Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 11. CEZA DAIRESI (KYB)

11. Ceza Dairesi         2021/35097 E.  ,  2021/13624 K.REKABET YASAĞI DELİL YETERSİZLİĞİ HUKUK İHTİLAFTÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 21.04.2021 tarih ve 2021/3359 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 21.06.2021 tarih ve KYB-2021/67019 sayılı ihbarname ile;Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan şüpheli B. T. hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 16/07/2019 tarihli ve 2019/123134 soruşturma, 2019/74843 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 21.09.2020 tarihli ve 2019/5506 değişik iş sayılı kararının "5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında, Somut olayda, müşteki vekilinin; şüpheli B. T. IBT D. T.L.Ş. şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili müdür olduğunu, aynı zamanda yüzde yirmi hisseye sahip olduğunu, görev yaptığı süre zarfında özel harcamalarını şirkete fatura ettiğini, bazı harcamaların ne olduğunu bilemediklerini, yine kendisine huzur hakkı açıklamasıyla havale yaptığını, bazı harcamaları deftere kaydetmediğini, bazı firmalara ödenmiş olması gereken borcun halen firmada borç olarak göründüğünü, sır saklama yükümlülüğünü ihlal ettiğini, rekabet yasağına uymadığından bahisle şikayetçi olması üzerine yapılan soruşturma neticesinde, şüphelinin şirkette müdür olduğu, müştekilerin hukuki yollara müracaat edebilecekleri, işlemlerin iptali yoluna gidebilecekleri, ayrıca şüphelinin rekabet yasağını ihlal ettiğine ilişkin somut bilgi ve belge sunmadıkları, bu nedenle rekabet yasağı yönünden delil yetersizliğinden, diğer işlemler yönünden ise hukuki ihtilaf olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şüphelinin beyanının alınmadığı, dosya içerisinde müştekiler vekilinin şikayet dilekçesinde ileri sürülen iddialarına ilişkin her hangi bir araştırma yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmış olup, şüphelinin beyanı alınıp, şikayet dilekçesi ekinde sunulan mevcut belgeler ve gerekiyor ise müştekiler tarafından temin edilecek diğer belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerektiği cihetle, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gözetilmeden, soruşturmanın genişletilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden” bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, bozulması istenilmiş olmakla,Dosya incelendi, gereği görüşüldü:Şüphelinin müştekilerle ortak olduğu şirkette, müdürlük yetkisine sahip olduğu dönemde ticari defterlerde cari hesap ile uyumsuz harcama kayıtları oluşturduğu, özel harcamalarını şirket hesabından yaptığı, şirket ortaklarına para aktarımı yapıldığı kaydedilmesine rağmen, ortakların banka hesaplarına giriş olmadığı, yurt dışında bir şirketten gelen paranın şirket hesabına girmediği, bir takım para çıkışlarının hesap kayıtlarının olmadığı, dolayısıyla bunların defterlerle çeliştiği, şirketin mali müşavirine normalin üstünde para aktarımı olduğu, piyasada şirkete rakip olabilecek şirketlere bilgi aktarımı yapıp, pörtföylerindeki müşterilerin şirketle anlaşmaları bozmasına sebep olarak rekabet yasağına uymadığı iddialarıyla soruşturma işlemlerine başlanılmış olup, iddialar yönünden delil yetersizliği ve hukuki ihtilaf gerekçeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şüphelinin ifadesinin alınması, şikayet dilekçesi ve eklerindeki belgelere göre iddialar konusunda araştırılma yapılması ve gerekirse şirket defter ve belgeleri, banka hesapları da temin edilerek bilirkişiden rapor alınması, iddialarda konusu geçen kişilerin tanık sıfatıyla beyanına başvurulması, taraflar arasında mevcut olan hukuk davası dosyalarının getirtilip incelenmesi ve soruşturmanın genişletilerek sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görülmekle, İstanbul Anadolu 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 21.09.2020 tarihli ve 2019/5506 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE 27.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu