Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 1. CEZA DAIRESI (KYB)

1. Ceza Dairesi         2023/1947 E.  ,  2023/1284 K.647 SAYILI KANUNAN GÖRE KOŞULLU SALIVERME KARARI VERILDIĞINDE DENETIM SÜRESINDE 647 SAYILI KANUNA GÖRE BELIRLENIR CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN (5275) KOŞULLU SALIVERİLME
"İçtihat Metni"Adam öldürmeye teşebbüs suçundan İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.10.2014 tarihli ve 2012/501 Esas, 2014/318 Karar sayılı kararı ile 6 yıl 8 ay hapis cezasına hükümlü Murat Yazıcı'nın cezasının infazı sırasında, İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.11.2017 tarihli ve 2017/827 değişik iş sayılı kararı ile 21.09.2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere şartla tahliye edilmesini müteakip, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının hükümlünün denetim süresi içerisinde 24.07.2019 tarihinde işlemiş olduğu 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanun'a muhalefet suçundan dolayı mahkum edildiğinin ihbar edilmesi sebebiyle, şartla tahliyenin geri alınması talebi üzerine, yeni suç tarihinin denetim süresinden sonra olduğundan bahisle reddine dair İstanbul İnfaz
Hakimliğinin 28.09.2021 tarihli ve 2021/16343 Esas, 2021/16804 Karar sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 01.11.2021 tarihli ve 2021/1006 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 09.12.2022 tarihli ve 94660652-105-34-3035-2022-Kyb sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 15.02.2023 tarihli ve 2022/158250 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü;
I. İSTEMYargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 15.02.2023 tarihli ve 2022/158250 sayılı kanun yararına bozma isteminin;“Somut olayda hükümlünün İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.10.2014 tarihli ve 2012/501 Esas, 2014/318 Karar sayılı kararı ile 6 yıl 8 ay hapis cezasına ilişkin kararın infazı için ilk kez ceza infaz kurumuna 15.07.2016 tarihinde alındığı, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tanzim edilen 19.07.2016 tarihli ve 2016/7-17220 ilamat sayılı müddetnameye göre hakederek tahliye tarihinin 16.09.2021 ve 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 19/1 inci maddesi uyarınca koşullu salıverilme tarihinin 21.09.2017 olarak belirlendiği,İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesince, 5275 sayılı Kanun uyarınca hükümlünün 21.09.2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere şartla tahliye edilmesine yönelik karar verildiği, "esasen Mahkemesince 19.07.2016 tarihli müddetnamede yer alan 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 19/1. maddesi uyarınca belirlenen koşullu salıverme tarihi ile uyumlu olarak 21.09.2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere şartla tahliye edilmesine karar verildiği, karar içeriğinde hükümlünün 5275 sayılı Kanun uyarınca şartla tahliye edilmesine dair karar verilmesinin sonuca etkisinin bulunmadığı, neticeten 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 19/1 inci maddesi uyarınca belirlenen koşullu salıverilme tarihine göre koşullu salıverme işlemlerinin yapıldığı" anlaşılmakla,İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.11.2017 tarihli kararını müteakip, denetim süresi içerisinde suç işlendiğinden bahisle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının şartla tahliyenin geri alınması talebi sonrasında, İstanbul İnfaz Hakimliğinin 28.09.2021 tarihli kararı ile yeni suç tarihinin denetim süresinden sonra işlendiği gerekçesiyle reddine karar verildiği anlaşılmış ise de,İnfaz hukukunda hükümlünün ceza evinde geçirmesi gereken süre ile koşullu salıverildikten sonra belirlenen denetim süreleri bakımından lehine olan hükümlerin alınarak karma bir uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlünün 647 sayılı Kanun uyarınca belirlenen tarih olan 21.09.2017 tarihi itibariyle şartla tahliye edildiği, denetim süresinin 5275 sayılı Kanun'a göre tayin edilemeyeceği ve hükümlünün koşullu salıverildikten sonra belirlenen denetim süresinin 647 sayılı Kanun'a göre belirlenmesi gerektiği, bu sürenin ise bihakkın tahliye tarihi olan 16.09.2021 tarihine kadar devam edeceği gözetilerek yapılan değerlendirmede,Hükümlünün şartla tahliye tahliye edilmesini müteakip, 1072 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.03.2021 tarihli ve 2020/773 Esas, 2021/552 Karar sayılı kararı ile 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, suç tarihinin 24.07.2019 olduğu, anılan suçun denetim süresi içerisinde işlendiği anlaşılmakla,
Somut olayda, hükümlünün şartla tahliye edilmesi sonrasında denetim süresi içerisinde işlediği suç sebebiyle yapılacak hesaplamaya göre,
Hükümlünün 24.07.2019 tarihinde işlediği 1072 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.03.2021 tarihli kararıyla 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi nedeniyle, bu cezanın iki katı olan 20 aylık süreyi kapsayan 24.07.2019-27.05.2021 tarihleri arasındaki 600 günlük sürenin geri alınmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE1. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309 ncu maddesinin, (1), (2) ve (3) ncü fıkraları;(1) Hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir. (2) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, bu nedenleri aynen yazarak karar veya hükmün bozulması istemini içeren yazısını Yargıtayın ilgili ceza dairesine verir.(3) Yargıtayın ceza dairesi ileri sürülen nedenleri yerinde görürse, karar veya hükmü kanun yararına bozar.Şeklinde düzenlenmiştir.
2. 18.04.2005 tarihinde işlemiş olduğu kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılan ve hakkındaki hüküm kesinleşen hükümlü hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 19.07.2016 tarihli ve 2016/7-17220 sayılı müddetnamesine göre, 6 yıl 8 ay hapis cezasının infazı amacıyla, 15.07.2016 tarihinde ceza infaz kurumuna alınan hükümlünün, cezasından 647 sayılı Kanun'un 19 ve ek 2 nci madde hükümleri uyarınca ½ oranında ve ayda 6 gün indirim yapılmak suretiyle koşullu salıverilme tarihinin 21.09.2017, bihakkın tahliye tarihinin ise 16.09.2021 olarak belirlendiği, İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesinin, 03.11.2017 tarihli ve 2017/827 değişik iş sayılı kararı ile 21.09.2017 tarihinden geçerli olmak üzere koşullu salıverilmesine karar verildiği, hükümlünün koşullu salıverildikten sonra bihakkın tahliye tarihi olan 16.09.2021 tarihinden önce denetim süresi içerisinde 024.07.2019 tarihinde işlediği 1072 sayılı Kanun'a aykırılık suçundan 10 ay hapis cezasına mahkum olduğu anlaşılmıştır.
3. Hükümlünün infaza konu cezasından dolayı koşullu salıverilme hakkından yararlanabilmesi bakımından infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin belirlenmesinde 647 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılan uygulamanın 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacak uygulamaya göre lehe olduğu, koşullu salıverilme ile ilgili uygulama bakımından 647 sayılı Kanun hükümleri ile 5275 sayılı Kanun hükümlerinin sadece lehe olan bölümlerinin alınıp karma uygulama yapılmasının mümkün olmadığı, hükümlerin bir bütün olarak uygulanmasının zorunlu olduğu, denetim süresi ile ilgili 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesinin altıncı fıkrasında 7242 sayılı Kanun'un 48 inci maddesi ile yapılan değişiklik öncesi "Koşullu salıverilen hükümlünün tabi tutulacağı denetim süresi, yukarıdaki fıkralara göre infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadardır. Ancak süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemez." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında 5275 sayılı Kanun hükümlerine göre koşullu salıverilme süresinin belirlenmesi ve koşullu salıverilme kararı verilmesi durumunda denetim süresinin uygulanmasının sözkonusu olabileceği, somut olayda hükümlü hakkında koşullu salıverilme süresi bakımından lehe kabul edilen 647 sayılı Kanun hükümleri uygulandığı anlaşılmakla, denetim süresinin 647 sayılı Kanun'a göre belirlenmesi ve bihakkın tahliye tarihine kadar devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunduğu ve denetim süresi dolmadan kasıtlı suçtan hapis cezası ile cezalandırılan hükümlü hakkında daha önce verilen koşullu salıverilme kararının geri alınmasına, işlediği ikinci suçun ceza miktarıda dikkate alınarak ikinci suç tarihinden başlayarak bihakkın tahliye tarihini geçmeyecek şekilde aynen infaz kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, 647 sayılı Kanun ve 5275 sayılı Kanun hükümleri karma uygulanmak suretiyle ikinci suçun denetim süresi dolduktan sonra işlendiği gerekçesiyle, koşullu salıverilme kararının geri alınması ve aynen infaza ilişkin Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin reddine dair İnfaz Hakimliğince verilen karar usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle bu karara karşı yapılan itirazın kabulü yerine reddine dair itiraz mercince verilen karar Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 01.11.2021 tarihli ve 2021/1006 değişik iş sayılı kararın 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
24.03.2023 tarihinde karar verildi.

UYAP Entegrasyonu