Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 10. CEZA DAIRESI (KYB)

10. Ceza Dairesi         2022/1886 E.  ,  2022/12471 K.KAMU DAVASI AÇILMASININ ERTELENMESI KARARINDA ITIRAZ SURESI 15 DEĞIL 7 GÜN DAHI GÖSTERILIRSE, ITIRAZ EDILDIĞINDEN SONUCA ETKILI DEĞILDIR. BU NEDENLE YARGILAMAYA GÖRE CEZA VERILMELIDIR.TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) HAPİS CEZASININ ERTELENMESİ
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık Z. İ. hakkındaki Osmaniye 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/09/2017 tarihli ve 2015/560 esas, 2017/481 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 02/02/2022 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:A-) Konuyla İlgili Bilgiler:1- Şüpheli Z. İ. hakkında, 04/05/2015 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda; 01/06/2015 tarihli ve 2015/6146 soruşturma, 2015/310 sayılı karar ile, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davası açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun’un 191/3. maddesi gereğince bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içerisinde tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, erteleme kararında itiraz kanun yolu, mercii ve süresinin gösterildiği, erteleme kararının şüpheliye 11/06/2015 tarihinde tebliğ edilerek tedbirin infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,2- Osmaniye Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 03/06/2015 tarihli ve 2015/1807 DS sayılı çağrı yazısının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 08/06/2015 tarihinde aynı konutta oturan yakını imzasına tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 29/06/2015 tarihinde Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,3- Erteleme kararının kaldırılarak Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığının 29/07/2015 tarihli ve 2015/6146 soruşturma, 2015/3537 esas, 2015/3184 sayılı iddianamesi ile Osmaniye 3. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,4- Osmaniye 3. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 14/09/2017 tarihli ve 2015/560 esas, 2017/481 sayılı kararı ile; ısrar şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle “kamu davasının düşmesine ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için dosyanın Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine” karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,Anlaşılmıştır.B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında; “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçundan şüpheli Z. İ. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 01/06/2015 tarihli ve 2015/6146 soruşturma, 2015/310 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve şüpheli hakkında denetimli serbestlik ./..
tedbiri uygulanmasına dair kararın kesinleşmesini müteakip, adı geçen şüphelinin denetim yükümlülüğünü ihlâl ettiğinden bahisle ihbarda bulunulması üzerine açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda ısrar şartının gerçekleşmediğinden bahisle kamu davasının düşürülmesine ve tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine ilişkin Osmaniye 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/09/2017 tarihli ve 2015/560 esas, 2017/481 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesinin 4. fıkrasında, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır " şeklinde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/1. maddesinde “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklinde düzenlemelere yer verildiği, Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 18/02/2019 tarihli ve 2019/667 esas, 2019/963 karar sayılı ilâmında "..."kovuşturma şartının" gerçekleşmediğinin anlaşılması durumunda Mahkeme tarafından CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” ve denetimli serbestlik dosyanın infazına devam edilebilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilerek davanın esasını çözen bir kararla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine “kamu davası açılmasının ertelenmesine dair kararın infazının devamına” karar verilerek hükümde çelişkiye neden olunması ve hükmün karıştırılması yasaya aykırı olduğundan,..." şeklinde belirtildiği üzere, Somut olayda, mahkemece ısrar şartının gerçekleşmediği kabul edilerek “düşme” kararı verilmiş ise de, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan 5237 sayılı Kanun'un 191. maddesinin 1. fıkrası uyarınca sanığın cezalandırılması istemiyle açılan davada aynı maddenin 4. fıkrasında sayılan kovuşturma şartlarının gerçekleşmediğinin anlaşılması durumunda Mahkeme tarafından 5 yıllık erteleme süresi zarfında gerçekleşmesi muhtemel olan dava şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı Kanun'un 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince davanın durmasına karar verilerek, geçerli tebligat işlemleri yapılarak denetimli serbestlik kararının infazının sonucunun beklenilmesi gerektiğinin gözetilmeden düşme kararı verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Osmaniye 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/09/2017 tarihli ve 2015/560 esas, 2017/481 sayılı kararının kanun yararına bozulması istenilmiştir.C-) Konunun Değerlendirilmesi: Şüpheli Z. İ. hakkında, 04/05/2015 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda, Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığınca 01/06/2015 tarihli ve 2015/6146 soruşturma, 2015/310 sayılı karar ile, kamu davasının açılmasının beş yıl süre ile ertelenmesine ve erteleme süresi içinde bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, şüphelinin kendisine yüklenen yükümlülüklere ve uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği gerekçesiyle erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, Osmaniye 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/09/2017 tarihli ve ./..
2015/560 esas, 2017/481 sayılı kararı ile, ısrar şartının gerçekleşmediği gerekçesi ile kamu davasının düşmesine karar verildiği, anlaşılmıştır.5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesinde, "Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında ... beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir.", 191/3. maddesinde "Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır." ve 191/4-a maddesinde "Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,...hâlinde, hakkında kamu davası açılır." şeklindeki ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/1. maddesinde, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında yer alan, "Türk Ceza Kanunu'nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenlemeler dikkate alındığında; Somut olayda; mahkemece, şüpheliye uyarı tebligatı yapılmaması nedeniyle ısrar şartının gerçekleşmediği gerekçesi ile düşme kararı verilemeyeceği, düşme kararı verilmesi halinde bu suçtan bir daha kovuşturma yapılmasının mümkün olmayacağı, bu halde kamu davasının açılması bir şarta (yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etme şartına) bağlanmış olduğundan, mahkemece kovuşturma şartının gerçekleşmediği kanaatine varılması durumunda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümlesi uyarınca kamu davası hakkında “durma kararı” verilerek, denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden “kamu davasının düşmesine” ve dosyanın kesin olarak sonuçlandırılması ve davanın esasını çözen düşme kararıyla yargılama sonlandırıldıktan sonra, sanki durma kararı verilmişcesine, “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararında yer alan denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasının devamına” karar verilerek hükmün karıştırılmasının kanuna aykırı olduğu anlaşıldığından; kanun yararına bozma istemi yerindedir. Ancak; Sanığın 04/05/2015 tarihli eylemi nedeniyle, 01/06/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik kararının içeriğinde, sanığın bu karara itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin gösterilmesi suretiyle usulüne uygun yasa yolu bildirimi yapıldığı ve kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının 11/06/2015 tarihinde sanığa usulüne uygun tebliğ edildiği, itiraz süresi ve kararın kesinleşmesi beklenmeden tedbirin infazı için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği, Osmaniye Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 03/06/2015 tarihli ve 2015/1807 DS sayılı çağrı yazısının 08/06/2015 tarihinde şüpheliye tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 29/06/2015 tarihinde Osmaniye Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, karar kesinleşmeden infaza başlanamayacağı için çıkarılan çağrı yazısı tebligatı hukuki sonuç doğrumayacağı gibi uyarı da yapılmaksızın dosyası kapatıldığından kovuşturma şartı olan ısrar şartının sağlanmadığı anlaşılmakla;5237 sayılı TCK’nın 191/4-b ve 191/4-c bendinde yer verilen koşulların oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, dolayısıyla TCK’nın 191/5. fıkrasında yer alan “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” ./..
hükmü kapsamında ihlal nedeni sayılacak eylem bulunup bulunmadığı hususunun tespiti için, sanık hakkında incelemeye konu 04/05/2015 tarihli suç tarihinden sonra, ancak kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleştiği 27/06/2015 tarihinden itibaren erteleme süresi olan 5 yıl içinde işlenen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen herhangi bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ya da TCK’nın 191/6. maddesi gereği doğrudan açılan davaların bulunup bulunmadığının araştırılarak, a) Var ise; Cumhuriyet Başsavcılığı ve/veya mahkemelerden ilgili dosyaların getirtilip dosya arasına alınıp, derdest ise incelemeye konu dava dosyası ile birleştirilmesi; hüküm verilmiş ve kesinleşmiş ise, gerektiğinde olağan ve olağanüstü kanun yollarına başvurulabileceği, sonucuna göre, tüm deliller birlikte gözetilmek suretiyle ihlal niteliğinde eylem olup olmadığı ya da eylemlerin tek suç, ayrı suç veya zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışılıp değerlendirildikten sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesi,b) Yok ise; kovuşturma şartı olan ısrar koşulunun sağlanmadığı dikkate alınarak kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere 5271 sayılı CMK’nın 223/8-2. cümlesi uyarınca kamu davasının durmasına ve erteleme kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekmekte ise de; dosya inceleme tarihi itibarıyla kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleştiği 27/06/2015 tarihinden itibaren TCK’nın 191/2. maddesinde öngörülen 5 yıllık erteleme süresinin dolduğu ve CMK’nın 223/8-1. cümlesinde yer verilen “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir.” hükmü uyarınca erteleme süresinin dolması nedeniyle kovuşturma şartının gerçekleşmediği dikkate alınarak düşme kararı verilmesi gerektiği,Anlaşıldığından; kanuna aykırı fakat sanık lehine verilmiş olan ve davanın esasını çözen “kamu davasının düşmesine” kararından dolayı yeniden yargılama yapılmamak ve aleyhe sonuç doğurmamak üzere, hukuka aykırılığa işaret edilerek kanun yararına bozma isteminin kısmen değişik gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir. D) Karar: Açıklanan nedenlerle; kanun yararına bozma istemi kısmen değişik gerekçe ile yerinde görüldüğünden, Osmaniye 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/09/2017 tarihli ve 2015/560 esas, 2017/481 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun'un 309. maddesinin 4. fıkrasının (c) bendi uyarınca aleyhte sonuç doğurmayacak ve yeniden yargılamayı gerektirmeyecek şekilde gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 29/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu