Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU


Hukuk Genel Kurulu 2001/1-227 E., 2001/231 K.

Hukuk Genel Kurulu 2001/1-227 E., 2001/231 K.
MAHFUZ HİSSEMAHFUZ HİSSELİ MİRASÇIÖLÜME BAĞLI TASARRUFSAKLI PAYTAPU İPTALİ VE TESCİLTENKİS

4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 453 ]
4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 454 ]
4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 503 ]
4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 505 ]
4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 507 ]
"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki " tapu iptali, tescil, tenkis " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Perşembe Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 7.4.2000 gün ve 1999/124 E. 2000/75 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'nin 3.7.2000 gün ve 2000/9064 E. 2000/9019 K. sayılı ilamiyle; (...Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı iptal tescil olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.

Çekişmeli 317 parsel sayılı taşınmazın satış suretiyle davalı Temel Şirin'e 322 ve 324 parsellerinde davalı Zehra'ya hibe olarak temlik edildiği sabittir. Mahkemece davalı Temel hakkındaki davanın kabulüne hibe edilen 322 ve 324 parseller hakkında da davanın reddine karar verilmiştir.

Ne varki, hibe yoluyla verilen taşınmazlar hakkındaki tenkis isteği yönünden yapılan araştırma ve inceleme hükme yetki değildir.

Bilindiği üzere; Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (teberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır.

Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir (MK.454). Miras bırakanın Medeni Kanunun 453.maddesinde belirlenen mahfuz hisseye tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez.

Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 507.maddesinin 1,2 ve 3 fıkrasında gösterilenler) veya mahfuz hisseyi ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 512.maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirascılardan ise aynı kanunun 503.maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 505.madde de yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.

Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeleri kapsar biçimde bir araştırma yapılması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacılar vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle 26.11.1999 günlü oturumda tarafların tanık dinletmesi konusunda verilen kesin mehilin usulüne uygun olmadığı açıktır.

O nedenle mahkemece yapılacak iş; tarafların delil ve karşı delilleri toplanarak, tenkis yönünden hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.Bu yönler gözetilmediğine göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 14.3.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu