Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 10. CEZA DAIRESI (KYB)

10. Ceza Dairesi         2021/17371 E.  ,  2022/1956 K.KADEK USULE UYGUN KESINLEŞTIRILMEMIŞ ISE DE DENETIMLI SERBESTLIK KARARININ INFAZININ BAŞLAMASI ILE ŞÜPHELININ KADEKTEN HABERDAR OLDUĞU VE BU DURUMDA DURMA VERILEMEZ GEREKÇEMIZIN GERIDE GÖRÜLMEDIĞI ANCAK ISRAR DEĞIL YENIDEN SUÇ IŞLEMESI NEDENIYLE KADEK SONRASI DAVA AÇILDIĞINDAN 2. SEVK IÇIN GÖNDERILDIĞI ...TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 53
"İçtihat Metni"TÜRK MİLLETİ ADINA VERİLEN YARGITAY KARARI
Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık Ü. B. hakkındaki Adana 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/12/2019 tarihli ve 2019/169 esas, 2019/72 sayılı durma kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 06/07/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:A-) Konuyla İlgili Bilgiler:1- Şüpheli Ü. B. hakkında, 25/03/2016 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 01/07/2016 tarihli ve 2016/44041 (28) soruşturma, 2016/951 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun'un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolunun gösterildiği, ancak kanun yoluna başvuru süresi ve başvuru merciinin gösterilmediği, kararın doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 19/07/2016 tarihinde MERNIS adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, 01/07/2016 tarihinde infazı için Kozan Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,2- Kozan Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerinin yerine getirildiği, şüphelinin denetimli serbestlik tedbirine uyarak infazın 08/08/2017 tarihinde tamamlandığı, 3- Şüphelinin 06/07/2019 tarihinde Antalya ilinde yeniden uyuşturucu madde ile yakalanması nedeniyle Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararının kaldırılarak Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 13/09/2019 tarihli ve 2016/44041 (57) soruşturma, 2019/19248 esas, 2019/15261 sayılı iddianamesi ile sanığın 25/03/2016 ve 06/07/2019 tarihli eylemleri nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Adana 31. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,4- Adana 31. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 16/12/2019 tarihli ve 2019/169 esas, 2019/72 sayılı kararı ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın tebliği ve kesinleşmesi beklenmeden denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderildiği gerekçesiyle “davanın durmasına” karar verildiği, kararın 25/12/2019 tarihinde itiraz edilmeden kesinleştiği,Anlaşılmıştır. B-) Kanun Yararına Bozma İstemi: Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan şüpheli Ü. B. hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01/07/2016 tarihli ve 2016/44041 (28) soruşturma, 2016/109515 sayılı 5 yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesi ile ./..
sanık hakkında 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, sanığın erteleme süresi içinde tekrar uyuşturucu madde kullanması nedeniyle Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 13/09/2019 tarihli ve 2016/44041(57) soruşturma, 2019/19248 esas, 2019/15261 sayılı iddianame ile kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının usule aykırı olarak kesinleştirildiğinden bahisle kovuşturma şartı bulunmadığından bahisle kamu davasının durmasına dair Adana 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/12/2019 tarihli ve 2019/169 esas, 2019/72 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.Benzer bir olay nedeni ile Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 09/11/2017 tarihli ve 2017/6829 esas, 2017/5597 karar sayılı ilâmında, "...şüphelinin hiçbir aşamada bu karara karşı itiraz etmediği ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başladığı, ancak erteleme süresi zarfında 08/11/2015 tarihinde tekrar kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlediğinden bahisle yeni bir soruşturma başlatıldığı anlaşılmakla, TCK’nın 191/4. maddesi uyarınca kamu davası açılma koşulları oluştuğundan, yargılamaya devam olunarak esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüpheliye tebliğ edilmediği” şeklindeki dosya kapsamına aykırı gerekçe ile durma kararı verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerindedir..."; yine 22/10/2018 tarihli ve 2018/5024 esas, 2018/7246 karar sayılı ilamı ile de; "...Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüpheliye tebliğ edilmesi beklenmeden denetimli serbestlik ve tedavi tedbirinin infazına başlanmış olmasının da bu duruma bir etkisi olmayacağı, zira şüphelinin kuruma müracaat etmesi üzerine hakkında uygulanan tedbir ve tedaviden haberdar olduğu ve hiçbir aşamada itiraz etmeyerek tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazını tamamlamış olduğu, anlaşıldığından..." şeklinde belirtildiği üzere,Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan dolayı başlatılan soruşturma kapsamında şüpheli hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının itiraza tabi olarak verilmesine rağmen şüpheliye çıkartılan ve anılan kararı içeren tebligatın usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemesi ya da kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüpheliye tebliğ edilmesi ancak tebliğden itibaren kanuni itiraz süresinin dolması beklenmeksizin verilen denetimli serbestlik ve tedavi tedbirinin infazına başlanmış olması durumlarında, şüphelinin en geç tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin hakkında uygulanması sırasında öğrenmiş sayılacağı, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına yönelik hiçbir aşamada itiraz etmediği ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlandığının anlaşılması halinde sanık hakkında mahkemesince yargılamaya devam olunarak mahkûmiyetine karar verilebileceği nazara alındığında, Somut olayda, kamu davasının açılmasının ertelenmesine dair kararın 19/07/2016 tarihinde şüphelinin mernis adresine tebliğ edildiği, yine sanık hakkındaki kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte uygulanmasına karar verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine ilişkin ön bilgilendirme formunun şüphelinin bizzat kendisine 27/07/2016 tarihinde tebliğ edilerek, bu kapsamda Kozan İlçe Devlet Hastanesi'ne sevkinin sağlandığının anlaşılması karşısında, şüphelinin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından haberdar olduğu ancak hiçbir aşamada hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına ve tedavi ile denetimli serbestlik tedbirine itiraz etmediği gibi, 06/07/2019 tarihinde yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığı hususları gözetilerek, sanık hakkında mahkemesince yargılamaya devamla esasa ilişkin karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kamu davasının durmasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Adana 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/12/2019 tarihli ve 2019/169 esas, 2019/72 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir. ./..
C-) Konunun Değerlendirilmesi: Şüpheli Ü. B. hakkında, 25/03/2016 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 01/07/2016 tarihli ve 2016/44041(28) soruşturma, 2016/951 sayılı kararı ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun'un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ve tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolu gösterilmesine rağmen itiraz süresinin ve itiraz merciinin gösterilmediği, şüphelinin erteleme süresi içerisinde 06/07/2019 tarihinde aynı nitelikte suçu işlemesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, Adana 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/12/2019 tarihli ve 2019/169 esas, 2019/72 sayılı kararı ile kamu davasının “durmasına” karar verildiği anlaşılmıştır.1- 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191. maddesinde, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ve bu kararla birlikte verilebilecek olan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik herhangi bir kanun yolu öngörülmemiş ise de kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile bu karara bağlı olarak verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararlara yönelik TCK'nın 191/2. maddesinin 2. cümlesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır." şeklindeki düzenleme gereği, "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmesinin gerektiği, şüpheli hakkında verilen karar kendisine tebliğ edilmeden ve itiraz hakkı beklenilmeden, dolayısıyla kesinleşmeden Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı,Somut olayda; şüpheli hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetimli serbestlik ve tedavi tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın itiraz kanun yolu açık olmak üzere verildiği, ancak kararda itiraz süresinin ve itiraz merciinin gösterilmediği, Anayasanın Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması başlıklı 40. maddesindeki düzenleme ile 5237 sayılı TCK'nın 191/2. maddesi ve 5271 sayılı CMK’nın 171,172 ve 173. maddeleri uyarınca, başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerekmekte olup; "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararda kanun yolu başvuru şekli, mercii, süresi ve bu sürenin başlangıcının belirtilmediği, bu nedenle kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiğinden söz edilemeyeceği gibi, 2- Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetimli serbestlik ve tedavi tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 19/07/2016 tarihinde MERNİS adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ./..
ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntemin benimsendiği dikkate alındığında; somut olayda kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin kararın şüphelinin doğrudan MERNİS adresine tebliğ edildiği, tebligatın öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, bu nedenle somut olayda, Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca şüphelinin doğrudan MERNİS adresine yapılan tebligatın usulsüz olduğu, dolayısıyla başvurulacak kanun yolunun, merciinin, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmemesi nedeniyle usulsüz olarak verilen ve ayrıca usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeyen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı gibi beş yıllık erteleme süresinin de işlemeye başlamayacağı, bu durumda sanığın 06/07/2019 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunun, erteleme süresi içerisinde işlendiğinin söylenemeyeceği anlaşıldığından;Mahkemesince açılan kamu davası hakkında kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden durma kararı verilerek, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde ilgili sulh ceza hakimliğine itiraz hakkı bulunduğu ihtarı ile birlikte usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesinin sağlanması ve usulüne uygun şekilde kesinleştirilmesini takiben geçerli tebligat işlemleri yapılarak erteleme ve denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği, Her ne kadar Mahkemece, itiraz süresi beklenilmeden infazı için denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderildiği gerekçesiyle durma kararı verilmiş ise de; şüpheli hakkında TCK’nın 191/4-a maddesinde yer alan yükümlülüklerini ihlalde ısrar etmesi nedeniyle değil, TCK’nın 191/4-b maddesi uyarınca yeniden uyuşturucu madde bulundurması nedeniyle kamu davasının açılması karşısında, mahkemenin durma gerekçesi yerinde görülmemekle birlikte, yukarıda açıklanan nedenlerle sanığın 06/07/2019 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu erteleme süresi içerisinde işlediğinden söz edilemeyeceği, kovuşturma şartının oluşmadığı anlaşıldığından, sonuç olarak mahkemenin “durma kararı” belirtilen gerekçe ile yerinde olup, karara karşı bu gerekçe ile kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.D-) Karar: Açıklanan nedenlerle; Adana 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/12/2019 tarihli ve 2019/169 esas, 2019/72 sayılı kararına karşı, yukarıda belirtilen gerekçelerle kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,23/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu