Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 19. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İSTANBUL
19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/289 Esas
KARAR NO : 2021/702
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/12/2018
KARAR TARİHİ : 30/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın .../ İstanbul Şubesi ile dava dışı borçlu ... San. Ve Tic. A.Ş. arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesini davalı borçlu ...' nun da müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, bahse konu sözleşmeye istinaden ... San. Ve Tic. A.Ş.'ne kullandırılan krediden kaynaklanan borçların ödenmemesi üzerine, asıl borçlu olan firmaya ve kefiller ...'na .... Noterliği'nin 16.02.2018 tarihli ... yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilmesine rağmen, borç ödenmediğini, müvekkili bankanın .../ İstanbul Şubesi ile dava dışı borçlu ... San. Ve Tic. A.Ş. arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesini davalı borçlu ... ' nun da müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, bahse konu sözleşmeye istinaden, ... San. Ve Tic. A.Ş.'ne kullandırılan krediden kaynaklanan borçların ödenmemesi üzerine, asıl borçlu olan firmaya ve kefiller ...'na .... Noterliği'nin 16.02.2018 tarihli ... yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilmesine rağmen borcun ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine davalılar/borçlular hakkında .... İcra Müdürlüğü' nün 2018/... E. sayılı dosyasından haciz yoluyla icra takibine geçildiğini, esasen müvekkili bankanın takip tarihi olan 07.03.2018 tarihinde, borçlu şirketten ... numaralı taksitli ticari kredi borcundan dolayı 943.273,47 TL muaccel alacağı bulunduğundan fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 943.273,47 TL üzerinden .... İcra Müdürlüğü' nün 2018/... E. Sayılı dosyasından haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, .... İcra Müdürlüğü' nün 2018/... E sayılı dosyası ile yürütülen icra takibi kapsamında davalı borçluya gönderilen ödeme emrine, davalı tarafından herhangi bir borcunun olmadığı iddiasıyla itiraz edilerek takibin durduğunu, dava dışı asıl borçlu şirket ... San. ve Tic. A.Ş' nin süresinden sonra itiraz ettiğinden asıl borçlu şirket hakkında söz konusu takip kesinleştiğini, borçlu ...' nun anılan takibe haksız yere itiraz ettiğinden icra takibine devam edilebilmesi için işbu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, İstanbul mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, davalı ile imzalanan genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmelerinin 13,4. maddesinde açıkca belirtildiğini, davalının da müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, her iki Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi'nin de 13,4. Maddesinde; “İşbu sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıklarda ... Mahkeme ve İcra Dairelerinin yanı sıra sözleşmeyi imzalayan Banka Şubesinin bulunduğu yer ile İstanbul Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin ayrı ayrı yetkili olduğunu müşteri kabul ve taahhüt eder.” düzenlemesinin mevcut olduğunu ve bu düzenlemede yetkili mahkeme ve icra dairelerinin, yetki sözleşmesi ile açıkça belirlenmiş durumda olduğunu, öte yandan, Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinin, esasen bir miktar para alacağına ilişkin olduğundan para borcu götürülecek borç olduğundan, alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiğini, somut olayda alacaklı Bankanın Genel Müdürlüğü İstanbul'da olduğundan, Türk Borçlar Kanunu'nun 89.maddesinin 1. fıkrası ile HMK'nun 10. Maddesinin hükümlerine istinaden, somut olayda alacaklının ikametgahı olan İstanbul İcra Müdürlükleri ve İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu itibarla, herhangi bir hukuksal dayanağı olmayan yetki itirazının reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı borçlunun sözleşmelerde yer alanı imzalara ilişkin itirazlarının gerçeğe aykırı olduğunu, sözleşmelerde yer alan imzaların üstünde yapılacak bilirkişi incelemesi ile bu durumun ortaya çıkacağını, 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi'ne İlişkin Kanuna göre; temerrüt faizinin taraflarca serbestçe kararlaştırılacağının hükme bağlandığını, davalının da müvekkili banka ile imzalamış olduğu sözleşme ile tayin edilen oranlarda faiz ödemeyi kabul ettiğini belirterek açıklanan nedenler ile davalı borçlu ...'nun haksız ve kötü niyetli olarak .... İcra Müdürlüğü'nün 2018/... E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, ayrıca davalı aleyhine % 20 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ile yargılama giderinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetki sebebi ile usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili hakkında kredi sözleşmesinde kefil sıfatı ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin gerçek kişi olduğunu, sözleşmede belirtilen yetki sözleşmesinin müvekkili bakımından geçersiz olduğunu, huzurdaki davada kredi sözleşmesinin asıl borçlusu şirketin davalı olmadığını, 6100 sayılı HMK md 17 uyarınca tacirler arasında uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme belirlenmiş ise yani yetki sözleşmesi yapılmış ise davanın sadece belirlenen mahkemede açılabilceğini, ancak bu hususun gerçek kişiler için geçerli olmadığını, huzurdaki davada tacir olan şirketin taraf olarak yer almadığını, bu nedenle yetki sözleşmesinin geçerli olmadığını ve ortak yetkinin de söz konusu olmadığından yetki itirazlarının haklı olduğunu, kaldı ki icra müdürlüğünde yapılan yetki itirazının iki borçlu olması sebebi ile geçersiz olsa bile bu durumun müvekkili bakımından ticaret mahkemelerini davada yetkili hale getiremeyeceğini, kredi sözleşmesinin asıl borçlusu ve kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzalayan müvekkilinin kefalet borcunun rehinle teminat altına alındığını, bu nedenle öncelikle rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması gerektiğini, davacı bankanın, kredi sözleşmesi nedeni ile olan alacaklarının rehinle teminat altına alındığını, 101 adet aracın bankaya rehin verildiğini, bu rehinlerin aynı zamanda müvekkilinin kefalet borcu için de verildiğini, davacı bankanın .... İcra Müdürlüğü'nün 2018/... Esas sayılı dosyasından rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, rehinlerin alacağı karşılayıp karşılanmayacağı henüz belli olmadığını, mevzuat ve Yargıtay içtihatları uyarınca takip tarihi itibarı ile müvekkiline başvurulmasının hukuken mümkün olmadığını, davacı alacaklının öncelikle taşınır rehni ile ilgili takibi sonuçlandırması gerektiğinin açık olduğunu, bu nedenle de müvekkili hakkında başlatılan icra takibinin haksız olduğunu belirterek açıklanan nedenler ile davada ... Mahkemeleri' nin yetkili olması sebebi ile davanın usulden reddine, müvekkilinin davacıya borcu olmaması sebebi ile davanın esastan reddine, davacı bankanın haksız ve kötü niyetli olması sebebi ile müvekkili lehine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK'nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
... İcra Ceza Mahkemesi' nin , ... İcra Müdürlüğü'nün, İstanbul .... Noterliği' nin yazı cevapları, .... İcra Müdürlüğü' nün 2018/... E. Sayılı dosyası, bilirkişi ... tarafından düzenlenen 08.08.2019 tarihli kök ve 08.11.2019 tarihli ek raporları ile bankacı bilirkişi ... tarafından düzenlenen kök ve ek raporlar ile tüm dosya kapsamı davamızın delillerini oluşturmaktadır.
Her ne kadar davalı vekilince gerek icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesi ile gerekse de mahkememize sunulan cevap dilekçesi ile HMK md.6 uyarınca davalı borçlunun adresi itibariyle ... icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazda bulunulduğu anlaşılmış ise de; dava dışı asıl borçlu ve müteselsil kefil arasında imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin 13.4 maddesinde banka ile borçlu şirket arasındaki uyuşmazlıkların ve anlaşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olacağının belirtildiği anlaşılmaktadır. Sözleşme serbestisi ilkesi gereğince kararlaştırılan yetkili yer mahkemesi HMK'nın 17. maddesi uyuarınca tacir olan taraflar için bağlayıcı ve geçerlidir. Müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalamış bulunan kefiller açısından da tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, yetki şartı geçerlidir. Bu sebeple icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine yönelik yapılan itirazın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller ile dosya kapsamı deliller ile uyumlu olması nedeniyle içeriğine itibar edilen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 26.04.2021 uyap kayıt tarihli bilirkişi raporu birlikte incelenip değerlendirildiğinde; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ... San. ve Tic. A.Ş. Arasında; 15.04.2016 tarihinde 3.000.000 TL limitli genel kredi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi imzalandığı, davalının da 3.000.000 TL limit ile müteselsil kefil olarak 15.05.2017 tarihinde 1.000.000 TL ilave limit ile toplam kefalet limitinin 4.000.000 TL' ye yükseltilmiş olduğu, davalının kefaletinin TBK. 583. maddesinde belirtilen şekil şartlarına uygun olduğundan kefalet limiti dahilinde sorumluluğu bulunduğu anlaşılmıştır.
Temerrüt tarihi açısından yapılan değerlendirmede, davacı bankanın asıl borçlu ve kefile gönderilmiş ... Noterliği’nin 16.02.2018 tarih ... Yev. no.lu ihtarnamesi ile, dava dışı asıl borçlunun 28.02.2018 tarihinde temerrüde düştüğü ancak müteselsil kefile yapılan tebligatın bila ikmal iade edildiği anlaşılmıştır. İhtarın gönderildiği adres davalı tarafından genel kredi sözleşmesinde belirtilen adrestir.
TBK'nın 117.maddesi gereğince kural olarak muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. İİK'nın 68/b maddesi ile genel kredi sözleşmesinin asıl borçluları yönünden düzenleme yapılmıştır. Yasa maddesinde; “Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.
Kefil, kefalet ettikleri sözleşmelerden dolayı asıl borçlunun borcundan kefalet limiti kapsamında tüm feriler dahil olmak üzere ( temerrüt faizi, masraflar ) sorumludur. Bunun dışında kefil temerrüde düşürülmüş ise asıl borçtan kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile de sorumludur. Kefil hakkında icra takibi yapılabilmesi için ayrıca kendisine temerrüt ihtarında bulunulmasına gerek yoktur. Temerrüt ihtarı kefile tebliğ edilmediyse kefilin temerrüdünün, takip tarihinde başladığı kabul edilir (Yargıtay 19.HD'nin 14/12/2015 tarih, 2015/6616E. 2015/16781K. sayılı ilamı). Somut olayda, sözleşmede hüküm olsa dahi kefilin temerrüdünün ancak kat ihtarının kefile tebliği ile mümkün olabileceği, bu nedenle kat ihtarının tebliğine kadar akdi faiz bu tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanarak kefilin sorumlu olduğu miktarın belirlenmesine yönelik bilirkişi raporuna mahkememizce itibar edilmiştir. ( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. HD' nin 2019/849 esas, 2021/414 karar sayılı ilamı)
Akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi’nin ”muacceliyet ve temerrüt halleri ile uygulanacak gecikme faizi oranı” başlıklı 10.1. ve 10. 5. Maddesi; 10.1. Md. Kredi geri ödemesinin vadeye bağlandığı durumlarda, vade tarihinde banka alacakları hale gelir. Müşteri sözleşme ve ekleri kapsamındaki borçlarını kararlaştırılan vade tarihinde eksiksiz olarak ödemediği taktirde banka tarafından protesto keşidesine, ihtarname gönderilmesine, mehil tayinine velhasıl hiçbir kanuni takip ve teşebbüs icrasına mahal kalmaksızın temerrüde düşeceğini, muaccel hale gelen tüm borçlarını faiz ve diğer masrafları, bilcümle ferileri ile birlikte derhal ödeyeceğini beyan eder. . . . “
10.5. Md. Müşteri’nin kredi borcunu (Taksitlendirilmiş kredilerde taksitlerden herhangi birini) masraf, komisyon ya da her türlü ad altındaki ödeme tarihinde/vadesinde ödenmemesi veya borcun sözleşme kapsamında muaccel hale gelmesi halinde, Müşteri borcun hangi türden doğduğuna ve bu kredi vadesine bakılmaksızın alacağın muaccel hale geldiği tarihten itibaren Banka’ca borçlu Cari Hesap şeklinde çalıştırılan kredilere uygulanan en yüksek cari faiz oranının 2 katı oranında gecikme faizi ödeyeceğini kabul eder.. hükümlerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı banka tarafından kullandırılmış taksitli kredi olan ... ... nolu 1.000.000 TL' lik taksitli kredi nedeniyle; kat 16.02.2018 tarihi itibariyle; dava dışı asıl borçlu ve kefil tarafından en son 8. Taksit olan 25.01.2018 tarihli taksit ödenmiş olup, bu tarih itibariyle davacı bankanın 909.969,08 TL. anapara alacak tutarının kaldığı, 25.01.2018 tarihinden kat 16.02.2018 tarihine kadar kredi kalan anapara tutarı 909.049,29 TL' ye fiili olarak tahakkuk ettirlmekte olan aylık %1,31 yıllık %15,72 akdi faiz oranı üzerinden ; kat 16.02.2018 tarihi itibariyle davacı bankanın toplam 918.635,67 TL. alacaklı bulunduğunun hesaplandığı, kat tarihinden temerrüt 28.02.2018 tarihine kadar (Davacı banka muhtelif kereler temerrüt tarihi itibariyle bankaca fiili olarak uygulanmakta/T.C. Merkez Bankası’na bildirilmiş olan akdi faiz ile temerrüt faiz oranlarının belirlenmesine yönelik banka kayıt ve belgelerini bilirkişi incelemesine ibrazı talep etmediğinden banka tarafından faiz takip talebi ile talep etmiş olduğu yıllık %46 temerrüt faiz ile ilgili kayıt ve belgeler ile belgeleyememiş olması nedeniyle) dolayısı ile dava konusu krediye fiili olarak uygulanmış akdi faiz oranı yıllık %15,72 esas alınarak, sözleşme maddesine uygun biçimde temerrüt 28.02.2018 tarihinden takip 07.03.2018 tarihine kadar (15,72 X 2 = ) yıllık %31,44 oranında temerrüt faizi ve %5 bsmv. uygulanması ile; davalı kefilin taksitli ticari krediden dolayı;
918.635,66 TL asıl alacak
11.231,85 TL işlemiş faiz
+561,59 TL BSMV
Toplam 930.429,10 TL üzerinden takibin DEVAMINA,
Asıl alacak 918.635,66 TL 'ye icra takip tarihinden itibaren yıllık % 31,44 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi yürütülmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı vekilince bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi ile davacı bankanın, kredi sözleşmesi nedeni ile olan alacaklarının rehinle teminat altına alındığını, 101 adet aracın bankaya rehin verildiğini, rehinlerin aynı zamanda müvekkilinin kefalet borcu için de verildiğini, bu araçların paraya çevrildiğinde davacı bankanın alacağının çok çok üstünde bir bedel elde edileceğini belirtmiş ise de; davamızın konusunu genel kredi ve gayrinakdi kredi sözleşmesinin oluşturduğu, dosyada örneği bulunan ticari taşıt kredisi ve rehin sözleşmelerinin ayrı kredi sözleşmeleri oldukları ve rehinlerin dava konusu kredi için verildiğine ilişkin belgeye rastlanmadığı anlaşılmıştır.
Asıl alacak likit ve belirlenebilir olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
... İcra Müdürlüğünün 2018/... Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen kabulü ile takibin davalı ... açısından 4.000.000 TL kefalet limitine kadar sorumlu olmak üzere ;
a) taksitli ticari krediden dolayı;
918.635,66 TL asıl alacak
11.231,85 TL işlemiş faiz
+561,59 TL BSMV
Toplam 930.429,10 TL üzerinden takibin DEVAMINA,
b) Asıl alacak 918.635,66 TL 'ye icra takip tarihinden itibaren yıllık % 31,44 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisi yürütülmesine,
c) Asıl alacağın % 20 'si olan 186.085,82 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harç Tarifesi gereğince tayin olunan 63.557,61 TL harçtan peşin alınan 11.392,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 52.165,22 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
- 11.392,39 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacı taraf vekil ile temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 63.571,46 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı taraf vekil ile temsil olunduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin olunan 1.926,66 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 2.300 TL bilirkişi ücreti, 894,50 TL posta gideri, 35,90 TL başvurma harcı ve 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplam olmak üzere toplam 3.235,60 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranına göre hesaplanan 3.191,54 TL'sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraf vekillerince yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın, avansı yatıran tarafa karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvuru yolu) açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/09/2021

Başkan ...
¸e-imzalıdır

Üye ...
¸e-imzalıdır

Üye ...
¸e-imzalıdır

Katip ...
¸e-imzalıdır

UYAP Entegrasyonu