak daire yapıldığını, binanın müteahhidinin A. K. ve S. K. olduğunu, arsa sahiplerinin ise M. A. ile V. A. olduğunu belirterek bu kişiler hakkında imar kirliliğine neden olma suçundan suç duyurusunda bulunduğu, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonunda, U. M. 907 Sk.No: adresinde bulunan yapı ile ilgili olarak 7143 sayılı Kanun'un 16. maddesi ile 3194 sayılı yasaya eklenen geçici 16. madde uyarınca "ruhsatsız veya ruhsat ve eklerinin aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde yapı kayıt belgesi verilebileceği" ve şüphelilerin gerekli müracaatlarını yaparak Çevre ve Şehircilik Bakanlığından 18/05/2019 tarihli ve 5226937 başvuru numarası ve 21/05/2019 tarihli ve 5227251 başvuru numarası ile yapı kayıt belgesi almış olmaları hususu gözetildiğinde bu hususun yargılama koşulu olduğu anlaşıldığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müşteki vekilince dosyaya sunulan "U. Mh.  Sok.No: Daire: adresi için Buca Belediye Başkanlığı Yapı Kontrol Müdürlüğü tarafından 01/07/2019 tarihli ve 212 sayılı yapı tatil zaptının düzenlendiğinin anlaşıldığı, yine müşteki vekili tarafından dosyaya sunulan Buca Belediyesinin 05/11/2019 tarihli yazısında V. A. tarafından alınan 5226937 sayılı başvuru numaralı yapı kayıt belgesinin ve yine Nurettin Samar tarafından alınan 5227251 başvuru numaralı yapı kayıt belgelesinin de 2018 yılı ve sonrası inşaatı olması nedeniyle iptal edilmesinin İzmir Valiliği Çevre ve Şehirilik İl Müdürlüğünden talep edildiği nazara alındığında, düzenlenen yapı tatil zaptının imar affı kapsamında bulunmadığı, "U. Mh.  Sok. No:Daire:ve Daire:11" adresleri için başvuru yapıldığının tespit edildiği, ancak yapı kayıt belgesinin vatandaşın beyanı esas alınarak oluşturulduğu için yasaya uygun hale gelip ruhsatlandırma işlemi yapılıp yapılmadığının ilgili belediyeden öğrenilmesi gerektiğinin bildirilmesine karşın soruşturma aşamasında ilgili belediyeye yazı yazılıp söz konusu bu husus sorulmadığı gibi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yapı kayıt belgesinin iptal edilip suç duyurusunda bulunup bulunmadığı ve şüpheliler hakkında "yalan beyandan bulunmak" suçundan takibat yapılıp yapılmadığının araştırılmadığı, yapı tespit ve tatil zaptı tarihinin 01/07/2019 tarihi olması ve 31/12/2017 tarihinden önce yapılan yapılar hakkında yapı kayıt belgesinin verilebileceğinin anlaşılması karşısında, bu tarihten önce yapının yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması, 3194 sayılı Kanun'a aykırı ve 31/12/2017 tarihinden sonra inşa edildiği iddia olunan yapı hakkında gerektiğinde mahallinde uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılması, tutanak tanıkları ve komşu binalarda oturanların tanık olarak dinlenmesi, keşif yapılmak suretiyle bilirkişi raporu aldırılması gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itiraz üzerine soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme: CMK'nın 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir. Aynı Kanun'un 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonraki “Cumhuriyet Savcısı'nın kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde ise; “(3) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, O Yer Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısı'na gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir. (4) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır. Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır. Bir fiilin işlendiği haberinin alınması üzerine, suçu takibe yetkili makamlar tarafından derhal hazırlık soruşturmasına başlanmasını ifade eden ilkeye "araştırma mecburiyeti ilkesi"; hazırlık soruşturmasının neticesinde fiilin takibini gerektirecek hususlarda fiilin ve failin belli olması, yeterli emareler teşkil edecek vakıaların bulunması, başka bir ifade ile, şüphelerin ciddi olduğunun tespit edilmesi ve dava şartlarının gerçekleşmiş olması durumunda, yetkili makam tarafından kamu davasının açılmasını ifade eden ilkeye ise "kamu davasını açma mecburiyeti ilkesi" denilmektedir.Diğer taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 13. maddesi uyarınca da, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselere etkili bir başvuru yapma hakkı tanınması zorunlu olup, anılan hükmün uygulanmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, (Örn: Vilko E. - Finlandiya kararı 2007; Sürmeli - Almanya kararı 2006) etkili başvuru yolunun hem teoride, hem pratikte erişilebilir, yeterli ve etkili olması gerektiği belirtilmektedir. İncelenen somut olayda, dosyaya konu ruhsatsız yapılar hakkında 01/07/2019 tarihli yapı tatil zaptı düzenlendiği, söz konusu yapılar hakkında 5226937 başvuru ve VTLY1NPT belge numaralı ile 5227251 başvuru ve P4AGSF5Y belge numaralı Yapı Kayıt Belgeleri düzenlendiğinden bahisle bu hususun yargılama koşulu olması sebebiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir. 26.12.2019 tarihli dilekçeyle bu karara itiraz edilmiş itiraz dilekçesi ekinde Buca Belediye Başkanlığı'nın İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne 05.11.2019 tarihli başvuru dilekçesiyle söz konusu yapı kayıt belgelerinin iptalinin istendiği anlaşılmıştır. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan sonra söz konusu durumun ortaya çıkması, savcılık tarafından etkin soruşturma yürütülmüş olması dikkate alındığında Cumhuriyet başsavcılığınca verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile bu karara yapılan itiraz üzerine verilen itirazın reddine yönelik kararda bir isabetsizlik görülmediğinden kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 16/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu