Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 10. CEZA DAIRESI (KYB)


10. Ceza Dairesi 2009/7796 E., 2009/17624 K.

10. Ceza Dairesi 2009/7796 E., 2009/17624 K.
"İçtihat Metni"

Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan sanıklar K... K... ve M... E...’un 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 10’ar ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve aynı Kanun’un 191/6-2. maddesi uyarınca haklarında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin D.... 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 21.03.2008 gün ve 2007/740 esas, 2008/271 karar sayılı hükmünün infazı aşamasında, Cumhuriyet savcılığınca hükümlülerin tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmediği gerekçesiyle yapılan başvuru nedeniyle dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, hükümlüler hakkında verilen 10’ar ay hapis cezalarının aynen infazına dair aynı Mahkemenin hükümlü K... K.... hakkında verdiği 25.09.2008 tarihli ve aynı sayılı ve hükümlü M... E... hakkında verdiği 14.10.2008 tarihli ve aynı sayılı ek kararlarına karşı Yüksek Adalet Bakanlığı’nın Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 31.03.2009 gün ve 3282/18032 sayılı kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 20.04.2009 gün ve 2009/93488 sayılı tebliğnamesi ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.

Dosya ve ekleri incelendi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Kanun yararına bozma talebi ve tebliğnamede, «

«Tüm dosya kapsamına göre, Denizli Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünce yapılan tebligatlara rağmen tebliğ tarihinden itibaren on günlük süre içerisinde şube müdürlüğüne başvurmayarak denetimli serbestlik tedbirine aykırı davranan sanıklar hakkında, duruşma açılarak yargılama yapılması gerektiği gözetilmeden, sanıkların savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle dosya üzerinden karar verilmesinde isabet görülmemiştir.»

» denilerek, anılan ek kararların bozulması istenmiştir.

19.12.2006 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunla değişik 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmış olan sanık hakkında, birinci fıkraya göre cezaya hükmedilmeden ikinci fıkra gereğince sadece tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği gibi altıncı fıkranın yollaması uyarınca birinci fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine de hükmedilebileceği öngörülmüştür.

Hükümlü tarafından tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranılmaması durumunda; infaza konu hükümde; aynı maddenin ikinci fıkrası uygulanmış ise, aynı maddenin beşinci fıkrası uyarınca, yeniden duruşma açılması suretiyle davaya devam olunarak, hüküm verilmesi; altıncı fıkra yollamasıyla birinci fıkradaki ceza ile birlikte ikinci fıkradaki tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmiş ise, aynı maddenin yedinci fıkrası uyarınca cezanın derhal infaz edilmesine karar verilmesi gerekir. Bu durumda yedinci fıkra uyarınca verilen karar, 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi kapsamındaki ilk hükümle verilen ve uygulanması tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranılmaması koşuluna bağlı olan kesinleşmiş bir ceza mahkûmiyetinin, söz konusu koşulun gerçekleşmesi nedeniyle aynen infazına ilişkin, infaz hukukuna özgü bir karar niteliğinde olduğundan, duruşma açılarak verilmesinde bir zorunluluk bulunmamaktadır.

Somut olayda; infaza konu 21.03.2008 tarihli ilk hükümde, hükümlüler hakkında 5237 sayılı TCK’nın 191. maddesinin altıncı fıkrası yollamasıyla birinci fıkrasındaki ceza ile birlikte ikinci fıkrasındaki tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmiş olduğundan; aynı maddenin yedinci fıkrası uyarınca verilen 25.09.2008 ve 02.09.2008 tarihli ek kararların, yukarıda belirtilen nedenlerle duruşma açılarak verilmesinde zorunluluk bulunmadığından, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 12.11.2009 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu