Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 15. HUKUK DAIRESI


15. Hukuk Dairesi 2009/4166 E., 2006/5712 K.

15. Hukuk Dairesi 2009/4166 E., 2006/5712 K.
BAKİYE İŞ BEDELİESER SÖZLEŞMESİZAMANAŞIMI

818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 133 ]
818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 135 ]
818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 355 ]
"İçtihat Metni"

Mahalli mahkemece verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Borçlar Kanunu'nun 133. maddesinin 2. bendinde, zamanaşımının kesilmesi için alacaklının mutlaka dava açarak mahkemeye başvurması zorunlu olmayıp, borçlu tarafından açılan bir davada alacağın defi zımnında mahkemede ileri sürülmesi yeterlidir. Bu halde de zamanaşımı kesilir ve alacağın defi yoluyla ileri sürüldüğü davada verilen kararın kesinleşmesiyle yeniden işlemeye başlar (Dairemizin 11.03.1993 gün 1993/660 E. sayılı kararı ve Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesi'nin 07.12.1989 gün 5560 E., 9416 K. sayılı kararları).

Ayrıca, Borçlar Kanunu'nun 135/11. Maddesinde, borcun bir hükümle sabit olması halinde yeniden işleyecek zamanaşımı süresinin de daima 10 sene olduğu hükme bağlanmıştır.

Somut olayda, davalı iş sahibi tarafından davacı yüklenici aleyhine aynı sözleşmeden dolayı açılan alacak ve menfi tespit davası sonucunda, Yalova Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/802 Esas 2005/105 Karar sayılı ilamı ile iş sahibinin sözleşmeyi haklı olarak feshettiğinin tespitine ve yüklenici iş sahibinden 2.335,62 TL alacaklı olduğundan davacının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ve bu karar davacının temyizi üzerine Dairemizin 13.07.2006 gün 2005/4514 Esas 2006/4397 Karar sayılı ilamı ile onanmış ve 2006/7124 Esas 2007/1026 Karar sayılı ilamla karar düzeltme istemi de reddedilerek 19.02.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Söz konusu dosyanın davalısı olan yüklenici vekili, açılan davada verdiği 01.08.2001 tarihli cevap dilekçesinde, ödenen meblağın çok üzerinde imalat yapıldığını belirterek kendilerinin alacaklı olduğunu defi yoluyla ileri sürmüştür.

Bu durumda 14.05.2001 fesih tarihine göre yüklenici vekilinin 2001/802 Esas sayılı dosyada verdiği ve defi yoluyla alacaklı olduğunu ileri sürdüğü dilekçesiyle zamanaşımının kesildiği, iş sahibinin açtığı alacak davası sonucunda yüklenicinin alacaklı olduğu saptanarak söz konusu dava bu gerekçeyle reddedildiğinden borcun bir hükümle sabit olduğunun kabulünde zorunluluk olduğu, davacı yüklenici de eldeki bu davayı söz konusu kararın kesinleştiği 19.02.2007 tarihinden itibaren 09.06.2008 tarihinde ve Borçlar Kanunu'nun 135/11. maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açtığından zamanaşımı definin reddi ile davacı alacağının tahsiline karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu zamanaşımı nedeniyle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 27.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu