Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 1. CEZA DAIRESI (KYB)

1. Ceza Dairesi         2021/8308 E.  ,  2021/8096 K.3000 TL KESIN NITELIKTEKI ADLI PAZA CEZASINA ILIŞKIN HÜKME KARŞI APIYAN KYB TALEBIMIZIN SANIK HAKKINDA 58/1 GEREĞI TEKERRÜR HÜKMÜ UYGULANMASI HALINDE KARARI YARIGITAY CGK KARAR GERĞI KESIN NITELIKTE OLMADIĞI HÜKMÜN ISTINAFA TABI OLDUĞUNDAN REDDINE ILIŞKIN ILAM TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) KASTEN YARALAMA
"İçtihat Metni"Kasten yaralama suçundan sanık O. Y. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 3.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, cezasının aynı Kanun’un 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Çivril Asliye Ceza Mahkemesinin 16.01.2020 tarihli ve 2017/1044 Esas, 2020/33 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 08.03.2021 tarihli ve 2020/13216 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31.03.2021 tarihli ve 2021/35837 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede; Dosya kapsamına göre; 1) Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 23.12.2020 tarihli ve 2020/13827 Esas, 2020/20039 Karar sayılı ilâmında belirtildiği üzere, "...Sanık hakkında tekerrüre esas alındığı belirtilen ilamlardan, Çay (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesine ait, 12.07.2013 tarihli, 2012/324 Esas - 2013/403 Karar sayılı ve Afyonkarahisar (Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesine ait, 03.11.2011 tarihli, 2011/421 Esas - 2011/1334 Karar sayılı ilamlara konu mahkumiyet hükümlerinin, 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesi uyarınca doğrudan hükmolunan adli para cezalarına ilişkin olmakla, 1412 sayılı CMUK'un 305/1-1. maddesi gereğince kesin nitelikte olduğu ve aynı maddenin son fıkrası uyarınca tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeksizin,..." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, tekerrüre esas alınan Çal Sulh Ceza Mahkemesinin 22.10.2013 tarihli ve 2013/41 Esas, 2013/186 sayılı kararında doğrudan kesin nitelikte adlî para cezasına hükmolunduğu, dolayısıyla anılan ilamın tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, 2) Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 19. Ceza Dairesinin 26.06.2019 tarihli ve 2019/29870 Esas, 2019/10061 sayılı ve Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 14.01.2020 tarihli ve 2019/13304 Esas, 2020/496 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere, sanığın mükerrir olduğu kabul edilerek 5237 sayılı Kanun’un 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine tabi tutulmasına, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmiş ise de; sanık hakkında adlî para cezasına hükmedilmesi karşısında anılan Kanun'un 58. maddesinde düzenlenen tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtay’ca bozulması istemini, yasal nedenlerini açıklayarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak, Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtay’ca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir. Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilebilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağan üstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.) Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.Kesinleşen bu karar veya hükümlerdeki aykırılıklar başka suretle giderilmesi mümkün olmadığı takdirde, ikincil ve olağanüstü nitelikte olan kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilebilecektir. İncelenen dosyada; sanık hakkında hükmolunan sonuç 3.000,00 TL adli para cezası için 5237 sayılı TCK’nin 58/1. maddesi gereğince tekerrür hükümlerinin uygulanmış olması nedeniyle CGK'nin 30.11.2010 tarihli, 2010/5-237 Esas ve 2010/242 Karar sayılı kararı gereğince, bu karar kesin nitelikte olmayıp istinafa tabi olduğu halde; kararın kesin olarak verildiğinin karar altına alınması suretiyle sanığın yanıltılması nedeniyle karar henüz usulüne uygun olarak kesinleşmemiştir. Sanığa gerekçeli karar istinaf yasa yoluna başvurulabileceği şerhi ile yeniden tebliğ edilmelidir.
Sanık tarafından anılan karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması halinde mahallinde gereğine tevessül edilmesi, istinaf kanun yoluna başvurulmaması halinde ise, talepnameye konu hukuka aykırılık açısından yeniden kanun yararına bozma talebinde bulunulması gerekmektedir.
Açıklanan bu nedenle, bu aşamada Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamedeki kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.05.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu