Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 1. CEZA DAIRESI (KYB)

1. Ceza Dairesi         2022/11252 E.  ,  2022/9082 K.UYARLAMA YAPILMASINDA DAVA ZAMAN AŞIMINA ILIŞKIN HÜKÜMLER UYGULANMAZTÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) DAVA ZAMANAŞIMI
"İçtihat Metni"Bıçakla müessir fiil suçundan hükümlü U. A.'nun, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 456/2, 457/1, 51/1 ve 59/son maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.12.2001 tarihli ve 2001/00535 Esas, 2001/01100 Karar sayılı kararının Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 20.12.2004 tarihli ve 2003/5194 Esas, 2004/12393 Karar sayılı ilâmıyla onanarak kesinleşmesini müteakip, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun lehe hükümlerinin uygulanması talebi üzerine, 5237 sayılı Kanunla sanık lehine herhangi bir düzenleme bulunmadığından yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, önceki verilen kararın aynen infazına ilişkin Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.08.2005 tarihli ve 2001/535 Esas, 2001/1100 Karar sayılı ek kararının hükümlü müdafi tarafından temyiz edilmesi üzerine, anılan kararın Yargıtay (Birleşen) 3. Ceza Dairesinin 07.06.2006 tarihli ve 2006/4887 Esas, 2006/5082 Karar sayılı ilâmıyla bozulmasını müteakip, 765 sayılı Kanun'un sanık lehine olduğundan bahisle 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 456/2, 457/1, 51/1 ve 59/son maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hükümlünün cezasının 647 sayılı Kanun'un 6. maddesi gereğince ertelenmesine dair Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.09.2007 tarihli ve 2006/662 Esas, 2007/492 Karar sayılı kararının Yargıtay (Birleşen) 3. Ceza Dairesinin 27.05.2009 tarihli ve 2009/9442 Esas, 2009/9842 Karar sayılı ilâmıyla bozulmasına takiben, yeniden yapılan yargılama sonucunda, zaman aşımı süresinin 765 sayılı Kanun'un 102/4 ve 104/2. maddeleri gereğince dolduğundan bahisle kamu davasının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/8. maddesi uyarınca düşürülmesine dair Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.11.2009 tarihli ve 2009/1022 Esas, 2009/1253 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 04.08.2022 tarihli ve 2022/174 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.10.2022 tarihli ve 2022/112932 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.Mezkur ihbarnamede;Dosya kapsamına göre, Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.12.2001 tarihli ve 2001/00535 Esas, 2001/01100 sayılı kararının Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 20.12.2004 tarihli ve 2003/5194 Esas, 2004/12393 sayılı ilâmıyla onanarak kesinleşmesini takiben, sanık hakkında yapılan yargılamanın uyarlama yargılaması niteliğinde olduğu, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un “Lehe hükümlerin uygulanmasında usul” kenar başlıklı 9. maddesinin 4. fıkrasında yer alan; “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda, sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zaman aşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme karşısında, sanık hakkındaki kesinleşmiş hükümle sonuçlanmış olan davanın zaman aşımı sebebiyle düşürülmesine karar verilemeyeceği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararların bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
İncelenen dosyada; hükümlü hakkında müessir fiil suçundan Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.12.2001 tarihli ve 2001/00535 Esas, 2001/01100 Karar sayılı kararı ile 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 456/2, 457/1, 51/1 ve 59/son maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 20.12.2004 tarihli ve 2003/5194 Esas, 2004/12393 Karar sayılı ilâmıyla onanarak kesinleştiği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 5237 sayılı Kanun'un 7/2. maddesi ve 5083 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması talebinde bulunulduğu, Mahkemece 10.08.2005 tarihinde ek kararla hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Birleşen) 3. Ceza Dairesi tarafından “uyarlama yapılırken mahkemece duruşma açılıp... hüküm kurulması gerektiği” nedeniyle bozulduğu, uyarlama yargılaması sonucunda, Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.04.2010 tarihli ve 2010/116 Esas, 2010/377 Karar sayılı kararı ile hükümlünün 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 456/2, 457/1, 51/1 ve 59/son maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 647 sayılı Kanun'un 6. maddesi gereğince cezanın ertelenmesine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Birleşen) 3. Ceza Dairesi tarafından “hükümden sonra 08.02.2008 yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun’un 562. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, CMK’nin 231/5, 14. madde ve fıkralarında öngörülen, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında ceza sınırının 2 yıla çıkartılması ile soruşturma ve kovuşturması şikayete bağlı suç olma şartının kaldırılması kuralları gereğince, bu hususların mahkemece birlikte değerlendirilmesi gerektiği” nedeniyle bozulduğu, bozmadan sonra Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.11.2009 tarihli ve 2009/1022 Esas, 2009/1253 Karar sayılı kararı ile zaman aşımının gerçekleştiğinden bahisle davanın düşürülmesine karar verilmiştir.
5252 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un “Lehe Hükümlerin Uygulanmasında Usul” kenar başlıklı 9. maddesinin 4. fıkrasında yer alan; “Kesin hükümle sonuçlanmış olan davalarda sonradan yürürlüğe giren bir kanunla ilgili olarak lehe hükmün belirlenmesi ve uygulanması amacıyla yapılan yargılama bakımından dava zaman aşımına ilişkin hükümler uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme gözetilmeksizin, kamu davasının zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.Yargıtay CGK’nin 20.06.2016 tarih, 2006/124 Esas ve 2006/165 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, infaza ilişkin bir yargılama faaliyeti niteliğinde bulunan uyarlama yargılamasında “cezayı aleyhe değiştirme yasağı” ilkesinin uygulama olanağı olmadığından olağanüstü yasa yolunda da “aleyhe sonuç doğurmama” ilkesinin uygulanamayacağı da gözetilmelidir.Bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Ankara 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.11.2009 tarihli ve 2009/1022 Esas, 2009/1253 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.11.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu