Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 4. CEZA DAIRESI (KYB)


4. Ceza Dairesi 2010/22650 E., 2011/6288 K.

4. Ceza Dairesi 2010/22650 E., 2011/6288 K.
Basın Kanunu 11 Şikayet Süresinin AraştırılmasıKovuşturmaya yer olmadığına dair.
"İçtihat Metni"

İftira, hakaret suçlarından şüpheliler S…

… K…

…, M…

… B…

… E…

… ve M…

… D…

… haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 10/01/2007 tarihli ve 2006/20627 soruşturma, 2007/114 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine dair mercii Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesi başkanınca verilen 23/03/2007 tarihli ve 2007/144 değişik iş sayılı kararının Adalet Bakanlığınca 02.07.2010 gün ve 44477 sayılı yazı ile yasa yararına bozulmasının istenmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.07.2010 gün ve 175669 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Daireye gönderilmekle incelendi:

Tebliğnamede"

Dosya kapsamına göre,

1- Müşteki M…

… C…

… A…

…'nun 18/12/2006 tarihli şikayet dilekçesi ve 27/12/2006 tarihli savcılık ifadesinde Akşam Gazetesinin 20/06/2006 tarihli sayısında yayınlanan "mühendisin iddiası beni bekçi yaptılar" başlıklı yazı içeriğinde yer alan sözlerle kendisine görevinden dolayı hakaret ve iftira edildiğini ileri sürdüğü, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı, müştekinin aleyhine işlenen suçlan, hakkında yapılan disiplin soruşturması sırasında (26.06.2006) öğrenmesine karşın, şüpheliler hakkındaki kamu davasının Basın Kanununun 26/1 maddesinde öngörülen iki aylık kanunî sürede açılmadığı ve bu sürenin hak düşürücü niteliği itibariyle resen dikkate alınması gerektiğini belirterek şüpheliler S…

… K..., M…

… B…

… E…

… ve M…

… D…

… hakkında 10/01/2007 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı verdiği, Basın Kanunu'nun 26/2 maddesinde "Bu süreler basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği tarihte başlar. Basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmemesi halinde yukarıdaki sürelerin başlama tarihi, suçu oluşturan fiilin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından öğrenildiği tarihtir. Ancak bu süreler, Türk Ceza Kanununun dava zamanaşımına ilişkin maddesinde öngörülen süreleri aşamaz." hükmü yer aldığı, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı verirken Basın Kanunu'nun 26/2 maddesi gereğince davanın kanunî süresinde açılıp açılmadığı ve aynı Kanun'un 11. maddesi uyarınca cezai sorumluluğu bulunanların belirlenmesi açısından herhangi bir araştırma yapmadığı, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı iki aylık dava açma süresinin başlangıcının belirlenmesinde, kamu adına kovuşturulması gerekli suçlar açısından, günlük süreli yayının Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilip edilmediğini araştırarak teslim edilmişse teslim tarihini, teslim edilmemişse suç oluşturan fiillerin savcılık tarafından öğrenildiği (müştekinin şikayet dilekçesini verdiği) tarih yerine suçun müşteki tarafından öğrenildiği tarihi esas aldığı, ayrıca Basın Kanunu'nun 11. maddesi hükümleri uyarınca suç konusu yazı sebebiyle kimlerin cezai sorumluluğu bulunduğu konusunda 20/06/2006 tarihli Akşam Gazetesi getirtilerek irdelenmediğinden, dava açma süresi ve cezai sorumluluğun tespitiyle ilgili soruşturma eksikliğinin giderilmesi bakımından itirazın kabulü yerine, reddine karar verilmesinde,

2- 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 26. maddesinde öngörülen ve hak düşürücü olan sürenin günlük süreli yayın olan Akşam Gazetesinin sorumluları M…

… B…

… E…

… ve M…

… D…

… yönünden söz konusu olduğu, şüpheli S…

… K…

… bakımından eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/2. maddesi kapsamında kaldığı ve aynı Kanun'un 73. maddesi uyarınca 6 aylık şikâyet süresine tabi olduğu gözetilmeden itirazın bu şüpheli yönünden kabulü yerine, reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir" denilmektedir.

Gereği görüşüldü;

Yakınan M…

… C…

… A…

… 18.12.2006 tarihli şikayet dilekçesi ve 27.12.2006 tarihli savcılık ifadesinde, Akşam Gazetesinin 20.6.2006 tarihli sayısında yayınlanan "mühendisin iddiası beni bekçi yaptılar" başlıklı yazı içeriğinde yer alan sözlerle kendisine görevinden dolayı hakaret ve iftira edildiğini ileri sürmüştür. Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı, basın yoluyla işlenen suçlara ilişkin kamu davalarının, Basın Yasasının 26/1 maddesinde öngörülen iki aylık yasal sürede açılması ve bu sürenin hak düşürücü niteliği itibariyle resen dikkate alınması gerektiğini belirterek şüpheliler S…

… K…

…, M…

… B…

… E…

… ve M…

… D…

… hakkında 10.1.2007 tarihli kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermiştir. Basın Yasasının 26/2 maddesinde "Bu süreler basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği tarihte başlar. Basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmemesi halinde yukarıdaki sürelerin başlama tarihi, suçu oluşturan fiilin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından öğrenildiği tarihtir. Ancak bu süreler, Türk Ceza Kanununun dava zamanaşımına ilişkin maddesinde öngörülen süreleri aşamaz." hükmü yer almaktadır. Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının, takipsizlik kararı verirken, Basın Yasasının 26/2 maddesi gereğince davanın yasal süresinde açılıp açılmadığı ve aynı Yasanın 11. maddesi uyarınca cezai sorumluluğu bulunanların belirlenmesi açısından herhangi bir araştırma yapmadığı görülmektedir. Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı iki aylık dava açma süresinin başlangıcının belirlenmesinde, kamu adına kovuşturulması gerekli suçlar açısından, günlük süreli yayının Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilip edilmediğini araştırarak teslim edilmişse teslim tarihini, teslim edilmemişse suç oluşturan fiillerin savcılık tarafından öğrenildiği (yakınanın şikayet dilekçesini verdiği) tarih yerine suçun yakınan tarafından öğrenildiği tarihi esas almıştır. Ayrıca, Basın Yasasının 11. maddesi hükümleri uyarınca suç konusu yazı nedeniyle kimlerin cezai sorumluluğu bulunduğu konusu da 20.6.2006 tarihli Akşam Gazetesi getirtilerek irdelenmemiştir. C.Y.Y.'nın 160. maddesinin, Cumhuriyet savcısına yüklediği sorumluluk ve verdiği yetkinin gereği somut olayda Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca yerine getirilmemiş ve dava açma süresinin başlangıcıyla ilgili hukuka aykırılık nedeni 7.3.2006 tarihli itiraz dilekçesinde açıkça ileri sürülmesine karşın merci tarafından itirazın reddine karar verilmiştir. Merciin, savcılığın hiçbir soruşturma ve araştırma yapmamasını dikkate almadan verdiği itirazın reddi kararının, dava açma süresi ve cezai sorumluluğun tespitiyle ilgili soruşturma eksikliğinin giderilmemesi yönüyle hukuka aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu durumda soruşturmanın hangi merci tarafından yapılması gerektiği sorunu ortaya çıkmaktadır. Y.C.G.K.'nun 4.12.2007 tarih ve 2007/247-257 sayılı kararında özetle "Cumhuriyet savcısı tarafından ceza yargılamasının temel hedefi olan maddi gerçeğe ulaşma amacına yönelik olarak gerekli kanıtların toplanmadığı hatta buna teşebbüs bile edilmediği çok açık olarak anlaşılmakta, başka bir anlatımla soruşturma evresinin tamamlanmadığı net bir biçimde tespit edilmekteyse, soruşturma evresi Cumhuriyet savcısınca tamamlanmalıdır. Aksinin kabulü halinde, soruşturma safhasının asıl yetkilisi olan Cumhuriyet savcısı varken istisnai yetkili olan sulh ceza hakiminin soruşturmayı yapması sonucuna ulaşılır ki bu C.Y.Y.'nın getirdiği sisteme ve yasanın amacına aykırıdır." denilerek soruşturma eksikliğinin nasıl giderilmesi gerektiği gösterilmiştir. Yapılan açıklamalara göre itiraz merciinin, itirazı kabul edip dosyayı soruşturmayı tamamlaması için Samsun Cumhuriyet Başsavcılığına göndermesi hukuka uygun olacaktır.

Yasa yararına bozma isteğinin (2) numaralı bendinde belirtilen nedene gelince; 5187 sayılı Basın Yasasının 26/1 maddesinde öngörülen dava açma süreleri, basın yoluyla işlenen suçlar açısından, aynı Yasanın 1. ve 3. maddelerine göre basın özgürlüğünden; bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını kullanarak yararlanacak ve cezai sorumlulukları anılan Yasanın 11. maddesinde belirtilen basın görevlileri için öngörülmüştür. İncelenen dosyada, yakınan aleyhine açıklama yaptığı iddia edilen belediye başkanı şüpheli S…

… K…

…'ın yazının yayımlandığı gazetede Basın Yasasının 11. maddesi kapsamında değerlendirilebilecek bir görevinin bulunduğu ileri sürülmemiştir. Bu durumda adı geçen şüpheli yönünden Basın Yasasının 26/1 maddesindeki dava açma süresinin dikkate alınması olanaksızdır. Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı ve mercii Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesinin şüpheli S…

… K…

… ile ilgili soruşturmada Basın Yasasının 26/1 maddesinin geçerli olmadığını dikkate almadan verdikleri kararların hukuka uygun olmadığı açıktır.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünceler yukarıda belirtilen nedenlerle yerinde görüldüğünden, iftira ve hakaret suçlarından şüpheliler S…

… K…

…, M…

… B…

… E…

… ve M…

… D…

… hakkında Çarşamba Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığınca verilip kesinleşen 23.3.2007 gün ve 2007/144 D.İş sayılı kararın, 5271 sayılı C.Y.Y.'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı yasa maddesinin 4-a fıkrası gereğince sonraki işlemlerin yerinde tamamlanmasına, 05.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu