Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 11. CEZA DAIRESI (KYB)

11. Ceza Dairesi         2021/35054 E.  ,  2021/11053 K.BASIT DOLANDIRICILIK SUÇUNUN UZLAŞMAYA TABI SUÇ OLDUĞU TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 52TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 62TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 157
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 07.04.2021 tarih ve 2021/6576 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 09.06.2021 tarih ve KYB-2021/51363 sayılı ihbarname ile;Dolandırıcılık suçundan sanık F. B.'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 157/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 1.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanun'un 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.02.2012 tarihli ve 2011/423 esas, 2012/71 sayılı kararının Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 17.12.2015 tarih ve 2015/4359 esas, 2015/8341 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesini müteakip, 02.12.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilamdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün hukuki durumunun yeniden değerlendirilerek, infazın durdurulup durdurulmayacağına dair bir karar verilmesi yönündeki talep üzerine infazın durdurulmasına yer olmadığına ilişkin İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.12.2016 tarihli ve 2011/423 esas, 2012/71 sayılı ek kararının "Sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunun, hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi gereğince uzlaşma kapsamına alındığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.10.2007 tarihli ve 2007/4-200 esas, 2007/219 sayılı ilâmında belirtildiği üzere, uzlaştırma kurumu her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 253 ve 254. maddelerinde hüküm altına alınarak usul hukuku kurumu olarak düzenlenmiş ise de, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabileceği, bu uygulamanın sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacağı, 5237 sayılı Kanun'un 7/2. maddesindeki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklindeki hüküm uyarınca kesinleşmiş kararlar bakımından da uzlaştırma hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle; hükmün infazının durdurularak, 5271 sayılı Kanunu’nun 253. maddesindeki esas ve usullere göre uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi için yargılama dosyasının uzlaştırma bürosuna gönderilmesi gerektiği anlaşıldığından, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,Dosya incelendi, gereği görüşüldü:5271 sayılı CMK’nın 253 ve 254. maddelerinde düzenlenen uzlaşma, sadece sanığa değil aynı zamanda ve öncelikle, mağdurun zedelenen hukukunun düzeltilmesine hizmet amacı gütmesi ve biçimi itibariyle bir ceza yargılaması müessesesi olsa da, fail ile devlet ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi ceza hukukunu da ilgilendirmesi nedeniyle karma bir hukuki niteliğe haiz olduğundan, uzlaşma hükümlerinin yalnızca yürürlüğe girdikleri sıradaki işlem ve olaylar bakımından değil, TCK’nin 7/2. maddesi gözetilerek, sanık lehine olması halinde kesinleşmiş, infaz edilmekte ve hatta infaz edilmiş hükümlere de uygulanabileceği, nitekim 5271 sayılı CMK’nin 253/4. maddesi gereğince kabul edip etmemekte tarafların iradesi esas alındığından ve aynı kanunun 254/2. maddesinde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine; edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde ise, sanık hakkında, CMK’nin 231’inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verileceğinin hükme bağlanmış olması nedeniyle, infaz edilen hükümlerde uzlaştırma yoluna gidilip de düşme kararı verildiğinde, 5352 sayılı Kanun’da belirtilen şartlara bakılmaksızın hüküm adli sicil ve arşiv kaydından silineceğinden, mahkûmiyete bağlı bazı hak yoksunluklarına maruz kalmayacağı gibi sonrasında başka bir suç işlemesi halinde, tekerrür, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi veya erteleme gibi hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağını doğrudan etkileyeceği, öte yandan bu durumun iş ve özel hayatına da yansıyacağı, aynı şekilde edimin ileri tarihe bırakılması sonucunda verilecek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın da sanık lehine olacağı; Yargıtay CGK’nin 03.02.2009 tarihli ve 2008/250-2009/13 ile 17.02.2009 tarihli ve 2009/36-35 sayılı ilamlarında da, 5637 sayılı Kanun’un 7. maddesinde tanımlanan lehe yasanın geçmişe yürümesi ilkesi uyarınca, uzlaştırmaya göre daha aleyhe sonuçlar doğuran hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin dahi şartlarının oluşması halinde kesinleşmiş ve hatta infaz edilmiş ilamlarda da uygulanabileceğinin belirtildiği; somut olayda da, TCK’nin 157. maddesi gereğince verilen mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253 ve 254. madde fıkraları gereğince, uzlaşma kapsamına alınan basit dolandırıcılık suçundan dolayı uzlaştırma işlemlerinin yapılması gerektiğinden, talebin bu nedenlerle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı ve bu itibarla kanun yararına bozma atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.12.2016 tarihli ve 2011/423 esas, 2012/71 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin merciince yerine getirilmesine, 29.11.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 

UYAP Entegrasyonu