Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2016/2661 E. , 2021/2945 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/2661
Karar No : 2021/2945
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının kısmen onanmasına, kısmen bozulmasına dair Danıştay Onuncu Dairesinin 10/11/2015 tarih ve E:2012/59 K:2015/4836 sayılı kararının; taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Başbakanlık Koruma Müdürlüğünde polis memuru olarak çalışmakta olan davacı ...'ün 04/11/2008 tarihinde Başbakanlık yakın koruma ekiplerinden teslim alınan ... marka silahların düzenlenmesi sırasında silahlardan birinden çıkan kurşunla ağır yaralandığı ve %60 oranında sakatlandığı, bu durumun davalı idarenin kusurlu davranışından kaynaklandığı, ateşli silahların teslim alındığı yerde alınması gereken asgari güvenlik önlemlerinin alınmadığından bahisle maddi ve manevi zararlarının karşılanması amacıyla kendi adına 900.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminat, eşi ... için 150.000,00 TL manevi ve kızı ... için 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplamda 1.300.000,00 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; kaza öncesi aktif polis olarak görev yapan davacının kaza sonrası idari polis olarak çalışabileceğine karar verildiği, halen Başbakanlık Koruma Daire Başkanlığı, Güvenlik Sistemler Büro Amirliğinde fazladan güç sarf etmesi gerekmeyen daha az güç harcayarak yürütebileceği kamera monitörlerini izleme görevini yerine getirerek polislik görevine devam ettiği, yani beden gücü kaybına uğrayan davacının aynı görevi kazadan önceki durumuna ve diğer kişilere göre daha fazla bir güç (efor) sarfıyla yapmasının söz konusu olmadığı ve gelirlerinde herhangi bir azalma meydana gelmediği anlaşıldığından, efor kaybı nedeniyle davacıya maddi tazminat ödenmesi mümkün olmadığı gibi bunun dışında kalan maddi tazminat talebinin de şartları oluşmadığından reddi gerektiği, manevi tazminatın, manevi tatmin aracı olması ve başka türlü giderim yollarının bulunmayışı nedeniyle parasal olarak belirlenmesinin zorunlu olduğu, manevi zararın tazminine hükmedilirken ilgililerin sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak, olay nedeniyle duyduğu elem ve ızdırabın kısmen giderilmesini ifade edecek, idarenin hukuka aykırı davranışını ortaya koyacak ve hukuka aykırılığı özendirmeyecek bir miktarın belirlenmesinin ve ayrıca ilgililerin uğradıkları manevi zararın gerçek anlamda karşılanabilmesi için, hükmedilen manevi tazminat tutarına yasal faiz uygulanması gerektiği bu durumda, davacı ...'ün uğramış olduğu manevi zararlara binaen takdiren 25.000,00 TL, eşi ... için 15.000,00 TL manevi tazminat ve kızı ... için de 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam da 50.000,00 TL manevi tazminatın davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat ve maddi tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Tarafların temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesince, davalı idarenin temyiz isteminin reddi, davacıların temyiz isteminin kısmen reddi ile temyize konu İdare Mahkemesi kararının manevi tazminatın kısmen kabulüne ilişkin bölümü ile maddi tazminat isteminin reddine ilişkin bölümünün onanmasına, davacıların temyiz istemlerinin kısmen kabulü ile anılan mahkeme kararının manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin bölümünün bozulmasına karar verilmiştir.
KARAR_DÜZELTME
TALEP_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından hükmedilen manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğu; davacılar tarafından ise, olay nedeniyle oluşan fonksiyon kaybı nedeniyle uğramış olduğu maddi zararların karşılanması gerektiği ileri sürülerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın düzeltilmesi istenilmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından savunma verilmemiş, davalı idare tarafından düzeltilmesi istenen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 54. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin karar düzeltme isteminin reddi, davacıların karar düzeltme isteminin ise kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Davalı İdarenin Manevi Tazminata İlişkin Karar Düzeltme İsteminin İncelenmesi:
Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında, ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam edilen) 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir.
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar ise, anılan maddede yazılı nedenlerden hiçbirine uymamaktadır.
Bu nedenle, Danıştay Onuncu Dairesinin 10/11/2015 tarih ve E:2012/59 K:2015/4836 sayılı kararının; manevi tazminata ilişkin kısmına yönelik kararın düzeltilmesi isteminin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davacıların Maddi Tazminata İlişkin Karar Düzeltme İsteminin İncelenmesi:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde maddi tazminat yönünden ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun'un geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 10/11/2015 tarih ve E:2012/59 K:2015/4836 sayılı kararının; maddi tazminat istemi yönünden onama kısmı kaldırılarak bu kısım yeniden incelendi:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava,Başbakanlık Koruma Müdürlüğünde polis memuru olarak çalışmakta olan davacı ...'ün 04/11/2008 tarihinde Başbakanlık yakın koruma ekiplerinden teslim alınan ... marka silahların düzenlenmesi sırasında silahlardan birinden çıkan kurşunla ağır yaralandığı ve %60 oranında sakatlandığı, bu durumun davalı idarenin kusurlu davranışından kaynaklandığı, ateşli silahların teslim alındığı yerde alınması gereken asgari güvenlik önlemlerinin alınmadığından bahisle maddi ve manevi zararlarının karşılanması amacıyla kendi adına 900.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminat, eşi ... için 150.000,00 TL manevi ve kızı ... için 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplamda 1.300.000,00 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
1982 Anayasası’nın 125. maddesinin son fıkrasında; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Tazminat hukukunda çağın gereklerine uygun olarak geliştirilen içtihatlarla kişinin kalıcı sakatlıkları nedeniyle oluşan beden gücü kaybı nedeniyle gelirinde ve dolayısıyla mal varlığında bir eksilme meydana gelmemiş olsa dahi güç (efor) kaybı tazminatı diye tanımlanan tazminatın ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Beden gücü kaybına uğrayan kişinin aynı görevi ve hayatın olağan akışı içindeki diğer işlerini zarardan önceki durumuna ve diğer kişilere göre daha fazla bir güç (efor) sarfıyla yaptığı gerçeğinden hareket edilerek, bir anlamda zararı, bu fazladan sarf edilen gücün oluşturduğu esası benimsenmektedir. Kişinin, bu zararını bizzat kendisinin "daha fazla bir güç" harcayarak gidermiş olması nedeniyle ilgili idarenin tazmin sorumluluğu olmayacağını kabul etmek ise güç kaybı tazminatının yukarıda açıklanan amacına hak ve nesafet ilkelerine aykırıdır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, Başbakanlık Koruma Müdürlüğünde polis memuru olarak çalışmakta olan davacı ...'ün 04/11/2008 tarihinde Başbakanlık yakın koruma ekiplerinden teslim alınan ... marka silahların düzenlenmesi sırasında silahlardan birinden çıkan kurşunla ağır yaralandığı, olayla ilgili olarak yürütülen idari soruşturma sonucu toplanan bilgi ve belgeler doğrultusunda düzenlenen 13/04/2009 tarihli Fezlekede; olayın nasıl gerçekleştiği hususuna yönelik olarak, Başbakanın Van-Hakkari illerine seyahatinde yakın koruma olarak görev yapan ekip memurlarının görev yaptıkları yerin terör bölgesi olması ve görevin önemine binaen görevleri esnasında silahların fişek yatağının dolu olabileceği, dönüşlerini kara yoluyla yaklaşık 20 saatlik yol katederek gece saat 03.00 civarında gelmeleri sonucu yorgun olmaları, normalde görev boyunca silahların araçlarda fişek yatağı boş bir halde taşınması nedeniyle teslim ettikleri silahların da fişek yataklarının boş olduğunun düşünülebileceği göz önüne alındığında ve silahları teslim alan görevlilerin de silahların toplu olarak getirilmesi sonucu kalabalığın oluşması, silahların her zaman fişek yatağı boş bir şekilde teslim edildiği, kapalı mekanda silahların doldur-boşalt yapmak suretiyle kontrol edilemediği ve zaten bunun da güvenli olmadığı, öngörülemeyen bir şekilde ateş alan tüfeğin hem tüfeği almaya çalışan görevliyi hem de diğer görevliyi yaralamasının olayda bir kasıt bulunmadığının göstergesi olabileceği, sağlık yönünden yeterli mağduriyeti yaşadıkları tarafların adli yönden de birbirlerinden şikayetçi olmamaları neticesinde Cumhuriyet Savcılığınca Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verildiği, bu nedenlerle hakkında soruşturma yapılan polis memuru ... ve Polis Memuru ...'ün sicil notlarının olumlu olması, daha önce disiplin cezası almaması gibi etkenler değerlendirilerek ceza tayinine mahal olmadığı yönünde görüş belirtildiği görülmektedir.
Uyuşmazlık konusu olayda, fişek yatağı boş olarak verilmesi gereken ... marka silahın Başbakanlık korumalarından herhangi biri tarafından hatalı ve kusurlu bir şekilde dolu olarak verildiğinin anlaşıldığı, bu noktada idarenin personelini yetiştirirken gerekli olan eğitim veya talimatları yeterince vermediği gibi, gerekli tedbirlerin alınmasında da ihmalkar davrandığı, çok sayıda silahın teslim alındığı bir birimde görev yapan personelin can güvenliği için alınması gereken güvenlik önlemlerinin yeterince alınmadığı dikkate alınığında, olayın meydana gelmesinde davalı idarenin hizmet kusuru olduğu; anılan olay nedeniyle davacıya maluliyet oranı da dikkate alınarak güç (efor) kaybı tazminatı ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığından, maddi tazminat isteminin reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin, Danıştay Onuncu Dairesinin 10/11/2015 tarih ve E:2012/59 K:2015/4836 sayılı kararının, İdare Mahkemesi kararının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmının onanması, manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısmının ise bozulması yolundaki bölümüne yönelik karar düzeltme istemlerinin reddine,
2. Davacıların, Danıştay Onuncu Dairesinin 10/11/2015 tarih ve E:2012/59 K:2015/4836 sayılı kararının, İdare Mahkemesi kararının maddi tazminat yönünden onaması yolundaki kısmına yönelik karar düzeltme istemlerinin kabulüyle Daire kararının bu kısmının kaldırılarak .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının maddi tazminata ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısımlara ilişkin yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 01/06/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!