Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 10. CEZA DAIRESI (KYB)

10. Ceza Dairesi         2022/10 E.  ,  2022/6765 K.KADEK SONRASI AYNI SUÇU IŞLEDIĞI GEREKÇESIYLE AÇILAN DAVADA EYLENI TICARET KAPSAMINDA KLADIĞI GEREKÇESIYLE KARAR VERILMESINE YER OLMADIĞINA VE SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMASINA KARAR VERILMIŞTIR YARGITAY EYLEMI HEM KULLNAMA HEM TICARETE GIRIR BU NEDENLE SAVCILIĞA TICARET HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMA HUKUKA UYGUN ACAK ÇĞRI VE YAZILI CĞRI YASALARKA USULE IUYGUN TEBLIĞ EDILMEDIĞINDEN UYUŞTURUCU KULLANMA SUÇU BAKIMINDAN DURMA VERILMELIYDI DIYE FARKLI GEREÇE ILE BOZMUŞ
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık İ. B. hakkındaki Ereğli (Konya) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/12/2018 tarihli ve 2017/40 esas, 2018/809 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 24/12/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:A-) Konuyla İlgili Bilgiler: 1- Şüpheli İ. B. hakkında, 29/05/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Ereğli (Konya) Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonunda; 08/06/2016 tarihli ve 2016/2641 soruşturma, 2016/61 sayılı karar ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2.maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3.maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, erteleme kararında itiraz kanun yolunun gösterildiği, erteleme kararının şüpheliye tebliğ edilemediği, 09/11/2016 tarihinde infazı için Ereğli Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, 2- Ereğli Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 11/11/2016 tarihli ve 2016/494 DS sayılı çağrı yazısının şüphelinin bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, adresten taşındığından bahisle bilatebliğ iade edilmesi üzerine, aynı adrese MERNİS şerhi düşülerek 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebligat çıkarıldığı, 21/11/2016 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle 06/12/2016 tarihli uyarılı çağrı yazısının MERNİS şerhi düşülerek Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğe çıkarıldığı, 12/12/2016 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 06/01/2017 tarihinde Ereğli (Konya) Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, 3- Erteleme kararı kaldırılarak Ereğli (Konya) Cumhuriyet Başsavcılığının 27/02/2017 tarihli ve 2016/2641 soruşturma, 2017/142 esas, 2017/125 sayılı iddianamesi ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/4-a maddesi delaletiyle 191/1 ve 53.maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Ereğli (Konya) 2. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, 4- Ereğli (Konya) 2.Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 18/12/2018 tarihli ve 2017/40 esas, 2018/809 sayılı kararı ile, “Ereğli Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından gönderilen ihtarlı davetiyelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi nedeniyle, “karar verilmesine yer olmadığına” denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması için dosyanın tekrar Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, sanık hakkında TCK'nın 188/3 maddesi gereğince, gereğinin takdir ve ifası için suç duyurusunda bulunulmasına” karar verildiği, kararın 08/01/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği, ./..
Anlaşılmıştır.B-) Kanun Yararına Bozma İstemi :Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında; “Uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan yapılan yargılamada sanık İ. B.'ya gönderilen ihtarlı davetiyelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi nedeniyle sanık hakkında üzerine atılı suçtan dolayı karar verilmesine yer olmadığına ve iddia olunan eylemin uyuşturucu madde satma suçunu oluşturup oluşturmadığı hususunun değerlendirilmesi için suç duyurusunda bulunulmasına dair Ereğli (Konya) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/12/2018 tarihli ve 2017/40 esas, 2018/809 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. Dosya kapsamına göre, sanık İ. B.'nın kullandığı araçta 62 adet hapın ele geçirildiği, yargılama aşamasında, inceleme konusu yapılmayan diğer sanık olan Ş. D.'ın, kendisine sanık İlker tarafından bir tane hap verildiğini beyan etmesi ve sanık İ. B.'nın da, "Ş. D.'a hap vermiş olabilirim. Ama kesin bir şey diyemiyorum" şeklinde beyanda bulunması karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 188/3. maddesinde düzenlenen uyuşturucu madde satma suçunu oluşturup oluşturmadığı hususunun değerlendirilmesi için suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiş ise de, sanığın eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 188. maddesi uyarınca uyuşturucu madde ticareti suçu kapsamında kalıp kalmadığına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli olan ağır ceza mahkemesine ait olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Ereğli (Konya) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/12/2018 tarihli ve 2017/40 esas, 2018/809 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.C-) Konunun Değerlendirilmesi: Sanık İ. B. hakkında, 29/05/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan yargılama sonucunda, Ereğli (Konya) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/12/2018 tarihli ve 2017/40 esas, 2018/809 sayılı kararı ile; Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkarılan tebligatların usulsüz olduğu gerekçesiyle, sanık hakkında üzerine atılı suçtan dolayı karar verilmesine yer olmadığına ve iddia olunan eylemin uyuşturucu madde satma suçunu oluşturup oluşturmadığı hususunun değerlendirilmesi için suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesinde yer alan, ''(1) Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir. (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun'un 35. maddesinde yer alan, "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır. Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır. Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır..." şeklindeki düzenlemeler uyarınca öncelikle sanığın bilinen en son adresine tebligatın çıkarılması, önceki adresine tebliğ yapılamaz ise bu defa sanığın adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi olup olmadığının araştırılması, MERNİS adresinin tespiti halinde 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesine göre tebliğ yapılması, MERNİS adresinin olmadığının tespiti hâlinde ise bu duruma ilişkin kayıt dosya içerisine alındıktan sonra, kendisine daha önce kanunî usullere göre tebligat yapılmış olması şartı ile aynı adrese anılan Kanun'un 35. maddesine göre tebligat yapılması gerektiği, anlaşıldığından; ../...
Somut olayda, Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkarılan çağrı yazısı ve uyarı yazısı tebligatlarının usulsüz olduğu, bu nedenle yükümlülüklere uygun davranmamakta “ısrar” şartının gerçekleşmediği, kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, geçerli tebligat işlemleri yapılarak infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden CMK’nın 223.maddesinde sayılan hüküm çeşitleri arasında da yer almayan “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verilmesi kanuna aykırıdır. İncelenen dosya kapsamında; suç tarihinde sanığın kullandığı araçta 62 adet tabletin ele geçirildiği, ele geçirilen tabletlerden 61 adetinin uyuşturucu madde içerdiğinin ekspertiz raporuyla tespit edildiği, aynı zamanda sanığın uyuşturucu madde kullandığının da teknik yöntemlerle belirlendiği, mahkemece hem ele geçirilen uyuşturucu madde miktarı gözetilerek hem de dosyanın diğer sanığı Ş. D.'ın, “ İ.’in kendisine bir tane hap verdiği” sanık İ. de “Ş.’e hap vermiş olabileceği” şeklindeki beyanları nedeniyle sanığın eyleminin uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu anlaşıldığından; Sanığın uyuşturucu madde kullandığının teknik yöntemlerle tespit edilmesi nedeniyle “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” ve 62 adet tablet ele geçirilmesi ile sanığın Şahin Demirtaş'a uyuşturucu madde vermesi şeklinde “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçu olarak değerlendirilebilecek 2 ayrı eyleminin bulunduğu, bu nedenle mahkemece, sanığın eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 188/3. maddesinde düzenlenen uyuşturucu madde satma suçunu oluşturup oluşturmadığı hususunun değerlendirilmesi için suç duyurusunda bulunulmasına karar vermesinin kanuna uygun olduğu, ancak yukarıda açıklandığı üzere, “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçu yönünden kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek şüpheli hakkındaki denetimli serbestlik tedbirinin infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden CMK’nın 223.maddesinde tahdidi olarak sayılan hüküm çeşitleri arasında da yer almayan “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görülmüştür. D-) Karar: Mahkemece kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden CMK’nın 223/8.maddesi gereğince “durma kararı” verilerek şüpheli hakkındaki denetimli serbestlik tedbirinin infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden CMK’nın 223.maddesinde tahdidi olarak sayılan hüküm çeşitleri arasında da yer almayan “karar verilmesine yer olmadığına” kararı verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi değişik gerekçe ile yerinde görüldüğünden; Ereğli (Konya) 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/12/2018 tarihli ve 2017/40 esas, 2018/809 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince değişik gerekçe ile kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine,25/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu