Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 11. CEZA DAIRESI (KYB)

11. Ceza Dairesi         2021/41580 E.  ,  2022/22 K.BELGE ASILLARININ DENETIME OLARAK VERECEK ŞEKILDE DOSYA IÇERESINDE BULUNDURULMASI VE SONUCUNA GÖRE SANIKLARIN HUKUKI DURUMUNUN TAKDIR VE TAYININDE EKSIK INCELEME YAPILARAK MAHKUMIYETINE KARAR VERILMESI
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 23.08.2021 tarih ve 2021/573 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 29.09.2021 tarih ve KYB-2021/107270 sayılı ihbarname ile; Resmi belgede sahtecilik suçundan sanıklar M. A., Ö. Ş., T. A., U. Ç., O. E. ve V. M. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204/1 (6 kez) ve 62/1. (6 kez) maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, cezalarının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51. maddesi gereğince ertelenmesine ve 2 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Büyükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.12.2013 tarihli ve 2012/1082 esas, 2013/1216 sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine, sanıklara yüklenen eylemin kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturup oluşturmayacağı hususundaki delillerin takdirinin üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğundan bahisle, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 22.03.2017 tarihli ve 2015/6552 esas, 2017/2145 karar sayılı ilamıyla bozulmasını müteakip, resmi belgede sahtecilik suçundan sanık M. A. kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçundan ise sanıklar Ö. Ş., T. A., U. Ç., O. E. ve V. M. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204/1, 204/2 (5 kez) ve 62/1. (6 kez) maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, sanık Ö. Ş. cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51. maddesi gereğince ertelenmesine, sanıklar M. A., T. A. U. Ç., O. E. ve V. M. hakkında verilen hükümlerin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.04.2019 tarihli ve 2017/317 esas, 2019/113 sayılı kararına karşı yapılan itirazın sanık T. A. yönünden kabulüne ve anılan kararın kaldırılmasına, diğer sanıklar yönünden ise reddine ilişkin Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 27.06.2019 tarihli ve 2019/813 değişik iş sayılı kararı ile yeniden yapılan yargılama sonucunda sanık T. A. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 204/2 ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.10.2019 tarihli ve 2019/303 esas, 2019/262 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine dair Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.12.2019 tarihli ve 2019/1485 değişik iş sayılı kararının "Sanık Ö. hakkında verilen Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.04.2019 tarihli karara konu erteli hapis cezasına ilişkin hükmün bozulmasını müteakip, mahkemesince yeni esasa kayıt yapılması sonrası yapılan yargılama sonucunda verilen hükmün katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya aslının temyiz incelemesi için Yargıtay'a gönderilmesi nedeniyle onaylı dosya sureti üzerinden yapılan incelemede; 
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 04.03.2020 tarihli ve 2020/1007 esas, 2020/85 karar sayılı ilamında "...5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223. maddesinde hükmün nelerden ibaret olduğunun belirtilmesi ve sanık hakkında 16.06.2010 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilmesi karşısında, sanık hakkında verilen anılan kararın yargılamanın yenilenmesine konu olamayacağı..." şeklinde belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarında yargılamanın yenilenmesinin mümkün olamayacağı gözetilerek yapılan incelemede;Diğer yandan Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.04.2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz veya istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddî boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği gözetilerek yapılan incelemede;1)Sanık Ö. Ş. tarafından Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.04.2019 tarihli ve 2017/317 esas, 2019/113 sayılı kararının temyiz edilmesi üzerine, anılan kararın bozulmasına ilişkin Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 04.03.2020 tarihli ve 2020/924 esas, 2020/2097 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; E. E. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. yetkilisi olan sanık M. A. ile gümrük müşaviri olan diğer sanıkların ithal edilecek eşya için gerekli olan iki adet TSE uygunluk belgesini sahte olarak düzenlediğinin kabul edildiği olayda; 24.01.2008 tarihli serbest dolaşıma giriş beyannamesinin ekinde yer aldığı iddia olunan 04.02.2008 tarihli TSE uygunluk belgesi ile 05.02.2008 tarihli serbest dolaşıma giriş beyannamesinin ekinde yer aldığı iddia olunan 13.02.2008 tarihli TSE uygunluk belgesinin dosya içerisinde bulunmadığı, G.(G. V. A.ı) sisteminden alınan bilgisayar çıktılarında beyanname ekinde yer aldıkları şeklinde sisteme kayıt yapılması nedeniyle var olduklarının kabul edildiğinin anlaşılması karşısında, ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarihli ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 tarihli 2011/8-335 Esas ve 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma niteliğinin varlığını göstermeyeceği, suça konu belgenin fotokopi olması durumunda hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı, aslı bulunamayan evrakların aldatma niteliklerinin bulunup bulunmadığının da tespit edilemediği ve belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma niteliğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu gözetilerek; belge asıllarının teminine çalışılıp getirtilerek duruşmada incelenip özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatma niteliği bulunup bulunmadığı ve hukuki sonuç doğurmaya elverişli olup olmadığının gerekçeli kararda tartışılması, belge asıllarının denetime olanak verecek şekilde dosya içerisinde bulundurulması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ile mahkumiyetlerine karar verilmesi yasaya aykırı olup, bu yönden itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde,
2)04.02.2008 ve 13.02.2008 belge tarihleri olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığına "24.01.2008" şeklinde yanlış yazıldığı anlaşılmakla, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla, Dosya incelendi, gereği görüşüldü: İncelenen dosya içeriğine göre; kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi‘nin itirazın reddine ilişkin 27.06.2019 tarih ve 2019/813 Değişik İş sayılı kararı ile 24.12.2019 tarih ve 2019/1485 Değişik İş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi uyarınca ayrı ayrı BOZULMASINA; müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 10.01.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu