WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY 10. DAIRE

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2015/4159 E.  ,  2020/5996 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/4159
Karar No : 2020/5996

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : 1. Hukuk Müş. Yrd. …

İSTEMİN_KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Milli İstihbarat Teşkilatının yasa dışı "Devrimci Karargah" terör örgütünün işleyiş ve faaliyetlerine yönelik olarak "Etüt" adı altında hazırladığı, örgüt hakkında çeşitli tespit ve değerlendirmeler içeren, … tarih ve … sayılı üst yazı ile … Emniyet Müdürlüğüne gönderilen, "çok gizli" ibareli istihbari nitelikli raporun, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı yazısı ile … Cumhuriyet Başsavcılığının, davacının aralarında olmadığı başkaca kişiler hakkında, yürüttüğü … sayılı Hazırlık Soruşturması dosyasına sunulması nedeniyle, davacı tarafından; belirtilen rapor içeriğinde yer alan kendisi hakkındaki bilgilerin, fişleme niteliğinde olduğu, emniyet kayıtlarında tutulması ve dava dosyalarına sunulmasının Anayasa'da yer alan kişi hürriyeti ve güvenliği, özel hayatın gizliliği, haberleşme hürriyeti gibi temel hak ve özgürlüklerinin ihlaline yol açtığı iddiasıyla, ilgili kayıtların (fişleme bilgilerinin ve fiş kayıtlarının) ve bildirim yazılarının silinmesi ve bu nedenle uğradığı manevi zararın tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla; istihbarat faaliyetleri neticesinde hazırlanan ve "Devrimci Karargah" adlı terör örgütünün, menşei, kuruluşu, liderleri, mensupları, amacı, hedefleri vb. gibi bilgileri içeren "Etüt" çalışmasının, anılan örgüt hakkında yapılacak operasyonel faaliyete esas teşkil edebileceği düşüncesi ile İstanbul Emniyet Müdürlüğüne gönderildiği, İstanbul Emniyet Müdürlüğünce de anılan örgüt hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan 2009/1868 Sayılı soruşturmada, örgüt hakkında yapılacak operasyonel faaliyete esas teşkil edebileceği düşüncesi ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği, söz konusu raporda davacının da adının yer aldığı, davacının irtibatlı olduğu kişiler, geçmişte yaptığı faaliyetler hakında bilgilerin yer aldığı, İstanbul Emniyet Müdürlüğünün CMK'nın 158/4. maddesi uyarınca kendisine gönderilen bu çalışmayı ihbar kabul ederek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği, davacı hakkında …. Ağır Ceza Mahkemesinin … Sayılı Teknik Takip No.lu kararı uyarınca iletişim tespit ve teknik takibi yapıldığı, bunun dışında davacı hakkında yakalama, arama yapılmadığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan soruşturma kapsamında gerek Savcılığın gerekse Mahkemelerin kararı dışında davalı idarece davacıya yönelik yapılmış bir işlem ve faaliyet bulunmadığı, davacı hakkında davalı idarece yasaya aykırı şekilde tutulmuş bir kayıt ve izleme, belge bulunmadığı, davacı hakkındaki etüt çalışmasının davalı idarece değil, Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından yapıldığı, davalı idarenin söz konusu çalışmayı yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında değerlendirilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcalığına göndermek dışında bir işlemi ve faaliyeti bulunmadığı , davalı idarenin iş ve işlemlerinin yukarıda açıklanan mevzuata uygun şekilde yürütüldüğü anlaşıldığından, davacının kendisi hakkında tutulan kayıtların silinmesine yönelik başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, söz konusu etüt çalışması ile örgüt üyesi olarak gösterildiği, hakkında suçlama içeren veya özel hayatına ilişkin bilgilerin ortaya saçıldığı, aynı belge ile özel hayatın gizliliği ihlal edilen E.K. tarafından yapılan başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararı verdiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen kabulü, kısmen reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
Dava, Milli İstihbarat Teşkilatının yasa dışı "Devrimci Karargah" terör örgütünün işleyiş ve faaliyetlerine yönelik olarak "Etüt" adı altında hazırladığı, örgüt hakkında çeşitli tespit ve değerlendirmeler içeren, … tarih ve … sayılı üst yazı ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gönderilen, "çok gizli" ibareli istihbari nitelikli raporun, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün 22/03/2011 tarih ve 14882 sayılı yazısı ile … Cumhuriyet Başsavcılığının, davacının aralarında olmadığı başkaca kişiler hakkında, yürüttüğü … sayılı Hazırlık Soruşturması dosyasına sunulması nedeniyle, davacı tarafından; belirtilen rapor içeriğinde yer alan kendisi hakkındaki bilgilerin, fişleme niteliğinde olduğu, emniyet kayıtlarında tutulması ve dava dosyalarına sunulmasının Anayasa'da yer alan kişi hürriyeti ve güvenliği, özel hayatın gizliliği, haberleşme hürriyeti gibi temel hak ve özgürlüklerinin ihlaline yol açtığı iddiasıyla, ilgili kayıtların (fişleme bilgilerinin ve fiş kayıtlarının) ve bildirim yazılarının silinmesi ve bu nedenle uğradığı manevi zararın tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

MAHKEME KARARININ DAVA KONUSU İŞLEMİN İPTALİ TALEBİNİN REDDİNE İLİŞKİN KISMI YÖNÜNDEN HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Davalı idare bünyesinde davacıya ilişkin herhangi bir fiş kaydı veya fişleme bilgisi bulunmadığı, davaya konu Etüd Raporu içeriğindeki davacı hakkındaki kayıtların Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından araştırıldığı ve bununla ilgili değerlendirme ve analizlerin de anılan kurumca yapıldığı anlaşılmaktadır.
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın dava konusu işlemin iptali talebinin reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

MAHKEME KARARININ MANEVİ TAZMİNAT TALEBİNİN REDDİNE İLİŞKİN KISMI YÖNÜNDEN HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 13. maddesinde "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz." hükmüne; 20. maddesinde "Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kağıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hakimin onayına sunulur. Hakim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar. Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir." hükmüne yer verilmiş, 125. maddesinin son fıkrasında ise, idare kendi eylem ve işlemlerinden dolayı doğan zararları ödemek zorunda olduğu, hüküm altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Doktrinde idarenin hukuki sorumluluğu, kamu hizmetlerinden doğan zararların karşılanıp giderilmesini amaçlayan hukuki bir kurum olarak tanımlanmaktadır.
İdarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için ise ortada bir zararın bulunması ve bunun idareye yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması, başka bir deyişle zararla, idari faaliyet arasında illiyet bağı bulunması gerekir. Daha açık bir anlatımla idari faaliyet zararın gerçek nedenini oluşturmalıdır.
Bu genel şartların dışında idarenin tazminat ödemekle yükümlü tutulabilmesi için idari faaliyetin hukuki yönüyle de tazmine yol açacak nitelikte olması gerekir. Kısaca, ilgililerin zarara uğramasına neden olan idari işlem veya eylem ya bir hizmet kusuru oluşturmalı ya da kusursuz sorumluluk esasının uygulanmasına elverişli olmalıdır.
Nitekim kamu idareleri gözetim ve denetimleri altında bulunan faaliyetlerin yürütülmesi dolayısıyla oluşan zararların tazminle yükümlüdürler. Kamu idareleri yapmakla yükümlü bulundukları kamu hizmetlerini gereği gibi ifa etmekle beraber bu hizmetin işleyişini sürekli olarak kontrol etmek ve hizmetin yürütülmesi sırasında gerekli önlemleri almakla yükümlüdür. İdarenin bu yükümlülüğünü yerine getirmek suretiyle hizmetin kötü işlemesi, gereği gibi işlememesi ve bu yüzden bir zarar verilmiş olması, idareye meydana gelen zararları tazmin sorumluluğu yükler. Gerekli özeni ve dikkati göstermeyip tehlikeyi önleyici tedbir alma sorumluluğunu yerine getirmeyen idarelerin hizmet kusuru işleyeceği ve bu nedenle meydana gelen zararları tazminle yükümlü oldukları açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından yasa dışı terör örgütünün işleyiş ve faaliyetlerine yönelik tanzim edilip … tarih ve … sayılı üst yazı ile İstanbul Emniyet Müdürlüğüne sunulan ve "Etüd Çalışması" olarak adlandırılan raporun, İstanbul Emniyet Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısı ile yürütülmekte olan soruşturmaya kaynak oluşturması amacıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/1868 sayılı Hazırlık Soruşturması dosyasına sunulması sonrasında, davacıya ilişkin fişleme bilgilerinin, fiş kayıtlarının ve buna dayalı bildirim yazılarının silinmesi ve tazminat ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun, davalı idarenin 05/07/2012 tarih ve 440 sayılı işlemi ile reddedildiği, bunun üzerine anılan işlemin iptali ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareden tazmini istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Olayda; Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından, Devrimci Karargah Terör Örgütü'ne yönelik olarak hazırlanan 102 sayfalık çok gizli ibareli "Etüd Çalışması" isimli rapor içeriğinde, davacının "TDP üyesi" olarak anılarak örgüt üyeleri olarak belirtilen kişiler ile irtibatlı olduğu; yine anılan raporda "istihbari nitelikte olan bu bilgiler hukuki delil olarak kullanılamaz. Dökümante edilerek kullanılmak istendiğinde, metinde bahis konusu edilen hususlar, kaynak gösterilmeden ilgili kurum ve kuruluşlardan sorularak belgelenir" denilmek suretiyle uyarı ibaresinin de bulunduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayın çözümlenebilmesi için, kamu güvenliği için istihbari nitelikte olan çalışmalar ile bu çalışmalara ilişkin dökümanların emniyet ve yargı birimlerine intikal ettirilmesi sonrasında, kişi hakkında alenileşen durum ve ithamların birlikte irdelenmesi gerekmektedir.
Demokratik toplumların karmaşık suç yöntemleriyle karşı karşıya kaldığı dikkate alındığında demokratik hukuk devletinin ve bireylerin hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınabilmesi için istihbarat kurumlarının varlığına ve bu tür suçlarla etkin bir şekilde mücadele edebilmek için gizli gözetim çalışmalarına ihtiyaç duyulması mümkündür. Ancak istihbarat çalışmaları yoluyla bireylerin özel hayatlarına ilişkin bilgilerin toplanması ancak demokratik kurumları korumak için zorunlu olduğu ölçüde meşru görülebilir (Benzer yöndeki AİHM kararı için bkz. Rotaru/Romanya, B. No: 28341/95, 4/5/2000, § 47).
Bu kapsamda, 2937 sayılı Kanun'un 4. maddesinde Milli İstihbarat Teşkilatının, Türkiye Cumhuriyetinin bütünlüğüne, varlığına, bağımsızlığına, güvenliğine, Anayasal düzenine karşı içten ve dıştan yöneltilen mevcut ve muhtemel faaliyetler hakkında milli güvenlik istihbaratını oluşturmak ve bu istihbaratı gerekli kuruluşlara ulaştırmak yönünde yasayla verilmiş bir görevleri bulunmaktadır. Silahlı bir devrim gerçekleştirmeyi amaçlayan yasa dışı bir örgütle ilgili istihbaratın temin edilmesi ve bu istihbaratın ilgili kurumlara ulaştırılmasının anılan görev kapsamında gerçekleştirildiğinin kabulü gerekir. Bu bağlamda davacıya ilişkin bilgilerin de yer aldığı istihbarat raporunun yukarıda anılan yasal hükme dayalı olarak hazırlandığı, Anayasa'nın 20. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan milli güvenlik, kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi amaçlarına yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Özel hayata saygı hakkı Anayasa'nın 20. maddesinde koruma altına alınmıştır. Devlet, kişilerin özel ve aile hayatına keyfi olarak müdahale etmemek ve üçüncü kişilerin haksız saldırılarını önlemekle yükümlüdür. AIHM özel hayat kavramının, bütün unsurlarıyla tanımlanamayacak kadar geniş bir kavram olduğunu, kişinin ismi ve kimliği, bireysel gelişimi, aile yaşamı yanında, dış dünya ile bağlantısını, başkaları ile ilişkisini, ticari ve mesleki faaliyetlerini de kapsadığını belirtmektedir (Bkz.Niemietz/Almanya, B. No: 13710/88, 16/12/1992, § 29-33). Özel hayata saygı hakkına ilişkin ihlal nedeniyle yapılacak inceleme kapsamında, öncelikle korunan menfaatin hakkın kapsamına girip girmediğinin, ikinci olarak hakkın kapsamı içinde olduğu tespit edilen menfaate yönelik bir müdahale olup olmadığının, müdahalenin varlığı halinde bunun Anayasa'nın 20. ve 13. maddelerinde öngörülen şartlara uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede müdahalenin kanuni bir dayanağının bulunup bulunmadığı, 20. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen sınırlama nedenlerinden birisine dayanıp dayanmadığı, 13. maddede yer alan öze dokunmama, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olma ve ölçülülük ilkelerine uyulup uyulmadığı değerlendirilmelidir.
Davaya konu raporda yer alan davacı hakkındaki değerlendirmelerin özel yaşamla ilgili olduğunun kabulü gerekmekte olup, davacının menfaatinin özel hayata saygı hakkı kapsamı içinde olduğunda tereddüt bulunmamaktadır.
Bir yasa dışı örgütün çeşitli yönleriyle değerlendirildiği davaya konu rapordaki davacıyla ilgili ifadeler, davacının bu örgütle veya örgütün suç oluşturan faaliyetleriyle ilgisi olduğu yönünde bir yargı ve kesinlik taşımamakta olup, örgüt iletişiminin izlenmesi amacına yönelik bazı olgulara işaret etmektedir.
Bununla birlikte yargılamaların kural olarak kamuya açık yürütüldüğü dikkate alındığında, davacının "TDP üyesi" olarak anılarak örgüt üyeleri olarak belirtilen kişiler ile irtibatlı olduğu yönündeki değerlendirmenin istihbarat amaçlı bir analiz olarak kabulü gerekmekte olup adli yönden işlem yapılabilecek bir niteliğe haiz olmadığı açıktır. Nitekim bu husus MİT tarafından hazırlanan söz konusu raporda da belirtilmiştir. Gizli kalması gereken ve adli delil olarak kullanılamayacak bu değerlendirme, anılan MİT raporunun, davalı idarece, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunulmasıyla alenîleşmiştir.
Davacı hakkındaki bu değerlendirmelerin hukuki kesinlik taşımamasına ve davacı hakkında bir isnada dayanak teşkil etmemesine rağmen, dava dosyasına konulmak suretiyle alenileştirilmesiyle başvurucunun özel hayatına yönelik ağır bir müdahalenin gerçekleştiğinin kabulü gerekmekte olup, demokratik bir toplumda, hukuki delil olarak kullanılamayacak ve gizli kalması gereken istihbarı nitelikteki bilgilerin dava dosyasına konulması suretiyle alenileştirilmesinin kabul edilemeyeceği, bu minvalde hakkında herhangi bir adli ya da idari soruşturma bulunmayan davacıya ilişkin "çok gizli" ibareli bilgilerin dava dosyasına konulması suretiyle alenileştirilmesi demokratik toplum ilkeleri ve Anayasa'nın yukarıda anılan maddeleri ile bağdaşmayacağı açıktır.
Davalı idarenin; "istihbari nitelikte olan bu bilgiler hukuki delil olarak kullanılamaz. Dökümante edilerek kullanılmak istendiğinde, metinde bahis konusu edilen hususlar, kaynak gösterilmeden ilgili kurum ve kuruluşlardan sorularak belgelenir" ibaresi bulunan bir belgeyi, anılan uyarı notuna rağmen hukuki delil olarak kullanılmak üzere savcılığa sunarak alenileştirme fiilini işlediği açık olup, bu fiilin davacının kişilik haklarının ihlal edilmesine neden olduğu anlaşıldığından, bu olay nedeniyle davacının sıkıntı ve üzüntü çektiğinin kabulü gerekmekte olup, İdare Mahkemesi kararının davanın manevi tazminat istemine ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
1. Davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2. …. İdare Mahkemesinin …. tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararının dava konusu işlemin iptali talebinin reddine ilişkin kısmı yönünden ONANMASINA, manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmı yönünden BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu