Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 10. CEZA DAIRESI (KYB)


10. Ceza Dairesi 2009/13877 E., 2009/17157 K.

10. Ceza Dairesi 2009/13877 E., 2009/17157 K.
"İçtihat Metni"

Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanık E... T.. hakkında A.... 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 30.01.2008 tarihli, 2007/877 esas, 2008/51 karar sayılı hükmü ile “

“3167 sayılı Kanun’un 16/1. maddesi uyarınca verilen 7.500.-YTL adli para cezasının”

” infazı aşamasında, S... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, “

“5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un geçici 1. maddesi ile 5237 sayılı TCK’nın 5 ve 52/1. maddeleri hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, 3167 sayılı Kanun’un 5237 sayılı TCK’nın yürürlüğe girmesinden sonra bu kanun ile çelişen hükümlerinde herhangi bir düzenleme yapılmadığından, 5237 sayılı TCK’nın geçici 1. maddesi gereğince 3167 sayılı Kanun’un cezai hükümlerinde 5237 sayılı TCK’nın genel hükümlerinin uygulanacağı, bu nedenle infazda tereddüt oluştuğu belirtilerek, infazın durdurulup durdurulmayacağı konusunda karar verilmesinin”

” talep edilmesi üzerine S.... 2. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan inceleme sonucu verilen, 02.03.2009 tarihli ve aynı sayılı, “

“3167 sayılı Kanun’un yürürlükten kalkmadığı, karşılıksız çek keşide etmenin halen suç olduğu, TCK 2 ve 52. maddelerine aykırılığın bulunmadığı gerekçesiyle, hükmün değiştirilmesine ve infazın durdurulmasına yer olmadığına”

” ek kararına itiraz edildiği; itiraz mercii S.... 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18.03.2009 tarihli ve 2009/280 değişik iş sayılı kararı ile, “

“itirazın kabulüne, ek kararın kaldırılmasına ve infazın durdurulmasına”

” karar verildiği; itiraz merciinin 18.03.2009 tarihli kararına karşı Yüksek Adalet Bakanlığı’nın Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 03.07.2009 gün ve 7259/35976 sayılı kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 31.07.2009 gün ve 2009/176172 sayılı tebliğnamesi ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.

Dosya ve ekleri incelendi.

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Kanun yararına bozma talebi ve tebliğnamede, «

« Dosya kapsamına göre;

5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ye Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un geçici 1. maddesindeki, “

“Diğer kanunların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2008 tarihine kadar uygulanır.”

”,

5237 sayılı Kanun’un 5. maddesindeki “

“Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır”

”,

Aynı Kanun’un 52. maddesindeki, “

“Adli para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.

En az yirmi ve en fazla yüz Türk lirası olan bir gün karşılığı adli para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahıs halleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.”

”,

3167 sayılı Kanun’un 16/1. maddesindeki, “

“Üzerinde yazılı keşide tarihinden önce veya ibraz süresi içinde 4 üncü madde uyarınca ibraz edildiğinde, yeterli karşılığı bulunmaması nedeniyle kısmen de olsa ödenmeyen çeki keşide eden hesap sahipleri veya yetkili temsilcileri, kanunların ayrıca suç saydığı haller saklı kalmak üzere, çek bedeli tutarı kadar adli para cezasıyla cezalandırılırlar”

”,

Hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, 3167 sayılı Kanunda 31.12.2008 tarihine kadar yeni bir düzenleme yapı1mamı ise de, anılan Kanun’un 16/1. maddesinde öngörülen cezanın nispi nitelikte olduğu ve 5237 sayılı Kanun’un 52. maddesine aykırılık oluşturmadığı, bu hususun Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 22.01.2009 tarihli ve 2007/8271 esas, 2009/480 sayılı ilamı ile de zımnen kabul edildiği gözetilmeden itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.»

» denilerek, S.... 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 18.03.2009 tarihli anılan kararının bozulması istenmiştir.

İnfaza konu Adapazarı 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.01.2008 tarihli hükmünün yokluğunda karar verilen sanığa, ayrıntıları Dairemizin 16.03.2005 tarih ve 2005/4007-2776 sayılı ilamında açıklanan (Yargıtay Kararlar Dergisi, Ağustos 2005, s. 1311) Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi ile Tebligat Tüzüğü’nün 28 ve 55. maddelerinde belirten usule aykırı olarak tebliğ edildiği; böylelikle, usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden kesinleşmediği anlaşılmakta olup; kesinleşmeyen söz konusu karara ilişkin infaz işlemlerinin ve bu aşamada verilen 02.03.2009 tarihli ek kararın ve itiraz mercii kararının konusu bulunmadığından, hukuki geçerlilikten yoksun, bu nedenle de “

“yok”

” hükmünde olmaları karşısında; bu kararın incelemeye konu edilmesi olanaklı olmadığından, kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 05.11.2009 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu