Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 19. CEZA DAIRESI (KYB)

19. Ceza Dairesi         2021/2339 E.  ,  2021/6201 K.MILLETVEKILI SEÇILMESI HAKKINDA KAMU DAVASININ DURDURMASINA DAIR KARAR. TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 52
"İçtihat Metni"TÜRK MİLLETİ ADINA YARGITAY KARARI
Esas No : 2021/2339 Karar No : 2021/6201Tebliğname No : KYB - 2021/28875809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'na muhalefet suçundan sanık M. T.'ın anılan Kanun'un 63/10 ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 52/2. maddeleri gereğince 1.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/10/2019 tarihli ve 2018/1130 Esas, 2019/880 sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 07/12/2020 gün ve 94660652-105-06-6785-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19/01/2021 tarih ve 2021/2887 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize gönderilmekle okundu. Anılan ihbarnamede; "Dosya kapsamına göre, sanığın 24/06/2018 tarihinde yapılan 27. dönem milletvekili seçimlerinde Afyonkarahisar ilinden milletvekili seçildiği ve halen Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olduğu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 24/12/2018 tarihli ve 2018/60947 esas sayılı iddianamesi ile atılı suçu işlediği iddiası ile kamu davasının açıldığı,Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Yasama Dokunulmazlığı" başlıklı 83/2. maddesinin; "Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır." ve "Temel Hak ve Hürriyetlerin Kötüye Kullanılamaması" başlıklı 14. maddesinin de; " Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz. Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir." şeklinde olduğu, Sanığın mahkumiyetine konu suçun Anayasanın 83/2. maddesinde belirtilen istisnai suçlardan olmadığı dikkate alındığında, 02/02/2011 tarihli suça ilişkin yürütülen soruşturma sırasında sanığın milletvekili seçildiği 24/06/2018 tarihi itibariyle soruşturmanın durdurulması gerekirken soruşturmaya devam edilerek 24/12/2018 tarihinde iddianame düzenlenmiş ise de, Mahkemesince yapılan yargılama sırasında durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde yargılamaya devam edilerek mahkumiyet kararı verilmesinde isabet görülmediği” gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,Gereği görüşülüp düşünüldü;Milletvekillerinin yasama sorumsuzluğu; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83/1. maddesinde "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerden, Mecliste ileri sürülen düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık divanının teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça, bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar" biçiminde ifadesini bulmuştur. Düzenlemenin amacı, milletvekillerinin yasama işlevlerini çekinmeksizin yerine getirebilecekleri bir ortam sağlamaktır. Yasama sorumsuzluğu, yasama çalışmalarıyla ilgili fiiller yönünden, milletvekilleri için tam bir koruma sağlar ve sürekli bir niteliktedir. Sorumsuzluk kapsamına giren bir eylemden ötürü milletvekilliği sıfatı sona ermiş olsa dahi kovuşturulamaz. Aynı maddenin 2. fıkrasında ise "Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14'üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır." denilmek suretiyle milletvekillerine nispi ve geçici bir dokunulmazlık sağlanmıştır. Hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılması yasağına, 1982 Anayasasının 14., Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ise 17. maddelerinde yer verilmiştir. Anayasamızın 14/1. maddesinde "Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri Devletin ülkesi ve Milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik, laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz." şeklinde temel ilkeyi ortaya koyduktan sonra, aksine davranışlara ilişkin müeyyidelere mevzuatta yer verilmiştir. Nitekim seçimden önce bu madde kapsamında suç işleyen milletvekili Anayasanın 83/2 maddesinde öngörülen yasama dokunulmazlığından yararlanamayacaktır. Bu açıklamalar ışığında kanun yararına bozma talebine konu dosya incelendiğinde; sanık hakkında 02/02/2011 tarihli eylemi nedeniyle milletvekilleri seçimlerinden önce soruşturmaya başlanıldığı, daha sonra 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan 27. dönem milletvekili seçimlerinde Afyonkarahisar ilinden milletvekili seçildiği anlaşılan sanık hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 24/12/2018 tarihli ve 2018/18631 soruşturma, 2018/60947 esas, 2018/40121 sayılı iddianamesi ile 5809 sayılı Kanuna muhalefet etmek suçundan cezalandırılması istemi ile kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde, sanığın, yetkilisi olduğu iş yerinde katılanın bilgisi ve onayı olmadan onun adına sahte telefon abone sözleşmesi düzenlemek suretiyle 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu hükümlerine aykırı davrandığı sabit görülerek cezalandırılmasına karar verildiği, sanığın mahkumiyetine konu suçun niteliği dikkate alındığında T.C. Anayasası'nın 83/2. maddesinde belirtilen istisnai hallerden olmadığı, bu haliyle iddianame düzenlenmeden milletvekili seçildiği anlaşılan ve bu nedenle, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83/2. madde ve fıkrası uyarınca yasama dokunulmazlığı bulunan sanık hakkındaki kamu davası ile ilgili olarak durma kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Ankara 23. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/10/2019 tarihli ve 2018/1130 Esas, 2019/880 karar sayılı kararının CMK'nin 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, yukarıda yazılı bozma nedenine göre; yeniden bir karar vermek suretiyle müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, 07/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu