12. Ceza Dairesi 2021/9619 E. , 2023/3039 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2018/1829 E., 2018/3147 K.
HÜKÜM : Düzeltilerek İstinaf Başvurusunun Esastan Reddi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan ret
İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edilebilir olduğu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 142 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, davalı vekilinin, davacı vekilinin temyiz dilekçesiyle birlikte gerekçeli kararın kendisine 21.10.2021 tarihinde tebliğinin ardından 22.10.2021 tarihinde verdiği temyiz dilekçesinin katılma yoluyla temyiz olduğu, aynı Kanun’un 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Davacı vekili 17.11.2017
tarihli dava dilekçesinde özetle; "müvekkilinin nitelikli cinsel saldırı suçlamasıyla 06.01.2017 tarihinde gözaltına alındığını, 07.01.2017 tarihinde tutuklandığını, 09.03.2017 tarihinde tahliye edildiğini, yargılama sonucunda beraatine karar verildiğini belirterek haksız tutuklama tedbiri nedeniyle 10.000 TL maddi ve 1.000.000 TL manevi tazminatın haksız tutuklama tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini" talep etmiştir.
2. Davalı vekili 13.12.2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; "davanın hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, öncelikle bu konu ile ilgili daha önce açılmış bir dava olup olmadığının araştırılmasını, açılmış ise derdestlik yönünden davanın reddini talep ettiklerini, davanın yetkili görevli Mahkemede açılmadığını, davacı vekilinin vekaletnamesinde özel yetkisinin olup olmadığının kontrolü gerektiğini,10.000TL maddi ve 1.000.000 TL manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu,yasal dayanaktan uzak ve mesnetsiz davanın reddi gerektiğini" beyan etmiştir.
3. Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.04.2018 tarihli ve 2017/493 Esas 2018/149 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
4. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 28.12.2018 tarihli ve 2018/1829 Esas 2018/3147 Karar sayılı kararı ile düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
5. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 02.12.2021 tarihli, davacı ve davalı vekilinin temyiz isteminin esastan reddi görüşünü içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Davacı vekilinin temyiz istemi; hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğuna ilişkindir.
Davalı vekilinin temyiz istemi; eksik inceleme ile karar verildiğine, derdestlik itirazında bulunduklarını, davanın reddi gerektiğini,hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğuna ve davanın kısmen kabulü nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.
III. DAVA KONUSU
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince; davacının, nitelikli cinsel saldırı suçlamasıyla 06.01.2017 tarihinde gözaltına alındığı, 07.01.2017 tarihinde tutuklandığı, 09.03.2017 tarihinde ise serbest bırakıldığı, Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/133 E. - 2017/357 K. sayılı kararı ile beraat ettiği, beraat kararının istinaf edilmeden 13.11.2017 tarihinde kesinleş, süre yönünden incelemede tazminat davasının süresinde açıldığı, davacının gözaltında ve tutuklulukta kalması nedeniyle çalışamayıp maddi kayba uğradığının dosya kapsamına göre sabit olduğu, davacının gözaltında ve tutuklulukta kalması nedeniyle manevi açıdan elem, acı ve üzüntü yaşadığı, bu nedenle davacının sosyal ve ekonomik durumu, gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak hakkaniyete uygun makul bir miktar manevi tazminata hükmetmek gerektiği, davacının aylık ortalama gelirinin asgari ücretin üzerinde olduğunu somut delillerle kanıtlayamadığı, 06.03.2018 tarihli Bilirkişi Raporuna göre davacının 62 günlük tutukluluk nedeniyle maddi kaybının 3.052,23 TL olduğu, oluşa uygun bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davacının davasının kısmen kabulü ile 3.052,23 TL maddi ve 3.500 TL manevi tazminatın tutuklama tarihi olan 07.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
Bölge Adliye Mahkemesince; karardan sonra vefat eden davacının tüm mirasçılarının davacı vekiline vekalet vermeleri gözönüne alınarak açılan davaya devam ettikleri kabul edilerek , istinaf incelemesi sonucunda; toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına, göre sair istinaf istemlerinin reddine, ancak;cinsel istismar gibi yüz kızartıcı suçtan 62 gün gözaltı ve tutuklulukta kalan, tahliye edildikten kısa bir süre sonra kanserden ölen davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda, az manevi tazminata hükmolunmasının hukuka aykırı gerekçesiyle manevi tazminat miktarına ilişkin "3.500 TL" ibaresinin çıkartılarak "6.000 TL" ibaresinin, ve vekalet ücretine ilişkin. "845.TL " ibaresinin çıkartılarak "1.086.26 TL" ibaresinin yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan kararın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
IV. GEREKÇE
Tazminat talebinin dayanağı olan Adana 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/133 Esas 2017/357 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının nitelikli cinsel saldırı suçundan 06.01.2017-09.03.2017 tarihleri arasında 2 ay 3 gün gözaltı/tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine karar verildiği, beraat hükmünün 13.11.2017 tarihinde kesinleştiği,gözaltı/tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmıştır.
Davacı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden
1. Tutuklandığı dönem içerisindeki maddi zararını ücret bordrosu, vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamayan davacıya tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden hesaplanan miktarın maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, gözaltına alınmasına neden olan olayın cereyan tarzı, gözaltı ve tutukluluk süresi, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nesafet kurallarına uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespit edildiği anlaşıldığından davacı hakkında hükmedilen manevi tazminat miktarında isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden;
1. Tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraat etmiş olması nedeniyle davacı lehine 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ve devamı maddelerine göre, maddi ve manevi tazminat hakkı bulunduğundan, davalı vekilinin, davacının tazminat talebinin reddi gerektiğine yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, incelenen dosya kapsamına göre delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, davacı tarafından aynı neden dayanılarak açılmış başka bir davanın da bulunmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin derdestlik ve eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ilişkin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
3. Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2007 gün ve 2 Esas, 63 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; koruma tedbirleri nedeniyle tazminat davalarında, ancak davanın tamamen reddi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmolunabileceğinden, davanın kısmen kabulü halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hukuka aykırı bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 28.12.2018 tarihli ve 2018/1829 Esas 2018/3147 Karar sayılı kararında davacı ve davalı vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden aynı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Adana 7. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.09.2023 tarihinde karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!