Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 10. CEZA DAIRESI (KYB)

10. Ceza Dairesi         2021/18676 E.  ,  2022/5372 K.191/1. MADD. UYARINCA TEMEL CEZA BASIT YARGILAMA USULUNUZ UYGULANMASI IÇIN UYGUNDUR. (2 YILIN ÜSTÜNDE DEĞIL) TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 53
"İçtihat Metni"TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLENYARGITAY KARARIAdalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık U. Ş. hakkındaki Bakırköy 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/02/2021 tarihli, 2020/518 esas ve 2021/67 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 15/10/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:A-) Konuyla İlgili Bilgiler: 1- Şüpheli U. Ş. hakkında, 11/07/2010 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 03/08/2010 tarihli, 2010/85447 soruşturma, 2010/64505 esas ve 2010/41682 sayılı iddianamesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Bakırköy 12. Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, 2- Bakırköy 12. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/09/2011 tarihli, 2010/1955 esas ve 2011/1521 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun’un 191/2. maddesi gereğince 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 05/01/2012 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği, 3- Üsküdar Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının bildirilmesi üzerine dosyanın devredildiği Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2015 tarihli, 2014/992 esas ve 2015/533 sayılı kararı ile; sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı CMK’nın 231/5 ve 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191/8-9 maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, karar verildiği, kararın 09/09/2015 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği, 4- Sanığın denetim süresi içerisinde 18/12/2015 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan cezalandırıldığının ihbar edilmesi üzerine; Bakırköy 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/02/2018 tarihli, 2017/638 esas ve 2018/59 sayılı kararı ile hükmün açıklanarak sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın istinaf kanun yoluna başvurduğu, 5- İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 03/12/2020 tarihli, 2019/3626 esas ve 2020/2597 sayılı ilamı ile dosyanın basit yargılama usulü yönünden yeniden değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği, 6- Bozmadan sonra, Bakırköy 12. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 23/02/2021 tarihli, 2020/518 esas ve 2021/67 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 03/03/2021 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,Anlaşılmıştır. B-) Kanun Yararına Bozma İstemi: Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında; “Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanık U. Ş. hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 5560 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair Bakırköy 12. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/09/2011 tarihli, 2010/1955 esas ve 2011/1521 sayılı kararının 05/01/2012 ./..
tarihinde kesinleşmesini müteakip, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığının bildirilmesi üzerine yapılan yargılama sonucunda, anılan Kanun’un 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 191/8-9. maddesi uyarınca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına ilişkin Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2015 tarihli, 2014/992 esas ve 2015/533 sayılı kararının 09/09/2015 tarihinde kesinleşmesini takiben, sanığın denetim süresi içerisinde 18/12/2015 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçtan mahkum edildiğinin ihbar edilmesi üzerine hükmün açıklanarak, adı geçen sanığın 5237 sayılı Kanun’un 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/02/2018 tarihli, 2017/638 esas ve 2018/59 sayılı kararının, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 03/12/2020 tarihli, 2019/3626 esas ve 2020/2597 sayılı kararı ile dosyanın basit yargılama usulü yönünden yeniden değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasını takiben, yeniden yapılan yargılama sonunda, sanığın 5237 sayılı Kanun'un 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Bakırköy 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/02/2021 tarihli,2020/518 esas ve 2021/67 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. Dosya kapsamına göre, mahkemesince yapılan yargılama sonunda, üzerine atılı suçun üst sınırının 5 yıl olması nedeniyle, sanık hakkında basit yargılama usulü uygulanamayacağı gerekçesiyle, yazılı şekilde karar verilmiş ise de; Sanığın mahkûmiyetine konu suçun işlendiği 11/07/2010 tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun'un 191/1. maddesindeki müeyyidenin üst sınırının 2 yıl olduğu, bu halde sanığın üzerine atılı suçun 5271 sayılı Kanunu'nun 251. maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Bakırköy 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/02/2021 tarihli, 2020/518 esas ve 2021/67 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir. C-) Konunun Değerlendirilmesi: Sanık U. Ş. hakkında, 11/07/2010 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy 12. Sulh Ceza Mahkemesinin 15/09/2011 tarihli, 2010/1955 esas ve 2011/1521 sayılı kararı ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 5560 sayılı Kanun ile değişik 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, kararın 05/01/2012 tarihinde kesinleşmesini takiben, sanığın denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmadığının bildirilmesi üzerine yapılan yargılama sonucunda, Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2015 tarihli, 2014/992 esas ve 2015/533 sayılı kararı ile TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik 5237 sayılı Kanun'un 191/8-9. maddesi uyarınca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği, kararın 09/09/2015 tarihinde kesinleşmesinden sonra sanığın denetim süresi içerisinde 18/12/2015 tarihinde işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan mahkûm edildiğinin ihbar edilmesi üzerine, Bakırköy 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/02/2018 tarihli, 2017/638 esas ve 2018/59 sayılı kararı ile hükmün açıklanarak, sanığın 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın istinaf kanun yoluna başvurması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesinin 03/12/2020 tarihli, 2019/3626 esas ve 2020/2597 sayılı kararı ile dosyanın basit yargılama usulü yönünden yeniden değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği, bozmadan ../...
sonra yeniden yapılan yargılama sonunda, Bakırköy 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/02/2021 tarihli, 2020/518 esas ve 2021/67 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Kanun'un 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır. Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, sanığın üzerine atılı suçun üst sınırının 5 yıl olması nedeniyle, sanık hakkında basit yargılama usulü uygulanamayacağı gerekçesiyle, yazılı şekilde karar verilmiş ise de; Suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinde sanığa isnat edilen suç için temel ceza miktarının "bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK'nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun'un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan "01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19/08/2020 tarihli 31218 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 esas ve 2020/33 sayılı iptal kararı ile, "...kovuşturma evresine geçilmiş..." ibaresinin, aynı bentte yer alan "... basit yargılama usulü..." yönünden Anayasa'ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanunu'nda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; " mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, Sanığın mahkûmiyetine konu suçun işlendiği 11/07/2010 tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun'un 191/1. maddesindeki cezanın üst sınırının 2 yıl olduğu, bu nedenle sanığın üzerine atılı suçun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 251. maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğu gözetilmeden karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.D-) Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden; Bakırköy 12. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/02/2021 tarihli, 2020/518 esas ve 2021/67 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 21/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu