WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY 12. DAIRE

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2019/3966 E.  ,  2022/156 K.
"İçtihat Metni"T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3966
Karar No : 2022/156

TEMYİZ EDEN (DAVALI): … Kurumu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…. sayılı kararının iptal-kabule ilişkin kısmının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda uzman yardımcısı olarak görev yapan davacının, mali ve sosyal haklarının 15/01/2012 tarihinden önce göreve başlayan uzman yardımcıları ile eşitlenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile göreve başladığı 07/01/2014 tarihinden itibaren yoksun kaldığı parasal haklarının bu tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince, Danıştay Onbirinci Dairesinin 09/05/2017 tarih ve E:2016/736, K:2017/4174 sayılı bozma kararına uyularak; 2813 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna İlişkin Kanun'a tabi kurum personelinin, mali ve sosyal hakları hakkında, 15/01/2012 tarihinde yürürlüğe giren 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesiyle yeniden düzenleme yapıldığı, maddenin yürürlük tarihinden sonra göreve başlayanların, söz konusu haklarının, bu düzenlemeye göre belirlendiği; ancak, anılan Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 11. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan ''uzman'' ibarelerinin Anayasa Mahkemesinin E:2015/101 sayılı kararıyla iptal edildiği dikkate alındığında, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığı, davacının işe başlama tarihi olan 07/01/2014 tarihinden itibaren yoksun kaldığı mali ve sosyal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemi bakımından ise; 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 11. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin yeniden düzenlendiği, anılan düzenlemede de açıkça 15/01/2012 tarihi referans alınmak suretiyle, bu tarihten sonra atananların parasal haklarının bu tarihten önce göreve başlayanlardan farklılaştırıldığının görüldüğü, öte yandan, Anayasa Mahkemesinin 15/11/2017 tarih ve E:2016/133, K:2017/155 sayılı kararıyla, 6704 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile yapılan düzenleme açısından iptal taleplerinin reddine karar verildiği, bu durumda, davacının talepte bulunduğu tarihler açısından, 26/04/2016 tarihinden sonra yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, dava konusu işlem nedeniyle davacının 07/01/2014 - 26/04/2016 tarihleri arasında yoksun kaldığı parasal haklarının başvuru tarihi olan 01/12/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine, davacının 26/04/2016 tarihinden sonra yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesi istemi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Anayasa Mahkemesinin E:2015/101 sayılı iptal kararından sonra, 6704 sayılı Kanun'un 30. maddesiyle, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 11. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yeniden düzenleme yapıldığı, yapılan düzenlemenin iptali isteminin Mahkemece reddedildiği, ilgili kararın gerekçesinde yer aldığı üzere, 6704 sayılı Kanun'la yapılan düzenlemenin yürürlük tarihi olarak 15/01/2012 tarihinin esas alınmasının gerektiğinin açık olduğu, usuli gerekçelerle iptal edilen kuralın, aynı içerikte düzenleme ile yeniden yürürlüğe konularak, anılan tarihten sonra ilk defa atananlar için belirtilen tarihten geçerli olacak şekilde daha önce getirilen ücret kısıtlamasının korunduğu, Anayasa'nın 153. maddesindeki iptal kararlarının geriye yürümeyeceği yönündeki kuralın, iptal edilen hükümlere göre kazanılmış olan haklara yönelik olduğu, bu kural ile iptal edilen hüküm nedeniyle elde edilmiş hakların, iptal kararı sonrasında, geriye dönük işlemler yapılarak alınmasının engellenmesinin ve kamu düzeninin korunmasının amaçlandığının içtihatlar ile sabit olduğu, belirtilen nedenlerle, kararın aleyhlerine ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ: …
DÜŞÜNCESİ : Kararın, dava konusu işlemin iptaline, dava konusu işlem nedeniyle davacının 15/11/2014-26/04/2016 tarihleri arasında yoksun kaldığı parasal haklarının başvuru tarihi olan 01/12/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine ilişkin kısmının onanması, davacının 07/01/2014 - 15/11/2014 tarihleri arasında yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda uzman yardımcısı olarak görev yapan davacının, mali ve sosyal haklarının 15/01/2012 tarihinden önce göreve başlayan uzman yardımcıları ile eşitlenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile göreve başladığı 07/01/2014 tarihinden itibaren yoksun kaldığı parasal haklarının bu tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle, bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup, temyize konu Mahkeme kararının dava konusu işlemin iptaline, dava konusu işlem nedeniyle davacının 15/11/2014-26/04/2016 tarihleri arasında yoksun kaldığı parasal haklarının başvuru tarihi olan 01/12/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine ilişkin kısmında 49. maddede belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, kararın bu kısmına yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
Kararın, davacının 07/01/2014 - 15/11/2014 tarihleri arasında yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine ilişkin kısmına gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinde, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; 12. maddesinde ise, ilgililerin haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilecekleri, bu halde de ilgililerin 11. madde uyarınca idareye başvurma haklarının saklı olduğu kurala bağlanmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda olduğu üzere, mali, sosyal hak ve yardımların 15/01/2012 tarihinden önce kurumda göreve başlayan uzman yardımcıları ile eşitlenmesi gerektiği iddiası gibi süreklilik arzeden parasal ödemeler ile ilgili olarak belli bir uygulama tarihi esas alınarak istekte bulunulan davalarda, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesine göre uygulama tarihinden itibaren 60 gün içinde, uygulama üzerine davacı tarafından idareye başvurulmuş ise, 12. maddenin yollamada bulunduğu 11. maddeye göre, idarenin bu başvuruya cevap vermemiş olduğu hallerde, uygulama tarihinden itibaren en geç 120 gün, idarenin cevap verdiği durumlarda ise, uygulama tarihine kadar geçen süre de hesaba katılmak koşuluyla cevabın davacıya tebliğ edildiği tarihten itibaren 60 gün içinde idari davanın açılmış olması gerekmektedir.
Başka bir anlatımla dava, davacının idareye başvurduğu tarihten itibaren 120 gün içinde açılmış ise, ilgiliye, davanın açıldığı tarihten geriye doğru 120 günü geçmemek üzere, başvuru tarihinden geriye doğru 60 günlük süre içindeki ilk uygulama esas alınarak parasal hakların verilmesi, idareye başvuru tarihinden itibaren 120 günlük ya da idarenin cevabının tebliğ tarihinden itibaren 60 günlük süreler geçtikten sonra açılmış olan davalarda ise, ancak dava tarihinden geriye doğru 60 günlük süre içinde kalan ilk uygulamadan doğan parasal hakların ödenmesi mümkündür.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idarede 07/01/2014 tarihinde göreve başlayan davacı tarafından, mali ve sosyal haklarının 15/01/2012 tarihinden önce göreve başlayan uzman yardımcıları ile eşitlenmesi talebiyle davalı idareye 01/12/2014 tarihinde yaptığı başvurunun reddi üzerine 19/02/2015 tarihinde temyizen incelenen davanın açıldığı, Mahkeme tarafından, dava konusu işlemin iptaline, dava konusu işlem nedeniyle davacının 07/01/2014-26/04/2016 tarihleri arasında yoksun kaldığı parasal haklarının başvuru tarihi olan 01/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine, davacının 26/04/2016 tarihinden sonra yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesi isteminin ise reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, davacı tarafından 01/12/2014 tarihinde yapılan başvurunun reddi üzerine başvuru tarihinden itibaren 120 gün içinde bakılan davanın açıldığı anlaşıldığından, Mahkemece, dava tarihinden geriye doğru 120 günü geçmemek üzere, başvuru tarihinden geriye doğru 60 günlük süre içindeki ilk uygulama tarihi olan 15/11/2014 tarihinden itibaren mali ve sosyal haklarının ödenmesine hükmedilmesi, bu tarihten önceki döneme ait talebe yönelik olarak ise davanın süre aşımı nedeniyle reddedilmesi gerekirken, yoksun kalınan tutarın davacının işe başladığı 07/01/2014 tarihinden itibaren hesaplanarak ödenmesine ilişkin olarak verilen İdare Mahkemesi kararının, 07/01/2014 - 15/11/2014 tarihleri arası bakımından, parasal haklara hükmedilmesine ilişkin kısmında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kısmen reddi ile İdare Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin iptaline, dava konusu işlem nedeniyle davacının 15/11/2014-26/04/2016 tarihleri arasında yoksun kaldığı parasal haklarının başvuru tarihi olan 01/12/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idarece davacıya ödenmesine ilişkin kısmının onanmasına;
2. Kısmen kabulü ile davacının 07/01/2014 - 15/11/2014 tarihleri arasında yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine ilişkin kısmının bozulmasına,
3. Dosyanın bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 26/01/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Dava; Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda uzman yardımcısı olarak görev yapan davacının, mali ve sosyal haklarının 15/01/2012 tarihinden önce göreve başlayan uzman yardımcıları ile eşitlenmesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin 24/12/2014 tarih ve 81931 sayılı işlemin iptali ile göreve başladığı 07/01/2014 tarihinden itibaren yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
02/11/2011 tarih ve 28103 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesiyle 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen Ek 11. maddenin birinci fıkrasının (b) bendiyle, 15/01/2012 tarihinden sonra düzenleyici ve denetleyici kurumların kadro ve pozisyonlarına ilk defa veya yeniden atanan murakıp ve uzman unvanlı meslek personelinin ücretlerinin bir aylık toplam net tutarının; Başbakanlık uzmanlarına ilgili mevzuatı uyarınca yapılan ödemelerin bir aylık toplam net tutarını geçemeyeceği kurala bağlanmış, böylece 15/01/2012 tarihinden sonra düzenleyici ve denetleyici kurumlarda göreve başlayan murakıp ve uzman unvanlı meslek personelinin ücret ile diğer mali haklarına 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle bir üst sınır getirilmiştir.
Anılan maddenin (b) bendinde yer alan ''uzman'' ibareleri, Anayasa Mahkemesinin 16/12/2015 tarih ve 29564 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 03/12/2015 tarih ve E:2015/101, K:2015/111 sayılı kararıyla, 6223 sayılı Yetki Kanunu kapsamında olmadığı gerekçesiyle iptal edilmiş ise de; iptal kararından sonra, 26/04/2016 tarih ve 29695 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanun'un 30. maddesiyle, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 11. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi yeniden düzenlenerek, 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 1. maddesiyle getirilen kuralla aynı mahiyetteki düzenleme tekrar anılan bende derç edilmiş, böylece Anayasa Mahkemesi tarafından usulî gerekçelerle iptal edilen kuralla aynı içerikte düzenleme yeniden yürürlüğe konularak 15/01/2012 tarihinden sonra ilk defa atananlar için, anılan Kanunun gerekçesinden de açıkça anlaşılacağı üzere, belirtilen tarihten geçerli olacak şekilde, daha önce getirilen ücret kısıtlaması korunmuştur.
Öte yandan; aynı ünvana sahip personele, belirli bir tarihten sonra göreve başlayanlar yönünden farklı ücret ödenmesini öngören düzenlemenin eşitlik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülerek 6704 sayılı Kanun'un 30. maddesiyle değişik 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 11. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde yer alan "...15/01/2012" tarihinden sonra..." ibaresinin iptali isteğiyle açılan davada, Anayasa Mahkemesinin 15/11/2017 tarih ve E:2016/133, K:2017/155 sayılı kararıyla; düzenleyici ve denetleyici kurumlarda 15/01/2012 tarihinden önce ve bu tarihten sonra göreve başlayanların, aynı hukuki konumda bulunmadıklarından farklı kurallara tabi tutulmalarında eşitlik ilkesine aykırılık bulunmadığı gerekçesine yer verilmek suretiyle, düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olmadığına ve iptal taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Dolayısıyla, 6704 sayılı Kanun'la getirilen düzenleme uyarınca, 15/01/2012 tarihinden sonra göreve başlayanlar bakımından farklı ücret belirlenmesinde, kazanılmış haklar ya da eşitlik ilkesi bakımından Anayasa'ya aykırılık bulunmamaktadır.
666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptali nedeniyle, 6704 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihe kadar davacıya parasal hak ödenip ödenmeyeceği hususuna gelince;
Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararında da açıkça vurgulandığı üzere; 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ilgili hükmünün iptaline ilişkin karar, esasa ilişkin olmayıp, yetki kanunu kapsamında bulunmaması nedeniyle (usul yönünden) verilmiş bir iptal kararı olup, 6704 sayılı Kanun'la yeniden yapılan düzenlemede de, geçmişe etkiler doğurmak üzere 15/01/2012 tarihi belirlendiği dikkate alındığında, halen yürürlükte bulunan ve geçmişe etkiler doğuran hükmünün Anayasa'ya aykırı olmadığı Anayasa Mahkemesi kararıyla belirlenen 6704 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, davacıya geçmişe dönük herhangi bir parasal hak ödenmesine olanak bulunmamaktadır.
Nitekim, benzer uyuşmazlıkta, 6704 sayılı Kanun'un Resmi Gazete'de yayımlandığı 26/04/2016 tarihine kadar parasal hakların ödenmesi isteğiyle açılan davada, ilk derece mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin ısrar kararı, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 27/11/2019 tarih, E:2019/2215, K:2019/5924 sayılı kararıyla onanmıştır.
Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ve temyize konu kararın belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği düşüncesiyle karara katılmıyorum.

UYAP Entegrasyonu