Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2018/6271 E. , 2021/4980 K.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/6271
Karar No : 2021/4980
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN
(DAVACILAR) : 1- .. 2- …
3- … 4- …
… …
15- … 16- …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN ÖZETİ : Danıştay Altıncı Dairesince verilen 15/05/2018 tarih ve E:2013/6150, K:2018/4609 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlıkta, uygulama sahasındaki parsel maliklerinin müstakil parsel tahsisi talep etmelerinin 2981 sayılı Kanunun Ek-1 hükmü uyarınca parselasyon yapılması için yeterli olmadığı, anılan madde uyarınca parselasyon yapılabilmesi için düzenlemede yer verilen şartların bulunması gerektiği, uygulama koşullarının bulunması halinde, re'sen Ek-1 hükmü uyarınca parselasyon yapmaya yetkili olan idarenin parsel maliklerinin rızası veya talebiyle bağlı olmadığı, uydu görüntüleri üzerinde yapılan incelemeden, düzenleme sahasının genel itibariyle boş arazilerden oluştuğu, keşif tarihinde yapılan tespitle kıyaslandığında halihazırda yapı yoğunluğunda ciddi bir artış bulunmadığı, alanda fiili taksim, özel parselasyon veya rızai taksim sözleşmesi bulunmadığı, düzenleme kapsamındaki bazı parsellerin uygulama görmüş imar parselleri olduğu, dolayısıyla düzenleme sahasında Ek-1 hükmüne ilişkin uygulama koşulları bulunmadığı, bununla birlikte dava konusu parselde bazı davacıların bir miktar hisselerinin diğer paydaşlarından ayrılarak bazı malikler özelinde hisse taksimi yapıldığı, dolayısıyla Ek-1 hükmünün uyuşmazlık konusu parselde uygulandığı anlaşılmaktadır.
Paylı mülkiyetin sona ermesine ilişkin 4721 sayılı Kanunda yer verilen hükümlere istisna teşkil eden 2981 sayılı Kanunun Ek-1 maddesinin uygulanma koşullarının dava konusu işleme ilişkin düzenleme sahasında bulunmamasına rağmen uygulanmasının, idarenin kendisine tanınan yetkiyi aşarak işlem tesis etmesi anlamına geldiği, bu şekilde yapılan uyuşmazlık konusu parselasyonun, tümüyle hukuka aykırı olduğu sonucuna varıldığından davacının karar düzeltme isteminin kabul edilerek idare mahkemesince davanın reddi yolunda verilen kararın bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre kararın düzeltilmesi istemi yerinde görüldüğünden Dairemizin 15/05/2018 tarih ve E:2013/6150, K:2018/4609 sayılı kararı kaldırılarak işin esası incelendi:
Dava, Adana ili, Yüreğir ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu alanda parselasyon yapılmasına ilişkin Yüreğir Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince, yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen rapor ve dosyanın incelenmesinden; düzenleme sınırının imar yollarından geçirildiği, düzenleme ortaklık payı (DOP) oranının hukuka uygun hesaplandığı, uyuşmazlık konusu taşınmazın %70-80'e yakın bir bölümünün karakol, oyun alanı, sağlık tesis alanı, kültürel tesis alanı, pazar alanı ve belediye hizmet alanı gibi alanlara ayrıldığı, davacıların, geriye kalan kısımlardan tescile konu olabilecek parseller ile yakın alanlarda oluşturulan imar parsellerinden hisselendirildiği, kapanan kadastral yollardan belediye adına ihdasen tescil edilen parsellerin DOP hesabında dikkate alındığı, sağlık tesis alanından tüm hissedarların hissesi oranında hisselendirildiği, ortak kullanım alanlarının DOP'tan karşılandığı sonucuna varıldığı, öte yandan karara esas alınan bilirkişi raporunda, parselasyonun dayanağı planın ıslah imar planı olmadığı, düzenleme sahasını kapsayan alanda resmi kurum ya da kurumlarca onaylanmış herhangi bir özel parselasyon planının olmadığı, uydu görüntülerinden de alanın boş olduğu ve gecekondu ve benzeri bir yapılaşma bulunmadığı, bu nedenle 2981 sayılı Kanunun Ek-1 maddesinin arazi anlamında uygulanma koşulunun bulunmadığı değerlendirmelerine yer verilmiş ise de davalı idare tarafından, uygulama sahasında 2981 sayılı Kanunun Ek-1 maddesinin uygulanma koşullarının bulunduğu yönündeki itiraz üzerine mahkemece yapılan inceleme neticesinde, bir kısım hisseli taşınmaz sahipleri tarafından davalı belediyeye verilen dilekçelerde, taraflarına müstakil taşınmaz verilmesi istemlerinde bulunulduğu ve dava konusu uygulama sonucu davacılara yine hisseli olarak taşınmaz ihdas edildiği görülmekle davacılar özelinde 2981 sayılı Kanunun Ek-1 maddesinin uygulanmadığı anlaşıldığından anılan maddenin uygulama koşulları bakımından da hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, anılan karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun işlem tarihinde yürürlükte bulunan "Arazi ve arsa düzenlemesi" başlıklı 18. maddesinin 1. fıkrasında, imar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri maliklerinin veya diğer hak sahiplerinin muvafakati aranmaksızın, birbirleri ile yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyelerin yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
2981 sayılı Yasanın Ek-1 maddesinde, imar planı olan yerlerde, 09.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi gereğince arsa ve arazi düzenlemelerinde, binalı veya binasız arsa ve arazilere bu Kanundan önce özel parselasyona dayalı veya hisse karşılığı satın alınan yerler dikkate alınarak müstakil, hisseli parselleri veya üzerinde yapılacak binaların daire miktarları göz önünde bulundurularak kat mülkiyeti esasına göre arsa paylarını sahipleri adlarına re'sen tescil ettirmeye, valilik veya belediyelerin yetkili olduğu kuralı yer almıştır.
Binalı veya binasız bu arsa ve arazilerden, maddede ifade edilen 3194 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce, özel parselasyona dayalı veya hisse karşılığı satın alınan yerlerin bulunması halinde Ek-1 hükmünün uygulanması mümkün olup, yapılacak tahsiste özel parselasyona dayalı ve hisse karşılığı satın alınan yerler dikkate alınarak arsa paylarının sahipleri adlarına re'sen tescil edilmesi imkanı tanınmaktadır.
Anılan kuralın, içeriği itibariyle 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi kapsamında yapılan parselasyon işlemlerine yönelik olarak düzenlendiği görülmektedir. Bu durumda, 2981 sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik Ek-1 maddesinin 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılacak parselasyon işlemlerini tamamlayıcı nitelikte uygulama yapılmasına olanak sağladığı, bu maddenin amacının 3194 sayılı Yasa uyarınca yapılan parselasyon işlemlerinin uygulanmasında problemlere neden olan özel parselasyona dayalı olarak veya hisse karşılığı satın alınan yerlere bir çözüm getirmek olduğu, 2981 sayılı Yasanın Ek-1 maddesinin 3194 sayılı Yasanın 18. maddesinden farklı biçimde, özel parselasyona dayalı olarak satın alınan yerlerin müstakil tahsis edilmesi olanağını sağladığı, hisseli satın alınan taşınmazların ise yine hisse miktarları göz önünde bulundurularak paylı mülkiyet esaslarına göre tahsis edileceği sonucuna varılmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun eşya hukukuna ilişkin dördüncü kitabının mükiyete ayrılan birinci kısmının genel hükümleri düzenleyen birinci bölümünde, birlikte mülkiyetin, paylı mülkiyet ve elbirliği mülkiyeti olarak ikiye ayrıldığı görülmektedir. Bu kısımda yer alan 688. maddede, "Paylı mülkiyette birden çok kimse, maddî olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir." düzenlemesi getirilmiştir. Anılan Kanunun 701. maddesinde ise elbirliğiyle mülkiyetin kaynakları ve niteliğini belirtilmiş, "Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır." kuralına yer verilmiştir.
4721 sayılı Yasa Paylı mülkiyetin sona ermesini düzenleyen 698 ve 699. maddelerde, "Paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir. Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hâkim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi hâlinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir." hükmü bulunmaktadır.
Yasal düzenlemede paylı/müşterek mülkiyetin sona ermesinde paydaşların iradesi ya da hakime başvurması dışında bir yöntem öngörülmediği açıktır. 2981 sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik Ek-1 maddesi bu duruma bir istisna getirmekte, müşterek maliklerin/paydaşların iradesi dışında, parselasyon işlemini tesis eden idareye özel ve istisnai bir yetki vermekte, idari işlem yoluyla paylı mülkiyetin sona erdirilmesine olanak sağlamaktadır. Özel parselasyona dayalı olarak ya da hisse karşılığı satın alınan ve bu suretle müşterekler/paydaşlar tarafından fiilen kullanılan yerlerde, bu madde uyarınca parselasyon yapılması halinde paydaşlık sona erdirilerek paydaş adına hissesi oranında tahsis yapılabilmektedir.
Burada önemle belirtilmelidir ki idare sıfatıyla belediye veya valilik tarafından re'sen bu yetkinin kullanılabilmesi, düzenleme alanında Ek-1 hükmünde sayılan şartların varlığına bağlıdır. Bu nedenle Ek-1 hükmü uygulanarak yapılan parselasyon işleminin yargısal denetimi sırasında, öncelikle alanda anılan maddenin uygulanma şartlarının bulunup bulunmadığı ve idarenin hisse çözümü konusunda yetkisinin olup olmadığı yönünden inceleme yapılması gerekmektedir.
Her ne kadar, 3194 sayılı İmar Yasasının 18. maddesine 04/07/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7181 sayılı Yasanın 9. maddesi ile eklenen hükümler uyarınca, parselasyon sahasında kalan hisseli arsa ve arazilerin, hisse sahiplerinin muvafakati hâlinde veya fiilî kullanım esasına göre müstakil hâle getirilmesine olanak tanınmış ise de işlem tarihi itibariyle yürürlükte olan 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca böyle bir uygulama yapılmasına imkan bulunmamaktadır.
Dosyanın ve İdare Mahkemesince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde düzenlenen raporun incelenmesinden; uyuşmazlıkta, davalı idarenin bilirkişi raporuna yaptığı itirazda ileri sürdüğü, alana ilişkin uydu görüntüsünün güncel durumu yansıtmadığı, alanda yapı yoğunluğunun artmış olduğu, düzenleme alanındaki bazı parsel maliklerinin müstakil parsel talebiyle belediyeye başvuruda bulunduğu, davacılar parseli özelinde Ek-1 uygulanmadığı, taşınmazların yine hisseli olarak tahsis edildiği ve bu nedenle işlemin hukuka uygun olduğu iddiaları İdare Mahkemesince yerinde görülerek davanın reddine karar verilmiş ise de uygulama sahasındaki parsel maliklerinin müstakil parsel tahsisi talep etmelerinin Ek-1 hükmü uyarınca parselasyon yapılması için yeterli olmadığı, anılan madde uyarınca parselasyon yapılabilmesi için yukarıda yer verilen şartların bulunması gerektiği, uygulama koşullarının bulunması halinde, re'sen Ek-1 hükmü uyarınca parselasyon yapmaya yetkili olan idarenin parsel maliklerinin rızası veya talebiyle bağlı olmadığı, uydu görüntüleri üzerinde yapılan incelemeden, düzenleme sahasının genel itibariyle boş arazilerden oluştuğu, keşif tarihinde yapılan tespitle kıyaslandığında halihazırda yapı yoğunluğunda ciddi bir artış bulunmadığı, alanda fiili taksim, özel parselasyon veya rızai taksim sözleşmesi bulunmadığı, düzenleme kapsamındaki bazı parsellerin uygulama görmüş imar parselleri olduğu, dolayısıyla düzenleme sahasında Ek-1 maddesinin uygulama koşulları bulunmadığı, bununla birlikte dava konusu parselde bazı davacıların bir miktar hisselerinin diğer paydaşlarından ayrılarak bazı malikler özelinde hisse taksimi yapıldığı, dolayısıyla Ek-1 hükmünün uyuşmazlık konusu parselde uygulandığı anlaşılmaktadır.
Paylı mülkiyetin sona ermesine ilişkin 4721 sayılı Kanunun yukarıda anılan hükümlerine istisna teşkil eden 2981 sayılı Kanunun Ek-1 maddesinin uygulanma koşullarının dava konusu işleme ilişkin düzenleme sahasında bulunmamasına rağmen uygulanması, idarenin kendisine tanınan yetkiyi aşarak işlem tesis etmesi anlamına geleceğinden bu şekilde yapılan uyuşmazlık konusu parselasyonun, tümüyle hukuka aykırı olduğu, diğer bir deyişle, açıklanan sebeplerin genel iptal sebebi niteliğinde olduğu tabiidir.
Bu durumda, dava konusu parselasyon işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığından davanın reddi yolunda verilen idare mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince verilen ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 05/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!