WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY 6. DAIRE

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2019/20763 E.  ,  2022/1433 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/20763
Karar No : 2022/1433

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
2- ... Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı davacının hissedarı olduğu taşınmazın imar planında "kentsel rekreasyon alanı" olarak ayrılarak mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 305.250,00-TL taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 24/10/2016 tarih ve E:2016/7583, K:2016/6083 sayılı kararı ile onanması ve aynı Dairenin 22/09/2017 tarih ve E:2017/2322, K:2017/6572 sayılı kararı ile karar düzeltme taleplerinin reddedilerek kesinleşmesi üzerine, davacılar tarafından yapılan bireysel başvuru neticesinde, ... Mahkemesinin ... tarih ve ... sayılı kararı ile Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ve ihlal sonuçlarının ortadan kaldırılması için dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi üzerine yeniden yapılan yargılama neticesinde, davanın reddi yolunda ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararın, davacı tarafından, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu taşınmazın halen yürürlükte olan 1/25000 ölçekli imar planında yeşil alan-kamu alanı vasfına haiz olduğu, ilk plandan itibaren 24 yıldır davalı belediyenin taşınmaz maliklerinin mülkiyet hakkını ihlal ettiği, kamulaştırma bedellerini ödemediği, davanın reddine karar verilmesinin Anayasanın 125. Maddesine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : 1- ... Belediye Başkanlığı tarafından, netice itibarıyla taşınmazda kısıtlılığın bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
2- ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 17/2 maddesi uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın hissedarı olan davacı tarafından, anılan taşınmazın imar planında kentsel rekreasyon alanı olarak ayrılmasına rağmen uzun yıllardır kamulaştırılmayarak, mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 305.250,00 TL maddi zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasa’nın 35. maddesinde: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." kuralına yer verilmiş, temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasını düzenleyen 13. maddesinde ise, temel hak ve hürriyetlerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği, bu sınırlamaların, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı belirtilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 10. maddesinde: "Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar. Beş yıllık imar programlarının görüşülmesi sırasında ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarının temsilcileri görüşleri esas alınmak üzere Meclis toplantısına katılır. Bu programlar, belediye meclisince kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek kamu kuruluşlarının bütçelerine konulur. İmar programlarında, umumi hizmetlere ayrılan yerler ile özel kanunları gereğince kısıtlama konulan gayrimenkuller kamulaştırılıncaya veya umumi hizmetlerle ilgili projeler gerçekleştirilinceye kadar bu yerlerle ilgili olarak diğer kanunlarla verilen haklar devam eder." hükmüne yer verilmek suretiyle, belediyelere, imar planlarını uygulamak üzere belirtilen süre içerisinde imar programını hazırlama; programı uygulamaya koyma, ilgili yatırımcı kamu kuruluşlarına ise imar programlarında kendi görev alanlarındaki kamu hizmeti için ayrılan özel mülkiyete ait arsaları program süresi içinde kamulaştırma zorunluluğu yüklenmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun 04.07.2019 tarihli değişiklikle getirilen "İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler" başlıklı 13. maddesinde; "Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak,
b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle, ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir...
" hükmü yer almaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun Ek 1. maddesinde; (Ek: 20/8/2016-6745/33 md.)
Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır. hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa Mahkemesinin 13.10.2020 tarihli, Başvuru no:2018/25885 sayılı Yusuf Pekinsoy kararında,"Anayasa Mahkemesince 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine dayalı olan müdahalenin kanunilik ölçütünü taşıdığı değerlendirilmiş, ayrıca arazi ve arsaların düzenlemesi sırasında taşınmazın imar durumunun belirlenmesi yönündeki müdahalenin kamu yararına dayalı meşru bir amacının bulunduğu açıklanmıştır (Orhan Sütlü, §§ 28-31). Ölçülülük yönünden yapılan değerlendirmede ise uyuşmazlığa konu taşınmazın sağlık alanı olarak belirlenen imar durumu sonradan özel sağlık alanına dönüştürülerek taşınmazın kamu hizmeti alanına ayrılmasından vazgeçilmiş olduğu ve söz konusu müdahalenin taşınmazın özel amaçlarla kullanımını engellemediği vurgulanmıştır. Diğer taraftan başvurucunun imar planı değişikliğine karşı dava açma imkânının olduğu ve ayrıca imar durumu değiştirilinceye kadar olan dönem için başvuruya konu davada bir tazminat talebinin de bulunmadığı dikkate alınarak müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği kanaatine ulaşılmıştır. Bu sebeple müdahalenin, içerdiği kamu yararı amacı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında olması gereken adil dengenin bozulmadığı ve müdahalenin ölçülü olduğu kabul edilmiştir (Orhan Sütlü,§§ 32-43).
25. Somut başvuruda da bu ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir durumun söz konusu olmadığı sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla başvurucunun, imar planı değişikliğine karşı dava açma imkânının olduğu ve ayrıca imar durumu değiştirilinceye kadar olan dönem için başvuruya konu davada bir tazminat talebinin de bulunmadığı dikkate alındığında müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği anlaşılmaktadır. Bu durumda müdahalenin içerdiği kamu yararı amacı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında olması gereken adil dengenin bozulmadığı ve müdahalenin ölçülü olduğu değerlendirilmiştir.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir." denilmiştir.
Yukarıda anılan 13.10.2020 tarihli, Başvuru no: 2018/25885 sayılı Yusuf Pekinsoy kararında Anayasa Mahkemesi, imar planında sağlık alanında olan taşınmazın sonradan imar planında özel sağlık alanına alınması durumunda taşınmazın kamu hizmeti alanına ayrılmasından vazgeçilmiş olduğunu, söz konusu müdahalenin taşınmazın özel amaçlarla kullanımını engellemediğini, diğer taraftan başvurucunun imar planı değişikliğine karşı dava açma imkânının olduğunu, ayrıca imar durumu değiştirilinceye kadar olan dönem için başvuruya konu davada bir tazminat talebinin de bulunmadığı dikkate alınarak müdahalenin başvurucuya şahsi olarak aşırı bir külfet yüklemediği kanaatine ulaşmıştır.
Dosyanın ve UYAP kayıtlarının birlikte incelenmesinden; davacının hissedar olduğu, Ankara İli, Yenimahalle İlçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... parsel sayılı taşınmazın hissedarı olan davacı tarafından, anılan taşınmazın imar planında kentsel rekreasyon alanı olarak ayrılmasına rağmen uzun yıllardır kamulaştırılmayarak, mülkiyet hakkının kısıtlandığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 305.250,00 TL zararın tazmini istemiyle ilk olarak adli yargıda 05/04/2011 tarihinde açılan davanın görev yönünden reddine karar verilmesi üzerine 14/04/2015 tarihinde bakılan davanın açıldığı, uyuşmazlık konusu taşınmazla davacının mülkiyet bağının 01/04/2011 tarihli satış işlemiyle kurulduğu, imar planındaki "kentsel rekreasyon alanı" olarak belirlenmiş olan uyuşmazlık konusu ... Mahallesi, ... ada,... parsel sayılı taşınmazın fonksiyonunun, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin ... gün ve ... sayılı kararı ile (.../... sayılı kararla yanlış yazılan ada numarası düzeltilmiş) onaylı 1/5000 ölçekli nazım imar planı kapsamında E:0.60, Hmax:Serbest yapılaşma koşullarında "Sosyal Kültürel Tesis Alanı" kullanımında ve Yenimahalle Belediye Meclisinin ... gün ve ... sayılı kararı ile uygun görülerek Belediye Meclisimizin ... gün ve ... sayılı kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği kapsamında E:0.60, Hmax:Serbest yapılaşma koşullarında "Özel Sosyal Kültürel Tesis Alanı" kullanımına ayrıldığı, daha sonra söz konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planına yönelik ... günlü ... sayılı kararın ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine yönelik ... günlü .. sayılı kararın iptali istemiyle parsel hissedarlarından dava dışı ... tarafından ... İdare Mahkemesinin E.... sayılı dosyasına kayden açılan dava sonucunda, yukarıda bahsi geçen imar planlarında şehircilik ilkeleri, planlama teknikleri, imar mevzuatı ve kamu yararı ile dağıtım ilke ve teknikleri açısından hukuka uyarlık görülmediğinden bahisle iptaline karar verildiği, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarihli E.... K.... kararı ile reddedildiği, kararın temyiz incelemesi aşamasında davadan feragat edilmesi nedeniyle dosyanın yeniden gönderildiği ... İdari Dava Dairesinin ... tarih, E.... K.... sayılı kararı ile, karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu taşınmazın imar planı değişikliği sonucunda "özel sosyal kültürel tesis alanı" olarak belirlendiği, anılan plan değişikliği kararının İdare Mahkemesi kararı ile iptal edilerek alanın plansız alanda kaldığı, artık dava konusu taşınmaz plansız alana dönüştüğünden kamusal alan niteliğinde bulunmadığı, kamu hizmeti alanına ayrılmadığı ve taşınmazda imar planında belirlenen kullanımdan dolayı kamulaştırmayı gerektirir bir kısıtlılığın söz konusu olmadığı gerekçesiyle İdare Mahkemesince davanın reddine karar verilmişse de, özele çevirmeye ilişkin plan değişikliği kararının iptali istemiyle açılan davada; ... İdare Mahkemesince işlemin iptali yolunda verilen kararın, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih, E.... K.... kararı ile reddi üzerine temyiz kanun yolu aşamasında davadan feragat nedeniyle dosyanın ek karar verilmek üzere Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesi üzerine, ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih, E.... K.... sayılı kararı ile davadan feragat nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, dolayısıyla uyuşmazlık konusu taşınmazın "özel sosyal kültürel tesis alanı" olarak belirlenmesine ilişkin plan değişikliğinin halen yürürlükte olduğu, bundan böyle parselin sadece kamu eliyle yapılaşması zorunluluğunun ortadan kalktığı, imar planıyla belirlenen koşullar dahilinde mülk sahipleri veya devir suretiyle 3. kişiler tarafından yapılaşma hakkının kullanılabileceği, bir başka ifade ile, özel mülkiyete konu olacak şekilde kullanım amacı getirildiği, ortada imar planından kaynaklanan nedenlerle kamulaştırılması gereken bir taşınmazın, dolayısı ile hukuki el atma nedeniyle ödenmesi gereken bir tazminat miktarının kalmadığı, bu aşamada kamulaştırma yapılmasının hukuken mümkün olmadığı görülmektedir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan tüm hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacıların hissedarı olduğu taşınmaza özel mülkiyete konu edilebilecek şekilde kullanım amacı getirildiği, idare açısından kamulaştırma külfetinin kalmadığı ve davacının mülkiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde belirsiz bir süre ile kısıtlandığından bahsedilemeyeceğinden, davanın reddi yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu