Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 13. CEZA DAIRESI (KYB)


13. Ceza Dairesi 2011/23240 E., 2011/6986 K.

13. Ceza Dairesi 2011/23240 E., 2011/6986 K.
İLETİŞİMİN TESPİTİ-MÜŞTEKİ VEYA MAĞDURUN TESPİTİ GENEL USULE TABİİ 5271 CMK 135 KAPSAMINDA DEĞİL
"İçtihat Metni"

Müşteki Ş... Y...'ın şikâyeti üzerine Tuzla Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sırasında, anılan Cumhuriyet Başsavcılığının 17.05.2010 tarihli ve 2010/3078 sayılı yazısı ile yapılan, müştekiye ait olup da şüpheli yada şüpheliler tarafından kullanılması muhtemel olan 0000000 Cihaz Seri (IMEI) numaralı, N... ... marka ve tipindeki cep telefonu ile 01.04.2010 tarihinden sonra telekomünikasyon yoluyla yapılan ve/veya yapılacak olan iletişimin tespitine dair karar verilmesi talebinin reddine ilişkin Tuzla Sulh Ceza Mahkemesinin 20/05/2010 tarihli ve 2010/458 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Tuzla 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.05.2010 tarihli ve 2010/135 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı'nın 19.07.2010 tarih ve 2010/9044/47763 sayılı Kanun Yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11.08.2010 tarih ve 2010/183315 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle incelendi.

MEZKUR İHBARNAMEDE;

Dosya kapsamına göre, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 23/11/2009 tarihli ve 2009/12637-13042 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun, 135. ve Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletimin Tespiti, Dinlenmesi, Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesi ve Kayda Alınmasına Dair Usul ve Esaslar ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmeliğin 12. maddelerine göre hâkim kararı gerektiren iletişimin tesbiti tedbirinin şüpheli veya sanık tarafından kullanılan telefonlar hakkında uygulanabileceği, anılan düzenlemelerde müştekinin telefonuna yönelik bir tedbirden bahsedilmediği, bu durumda adı geçen müştekinin telefonu açısından iletişimin tesbiti uygulamasının Cumhuriyet Savcısı ve mahkemeİerin genel soruşturma ve delil toplama yetkisi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, Cumhuriyet savcısı ve mahkemelerin ilgili kurumdan müştekinin telefonu ile yapılan görüşmelerin kimle, ne zaman, hangi süreyle yapıldığına ilişkin kayıtları içeren iletişimin tesbitini isteyebileceği gözetilmeden itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde 5271 sayılı CMK.nun 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşılmış olmakla,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 5353 sayılı Yasanın 17. maddesiyle değişik 135. maddesi uyarınca, " Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suçun işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka surette delil elde edilmesi imkanını bulunmaması durumunda, Hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit edilebilir, dinlenebilir, kayda alınabilir ve sinyal verileri değerlendirilebilir."

5271 sayılı C.M.K.'nun 135. maddesinin 6. fıkrasında bu madde kapsamında "dinlenme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine" ilişkin hükümlerin ancak fıkrada sayılan katalog suçlarla ilgili olarak uygulanabileceği öngörülmüştür.

İletişimin içeriğine müdahale etmeden, iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yerbilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemleri (10.11.2005 gün ve 25 984 sayılı RG.'de yayımlanan Yönetmelik m. 3 / f ) ifade eden "iletişimin tespiti" işlemi yukarıda belirtilen C.M.K.'nun 135. maddesinin 6. fıkrası kapsamı dışında bırakılmıştır. Bu nedenle, hangi suça ilişkin olursa olsun, şüpheli ve sanığın iletişiminin tespiti, C.M.K.'nun 135 / 1. maddesi uyarınca hakim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının kararıyla mümkün olacaktır.

Ancak;

Yargıtay'ımızın istikrar bulmuş içtihatları uyarınca, müşteki - mağdurun iletişiminin tespiti işleminin, 5271 sayılı CMK'nun 135. maddesi kapsamında değil, Cumhuriyet savcısı ve mahkemelerin genel soruşturma ve delil toplama yetkisi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.

Bu gerekçeler dikkate alındığında, yazılı emre dayanan bozma nedeni yerinde olup, Tuzla 1. Asliye Ceza Mahkemesince itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı görülmekle, Tuzla 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.05.2010 tarihli ve 2010/ 135 değişik iş sayılı kararının 5271 Sayılı C.M.K.'nun 309/4-a maddesi uyarınca (BOZULMASINA), müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına (TEVDİİNE ), 30.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu