Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 4. CEZA DAIRESI (KYB)

4. Ceza Dairesi         2020/33559 E.  ,  2021/10214 K.TEHDIT VE HAKARET SUÇUNDAN MAHKUMIYETE KARAR VERILEN SANIĞIN TEHDIT SUÇUNUN YETIRLI DELIL ELDE EDILEMEMESI NEDENIYLE BOZULMASI NEDENIYLE, TEMYIZE KONU EDILEMEYEN AYNI MÜŞTEKIYE YÖNELIK AYNI GÜN IŞLENEN HAKARET SUÇU BAKIMINDAN DA YETERLI DELIL BULUNMADĞII GEREKÇESIYLE YAPILAN KYB TALEBININ LMAHKEMECE DELILLER DEĞERLENDIRIBILECEK SUÇUN IŞLENDIĞI KABUL EDILIP MAHKUMIYET KARARI VEIRLDIĞINDEN TAKDIRDE YANILGIYA DÜŞÜLDÜĞÜNDEN BAHISLE KYB YE BAŞVURULAMAYACAĞIDAN REDDINE ILIŞKIN ILAM TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) HAKARET
"İçtihat Metni"Hakaret suçundan sanık İ. E. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.500,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/11/2015 tarihli ve 2015/622 esas, 2015/1257 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, sanık İ. E. hakaret suçu ile birlikte işlediği iddia olunan kasten yaralama ve tehdit suçlarından hakkında hükmolunan mahkumiyet hükümleri yönünden temyiz yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 30/05/2019 tarihli ve 2019/3154 esas, 2019/12028 karar sayılı ilamı ile sanık lehine bozma kararı verilmesini müteakip, Elazığ 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/02/2020 tarihli ve 2019/736 esas, 2020/157 sayılı kararıyla, sanığın anılan suçları işlediğinin sabit olmaması nedeni ile atılı suçlardan ayrı ayrı beraatine karar verildiği ve bu kararın 14/03/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, Sanığın mağduru tehdit ederek hakaretlerde bulunduğu gerekçesiyle yapılan yargılama sonunda, hakaret suçundan verilen cezanın temyiz sınırında kaldığından Yargıtay incelemesinden geçemediği, tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün ise Yargıtayca bozulmasını müteakip yeniden yapılan yargılama sonunda, tehdit suçuna konu sözlerin söylendiğine yönelik sanığın cezalandırılmasına yeterli delil elde edilemediğinden beraatine karar verildiği cihetle, olay günü aynı zaman diliminde aynı mağdura karşı hakaret içerikli sözlerin de söylendiğine dair mahkumiyete yeterli delil bulunmadığı halde, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir. Hukuksal Değerlendirme: Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/04/2012 gün ve 10/438-141 sayılı kararında belirtildiği üzere, öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay Ceza Dairesi'ne verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu'nun 14/11/1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulu'nun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.) İnceleme konusu somut olayda; Mahkemece, deliller değerlendirilerek sanığın hakaret suçunu işlediği sabit kabul edilerek mahkumiyet hükmü kurulduğuna göre, delil takdiri yapılarak verilen bu karar aleyhine, takdirde yanılgıya düşüldüğünden bahisle kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağından, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmek gerekmiştir. Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, kanun yararına bozma isteminin delil takdirine ilişkin olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 22/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu