Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 1. CEZA DAIRESI (KYB)

1. Ceza Dairesi         2022/702 E.  ,  2022/1072 K.KATILAN AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI LEHİNE VELAK ÜCRETİNE HÜKMEDİLMESİ GEREKİR TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) KASTEN YARALAMA
"İçtihat Metni"Kasten yaralama suçundan sanık Ö. G. hakkında basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle yapılan yargılama sonunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 86/3-a, 62, 52/2 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/3. maddeleri gereğince 2.240,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun’un 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 27.10.2020 tarihli ve 2020/545 Esas, 2020/499 Karar sayılı kararına karşı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekili tarafından yapılan itirazın kabulü ile duruşma açılmak suretiyle genel hükümlere göre yapılan yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı Kanun'un 86/2, 86/3-a, 62, 52/2 ve 5271 sayılı Kanun'un 251/3. maddeleri gereğince 2.240,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun’un 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.03.2021 tarihli ve 2020/699 Esas, 2021/195 Karar sayılı kararına yönelik Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin itirazının vekalet ücreti yönünden kabulü ile kararın kaldırılmasına dair Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.04.2021 tarihli ve 2021/139 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 26.11.2021 tarihli ve 2021/14543 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.01.2022 tarihli ve 2021/149222 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede;Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/699 esasına kayden görülen kamu davasının yargılaması sırasında, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin davaya katılma talebinin 09.03.2021 tarihli celse ara kararı ile müştekinin şikayetinden vazgeçtiğinden bahisle reddine karar verilmiş ise de, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'un 20. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "Bakanlık, gerekli görmesi hâlinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idarî, cezaî, hukukî her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılabilir." şeklindeki düzenleme gereği anılan Bakanlığın davaya katılmasının doğrudan kanundan kaynaklandığı ve bu nedenle Mahkemesince katılma talebinin kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş olup, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilinin 6284 sayılı Kanun'dan kaynaklanan davaya katılma yetkisi bulunduğundan Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.03.2021 tarihli kararına karşı itiraz hakkı bulunduğu gözetilerek yapılan incelemede,
1) Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 16.09.2020 tarihli ve 2020/1355 Esas, 2020/10191 Karar sayılı ilâmında "Ayrıntılarına Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 13/12/2019 tarihli, 2019/6 Esas, 2019/7 sayılı kararında değinildiği üzere, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının, 6284 sayılı Kanun kapsamına giren bir suçtan dolayı yapılan yargılamada, anılan Kanun'un 20/2. maddesine göre, gerekli görmesi halinde kamu davasına katılma hakkı bulunduğunda kuşku yoktur. Ancak yargılamayı yürüten mahkemenin, anılan Kurumu davadan haberdar etme zorunluluğu da bulunmamaktadır... adı geçen Kurumun davaya katılması, devletin, Anayasadan kaynaklanan ailenin korunması görevinin bir parçası olup, kamu görevi taşıması nedeniyle, sanık hakkında mahkumiyet yahut hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi halinde, kendisini vekil ile temsil ettiren Bakanlık lehine, sanık aleyhine vekalet ücretin hükmedilmemesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır..." ve Yargıtay 14. Ceza Dairesinin 21.02.2019 tarihli ve 2018/7458 esas, 2019/7439 karar sayılı ilâmında "Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davaya katılmasının doğrudan Anayasa ve Kanundan kaynaklanan koruma yükümlülüğüne ilişkin bir kamu görevi olması nedeniyle vekalet ücretine yönelik talebin reddine" şeklinde yer alan açıklamalar karşısında, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davaya katılmasının doğrudan Anayasa ve kanundan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup Bakanlığa yüklenen bir kamu görevi olduğu ve Bakanlık lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilmeden, itirazın reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde,2) Kabule göre de, İtiraz merciince itirazın vekâlet ücreti yönünden kabulüyle yerel Mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği anlaşılmış ise de 5271 sayılı Kanun'un "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir" şeklindeki 271/2. maddesi nazara alınarak, söz konusu eksikliğin itiraz merciince giderilebilecek eksikliklerden olduğu gözetilmeden, itiraz konusu hakkında bir karar verilmemesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.Gereği görüşülüp düşünüldü:
 TÜRK MİLLETİ ADINA
1) Talepnamedeki (1) numaralı talep yönünden yapılan incelemede;Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/1. maddesinin "Kamu davasına katılma üzerine, mahkumiyete ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir." şeklindeki hükmü karşısında, kendisini vekille temsil ettiren ve katılma talebi reddedilen Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının katılma talebinin kabulü ile katılan kurum lehine, sanık aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden mercii kararında bu yönden isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamedeki yerinde görülmeyen (1) numaralı kanun yararına bozma talebinin REDDİNE,2) Talepnamedeki (2) numaralı talep yönünden yapılan incelemede;5271 sayılı CMK’nin 271/2. maddesine göre itirazı yerinde gören mercii itiraz konusu hakkında da karar verecek olması nedeniyle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen (2) numaralı düşünce yerinde görüldüğünden; Ankara 37. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.04.2021 tarihli ve 2021/139 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.02.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu