Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 1. CEZA DAIRESI (KYB)

1. Ceza Dairesi         2021/9885 E.  ,  2021/12934 K.HÜKMÜN KESINLEŞMESI ILE SANIK ILE AVUKAT ARASINDAKI SÖZLEŞMENIN SONAR ERDIĞITÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) KASTEN YARALAMA
"İçtihat Metni"Mala zarar verme, kasten yaralama ve yağma suçlarından Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24/05/2017 tarihli ve 2017/695 değiş iş sayılı içtima kararı ile 13 yıl 12 ay hapis cezasına hükümlü olup, halen firari olarak yakalama müzekkeresi ile aranmasına devam edilen S. K. 11/11/2009 tarihli vekaletnameye istinaden vekili tarafından hükümlünün cezasının infazı konusunda yapılan yurt dışı işlem evrakının bir suretinin kendisine verilmesi talebinin uygun görülmediğinden bahisle reddine ilişkin Muğla Cumhuriyet Başsavcılığının 23/09/2020 tarihli ve 2014/8768 CBS İlam sayılı kararına karşı yapılan itirazın, hükümlü vekilinin dosyadan suret almaya hakkı bulunduğundan bahisle kabulüne dair Muğla İnfaz Hâkimliğinin 07/10/2020 tarihli ve 2020/1911 esas, 2020/1935 karar sayılı kararına karşı, Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca, bahse konu genel nitelikteki vekaletnamenin hükümlerin kesinleşmesinden sonra geçerliliğini yitirdiği, infaz işlemlerine ilişkin yetki içermediği ve hükümlünün bahse konu taleple ilgili vekilini görevlendirdiğine ilişkin başkaca bir belge sunulmadığından bahisle yapılan itiraz üzerine, dosya kapsamında belge talep eden avukatın hükümlü adına genel vekaletnamesinin bulunduğu, vekalet ilişkinin kişinin azli yahut vekili olmadığına dair açık beyanı bulunmadıkça sona ermeyeceği gerekçesiyle itirazın reddine yönelik mercii Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/10/2020 tarihli ve 2020/1694 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak;Benzer bir olayla ilgili Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 06/03/2007 tarihli ve 2007/6-13 esas, 2007/54 karar sayılı ilamında yer alan, "Avukatlık sözleşmesinin süresiz olarak devam ettiğini kabul etmek mümkün değildir. Böyle bir kabul, birçok sorunu da beraberinde getirecektir. Belli bir ücret karşılığı iş yapan vekilden, kesinleşen bir hükümden yıllarca sonra, bu hükümle ilgili yeni bir durum ortaya çıktığında, o hususu da kendiliğinden halletmesi bir görev olarak beklenemez. Şu durumda, yasal düzenlemelere uygun olanı avukatlık sözleşmesinin hükmün kesinleşmesi ile sona ermesidir. Olağan olmayan yasa yolları bu sürece dahil edilmemelidir. Ancak, açıkça sonlandırılmadığı veya diğer sona erme nedenleri bulunmadığı takdirde, vekalet ilişkisi halen devam ediyor olacağından, eğer ki, kesinleşme sürecinden sonraki işlemler için de aynı avukatın işe devam etmesi isteniyorsa, ayrı bir avukatlık sözleşmesi yapılmalıdır. Bu sözleşme, şekle bağlı olarak açıkça yapılabilecektir. Ancak bu şart değildir. Aynı sözleşme, müvekkilin vereceği sözlü bir talimatla kurulabileceği gibi, vekilin müvekkilinin lehine işe girmesi ve müvekkilinin buna izin vermesi ya da ses çıkarmaması şeklinde de ihdas edilebilir. O halde; konu olayda, avukatlık sözleşmesinin, kamu davasında verilen hükmün kesinleşmesiyle sona erdiğinin, yazılı, sözlü ya da eylemli biçimde yenilendiğine ilişkin bir hal gerçekleşmediğinden uyarlama yargılamasında avukatın müdafi sıfatıyla temsil yetkisi olmadığının ve dolayısıyla temyiz süresini geçirme biçimindeki kusurlu davranışının hükümlü aleyhine değerlendirilemeyeceğinin kabulü gerekmektedir." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, her ne kadar hükümlü S. K. tarafından Av. K. E. vekalet verilmesine ilişkin Muğla 1. Noterliğince düzenlenen 11/11/2009 tarihli ve 3786 sayılı genel vekaletname nazara alınarak, adı geçen Avukatın infaz aşamasına ilişkin hükümlü hakkındaki belge suretlerinin verilmesi talebinin kabulüne karar verilmiş ise de; anılan Yargıtay ilamında da belirtildiği üzere, somut olayda hükmün kesinleşmesi ile sanık ile avukat arasındaki sözleşmenin sona erdiği, söz konusu sözleşmenin adı geçen hükümlü tarafından yenilendiğine ve avukatın yeniden görevlendirildiğine ilişkin dosyada her hangi bir bilgi veya belgeye rastlanmadığının anlaşılması karşısında, merciince itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 17/03/2021 gün ve 94660652-105-48-17740-2020-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi ile Dairemize ihbar ve dava evrakı gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 16/10/2020 tarihli ve 2020/1694 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01/10/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu