WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY İDARE DAVA DAIRELERI KURULU

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/3553 E.  ,  2022/747 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/3553
Karar No : 2022/747

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ....
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Kurulu
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 28/04/2021 tarih ve E:2017/1143, K:2021/1303 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin ... Kurulu Genel Kurulunun ... tarih ve ... sayılı kararı ile yine aynı Kurulun ... tarih ve ... sayılı yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin kararının iptali ve bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 28/04/2021 tarih ve E:2017/1143, K:2021/1303 sayılı kararıyla;
Davacının, 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (6749 sayılı Kanun) 3/1. maddesi ile ilgili Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmediğinden işin esasına geçilerek; "Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Ceza Dairesinin (ilk derece) ... tarih ve E:... sayılı dosyasında silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
Davacı hakkındaki tanık beyanı ve davacının adının geçtiği ByLock yazışma içerikleri yönünden, davacının örgütün hâkim ve savcı adaylığı döneminde örgüt evlerinde kaldığına yönelik kararda yer verilen tanık ifadesinin, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olduğu sonucuna varıldığı,
ByLock yazışma içerikleri ile davacının özlük dosyası ve aile kaydı birlikte incelendiğinde, davacının örgüt içerisinde görev yaptığı ilde grup mesulü olarak yer aldığı ve örgüt içerisinde idareci rol üstlenmesi için çalışma yapıldığı, davacının mesajların gönderildiği tarihlerde ... Bölge İdare Mahkemesi Üyesi olarak görev yaptığı ve konuşmalarda adı geçen "nuri" isimli kişinin kardeşi olduğunun anlaşıldığı; söz konusu yazışma içerikleri ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının beyanlarına itibar edilmeyerek, bu yazışma içeriklerinin davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olarak değerlendirildiği,
Diğer hususlar (Unvanlı görev) yönünden, davacının, FETÖ/PDY terör örgütünün HSK'da etkin olduğu dönemde daha önce bu yönde bir tecrübesi olmadığı halde yargıda etkin ve önemli bir konumda bulunan İdare Mahkemesi Başkanı olarak atanmasının diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu sonucuna varıldığı belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi ve özlük haklarının iadesi isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, hakkında ceza hukuku anlamında bir suçlama ve ceza bulunduğu için ceza hukukuna dair tüm ilkelerin, insan haklarının ve adil yargılanma hakkının tüm gereklerinin somut olayda uygulanması gerektiği; Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararı ile suç oluşturmadığı karara bağlanmış iddia, olay, olgu, eylem, faaliyet veya işlemlerin karar gerekçesinde kullanılamayacağı; 26/05/2016 tarihinden önce "Cemaat" isimli oluşumun bir terör örgütü olmadığı, bu tarihten önce icra edilmiş yasal faaliyetlerin terör suçlamalarına dayanak yapılamayacağı; OHAL döneminde alınan tedbirler çerçevesinde meslekten çıkarıldığı, 18/07/2018 tarihinde OHAL uygulamasına son verildiğinden hakkında uygulanan işlemin yasal dayanağının kalmadığı; suç ve cezaların geçmişe yürümezliği ilkesinin ihlal edildiği, sonradan tespit edilen delillerin önceki kararı hukuka uygun hale getirmeyeceği, temyize konu karar gerekçesinde yer alan demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğüne uyulmadığı hususunun meslekten çıkarma kararında dahi dile getirilmediğinden bu gerekçeye dayanılamayacağı; mesleğinden ihraç suretiyle yapılan müdahalenin Anayasa ve uluslararası hukuk sınırlarında kalmadığı, hâkimlik mesleğinden çıkarılmakla insan hakları ihlallerine maruz kaldığı, olayda, ölçülülük ilkesinin, masumiyet karinesinden yararlanma hakkının, özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının, şeref ve itibara saygı hakkının, eğitim hakkının, mülkiyet hakkının, adil yargılanma hakkının, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği; hakkındaki ceza davası kesinleşinceye kadar dava konusu işlemin bekletici mesele yapılması gerektiği; Anayasa'ya aykırılık iddiasının ciddiye alınmamasına dair gerekçenin yetersiz ve karar içeriği ile çelişkili olduğu, ilgili düzenlemenin iptali için Anayasa Mahkemesine başvuru yapılması talebini yinelediği; Daire kararının hakkaniyet ve ölçülülük ilkesine aykırı olduğu, daha hafif bir idari işlemle sağlanabilecek faydanın meslekten çıkarma gibi ağır ve haksız bir işleme gerekçe yapılmasının keyfi ve hukuka aykırı olduğu; disiplin işlemlerinin tesisi aşamasında sağlanması gereken usuli güvencelerin dikkate alınmadığı, savunma hakkının tanınmadığı; idari yargının idarelerin eksikliklerinin tamamlanması veya yanlışlarının düzeltilmesi işlevini değil, işlemin tesis edildiği anda hukuka uygun olup olmadığını denetleme görevini yerine getirmesi gerektiği; disiplin soruşturması yapılmadan, hakkındaki belgeler tarafına ulaştırılmadan ve savunması alınmadan tesis edilen işlemin hukuka aykırı olduğu; davaya konu işlemin keyfi olduğunu gösteren diğer bir hususun meslekten çıkarılan bir çok kişinin sonradan mesleğe geri alınmış olması olduğu, bunun karar alırken hukuken geçerli delil ve olgulara dayanılmadığının göstergesi olduğu; hiçbir objektif kriter belirlenmeksizin ihraç kararlarının verildiği; üçüncü kişilere ait ByLock yazışma içeriklerinin hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğu, hukuken delil değeri olmayan yazışma içeriğine itibar edilmeyeceği, bilgisi haricindeki yazışmalardan sorumlu tutularak karar verilemeyeceği, istihbari nitelikteki bilgi ve belgelerin karara gerekçe yapılamayacağı, ByLock kullanıcısı olduğu yönünde bir iddia olmadığı, söz konusu üçüncü şahısların ceza yargılamasında alınan ifadelerinde örgüte irtibatı ya da iltisakı hususunda şahit olmadıklarını belirttikleri; hukuki denetime ve sorgulamaya tabi tutulmayan tek bir gizli tanık ifadesine üstünlük tanındığı, gizli tanığın verdiği bilgilerin somut bilgi ve görgüye dayalı olmadığı, ceza yargılaması esnasında cemaat evinde kaldığı iddiasına ilişkin ne zaman, kimlerle, hangi adreste kaldığı sorularına gizli tanığın cevap veremediği; unvanlı görev yapmanın irtibat ve iltisak olarak değerlendirilemeyeceği, idare mahkemesi başkanı olarak atandığı tarihte mesleki geçmiş ve deneyimine bakıldığında, kıdeminde olan birçok kişinin bu şekilde idare mahkemesi başkanı olarak atandığı, halihazırda müvekkilin mahkeme başkanı olarak atandığı tarihteki kıdeminin yarısına sahip bir çok yargı mensubunun idare mahkemesi başkanı olarak şu an görev yaptığı; görevini ifa ederken sadakat yükümlülüğünü ihlal etmediği; Dairenin tarafsızlığını yitirdiği; karar gerekçesinin hukuken yeterli olmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek işin esası incelendi, gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 28/04/2021 tarih ve E:2017/1143, K:2021/1303 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 07/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu