Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 10. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İSTANBUL
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/353 Esas
KARAR NO : 2022/402

DAVA : Alacak (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2022
KARAR TARİHİ : 27/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline olan borcu nedeniyle 26/10/2018 tarihinde başlatılan İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasına konu alacak davalının haksız itirazı nedeniyle ancak 18/11/2021 tarihinde tahsil edilebildiğini, işbu davanın icra dosyasına konu alacağın geç tahsili nedeniyle faiz ile karşılanmayan zararlarının tahsilini amaçladığını, davaya konu uyuşmazlık alacağın geç ödenmesinden kaynaklanan munzam zarar alacağı olmakla Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 2018/3765 Esas sayılı ilamında da belirlendiği gibi munzam zarar kök ilişkiden (asıl borç) tamamen bağımsız yeni bir borç olması nedeniyle yetkili mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, emsal kararlara göre yapılması gereken hesaba göre müvekkilinin munzam zararının en az 120.000,00-TL olduğunu, bu alacağa temerrüt tarihinden (27/02/2022) itibaren faiz de yürütülmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL'nin işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacı müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava; kira bedellerinin ödenmesinde temerrüde düşülmesi ve borcun geç ödenmesinden kaynaklı doğan munzam zarar alacağının kısmi tahsil talebine ilişkindir.
Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. (TBK 112. md.) temerrüde düşen borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat etmedikçe, borcun geç ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür. (TBK 118. Md.) Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. (TBK 122/1 fıkrası)
Davacının İstanbul... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyasına konu ettiği 21.07.2014 tarihli kira kontratları uyarınca düzenlenen fatura bedellerinin eksik ödenen kısımları için başlatılan icra takibi sonucu ödemelerin geç yapıldığından bahisle temerrüt faizini aşan bir zarar olduğu iddiası ile açılan davada uyuşmazlığın çözümünde; borçlunun kusurunun olup olmadığı ve kira bedellerine ilişkin para borcunun geç ödenip ödenmediği ve de uygulanacak temerrüt faiz oran ve miktarlarının ne kadar olduğu, kira bedelinin zamanında ödenmemesinden dolayı, kiraya verenin temerrüt faiziyle gideremediği yoksun kaldığı kazancın bulunup bulunmadığı, kira bedelinin kısmi olarak ödenmesinin gerekip gerekmediği, zararın gerçek miktarının tam olarak ispat edilemediği durumlarda hakim kendisine verilen takdir yetkisi çerçevesinde (TBK m. 50/f.11) kiracının kusurunun ağırlığına, durumun özelliklerine göre tazminatı belirlemesi hususlarında taraflar arasındaki kira sözleşmesi hükümleri ve mevzuatı çerçevesinde değerlendirme yapılması gerektiği anlaşıldığından Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevini belirleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. Maddesinin 1. Fıkrası "Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmaya görevlidir." düzenlemesini getirmiştir.
Ticari davaların neden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi 1. Fıkrası ise "Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda ve maddenin b, c, d, e, f, bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır." düzenlemesini getirmiştir.
6100 sayılı HMK'nın 1. Maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir.
01.10.2021 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nun 4/1-a maddesinde, Sulh Hukuk Mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanun'una göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler, hükmüne yer verilmiştir.
6098 sayılı TBK'nın 299. Maddesinde; "Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmaya birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir." şeklinde tanımlanmıştır.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davacı ile davalı arasındaki hukuki ilişki kira sözleşmesine dayandığından, her türlü kira ilişkisinden doğan davalara bakma görevi HMK'nun 4-(1) maddesinin (a) bendine göre Sulh Hukuk Mahkemelerine ait olduğu dikkate alınarak davanın 6100 sayılı HMK'nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddi ile mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
(1)Davanın HMK'nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
(2)Görevli Mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
(3)6100 sayılı HMK'nun 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaatı halinde dosyanın görevli İSTANBUL NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİ'ne gönderilmesine,
(4)6100 sayılı HMK'nun 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacı tarafın müracaat etmemesi halinde davanın açılmamış sayılacağına,
(5)6100 sayılı HMK'nun 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin (harç, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti v.b.) görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Tarafların yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/05/2022

Katip
✍e-imzalıdır.

Hakim
✍e-imzalıdır.

UYAP Entegrasyonu