Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

BAKIRKÖY 7. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C. BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/158 Esas
KARAR NO : 2022/864

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2021
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/10/2022
Yukarıda isim ve adresleri yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın açık yargılaması ve dosyanın tetkiki sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi ....... aleyhinde Bakırköy .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapıldığını, takibin dayanağının, 570.000 TL bedelli, 21/08/2015 vade tarihli, keşidecisi ......., lehdarı ... olan kambiyo senedi olduğunu, Muris .......'in, 2016 yılı Ağustos ayında vefat ettiğini, Bakırköy ...... İcra Müdürlüğünün ..... Esas sayılı dosyasında .......'in aleyhine yapılan takip, kendisinin yurtdışında (Almanya'da) çocuklarının ve eşinin yanında olduğu zamanda, muhtara tebliğ suretiyle kesinleştirildiğini, müvekkillerin, babaları aleyhine başlatılan takipten, daha sonra haberi olduğunu, Alacaklı/davalı, muris ....... hayattayken takibi kesinleştirdikten sonra bahsi geçen icra dosyasında hiçbir işlem yapmadığını, ....... vefat edince takibe mirasçılarına karşı devam edildiğini ve haciz işlemleri başlatıldığını, .......'in 2016 yılında vefat ettiğini, mirasçıları hakkında takibe devam edildiğini, ancak söz konusu dosyalar incelendiğinde görülecektir ki, icra dosyasından .......'in Türkiye'de olmadığı dönemlerde TK'nın 21/2'ye göre tebligat yapıldığını, İcra dosyası da incelendiğinde görülecektir ki, bütün tebligatların murisin yurt dışına çıktığı tarihlerde yapıldığı ve yokluğunda muhtara tebliğ edildiğini, müteveffa .......'in vefat etmeden önce maddi durumunun iyi olduğunu, birden çok taşınmazı olduğunu, hiçbir taşınmazının satılık olmadığını, müvekkilleri tarafından, Bakırköy ..... İcra Hukuk Mahkemesinin ....... Esas sayılı dosyasıyla borca ve imzaya itiraz davası açıldığını, davanın istinaf incelemesinde olduğunu, aynı zamanda borçlu .......'e 17/09/2015 tarihinde usulsüz bir şekilde tebligat yapılmış olduğundan Bakırköy ....İcra Hukuk Mahkemesinin ..... Esas sayılı dosyasından tebligatın ve ödeme emrinin iptali için dava açıldığını ve işbu davanın kabul edilerek ödeme emrinin iptaline karar verildiğini, Bakırköy ...... İcra Hukuk Mahkemesinin .... Esas sayılı dosyasından da ... dışındaki mirasçıların açmış olduğu dava sonucu imzanın borçlu .......'e ait olmadığınin tespit edildiğini ve davanın kabulüne karar verildiğini, davalı vekilinin istinaf talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesinin .... Esas, ... Karar sayılı ilamı ile mahkeme ilamının ortadan kaldrılmasına karar verildiğini ve mahkemenin ... Esas sırasına kaydı yapıldığını, İşbu dosyadan da davanın kabulüne karar verildiğini, yine davalı vekilinin talebi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ..... Hukuk Dairesi'nin 19/03/2019 tarih .... Esas .... Karar sayılı ilamı ile; mahkemenin ..... E.- ....... karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına karar verildiğini ve mahkemenin ....... Esas sırasına kaydı yapılarak bu dosyadan davanın reddine karar verildiğini, dosyanın istinaf aşamasında olduğunu, müvekkilleri tarafından davalı ... hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına 2018 tarihinde suç duyurusunda bulunduğunu ancak Savcılık tarafından, 21/01/2019 tarihinde davalı hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, bu karara karşı, 15/02/2019 tarihinde itiraz dilekçesi sunulduğunu, 14/03/2019 tarihinde Bakırköy ........ Sulh Ceza Hakimliğinin ....... D.iş kararıyla itirazın reddine karar verildiğini, ancak her ne kadar durum böyleyse de, taraflarınca Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına söz konusu karara ilişkin kanun yararına bozma yoluna başvurduğunu, yine dava dışı ......... isimli şahsın müvekkilleri murisinin her türlü işini yapan, her türlü evrak işine yardımcı olan kişi olduğunu, kendisini emekli mensubu olarak tanıttığını, .......'in, .........'nun emniyet mensubu olması nedeniyle ona güvenerek apartman ile ilgili işlerde de dahil olmak üzere her türlü işini yapması, silah ruhsatı alması ve resmi dairelerdeki tüm işlemlerini yapması için genel vekaletname verdiğini, dava dışı .........'nun emniyet mensubu olması nedeniyle güvenen muris, .........'nun getirdiği her belgeye imza attığını, ......... yönetici olduğu dönemde murise ait silah ruhsatı alabilmesi için birçok belge imzalattığını, İhtimal dahilindedir ki, bu belgeleri imzalatırken, okuma yazması olmayan ve gerçekte senet imzalama iradesi de bulunmayan murise hile ile senedi imzalatmış olması ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu, davalının emniyetteki ifadesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davaya konu edilen senedin sahte olduğunu beyan ederek dava konusu senedin tahsili halinde, müvekkillerin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu senedin, teminatsız veya mahkemenizce uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, dava konusu senedin ödenmesini engeller mahiyette ve Bakırköy ........ İcra Müdürlüğünün ........ esas numaralı icra takibininde vezneye yatan paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyat-i tedbir kararı verilmesini, davacı müvekkillerinin davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ile kambiyo senedinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: taraflarınca, davacıların murisi ....... aleyhine Bakırköy ...... İcra Müdürlüğünün ........ Esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapıldığını, takibin dayanağının, 570.000 TL bedelli, 21/08/2015 vade tarihli, keşidecisi ......., lehdarı ...olan kambiyo senedi olduğunu, iş bu takipte ödeme emriin borçlu tarafa 10/09/2015 tarihinde tebliğ edilerek takibin kesinleştirildiğini, yapılan tebliğin usulüne uygun olduğunu, davacılar tarafından dava dilekçesinde belirttiği gibi davacılar Bakırköy ....... İcra Hukuk Mahkemesinin ....... Esas sayılı dosyasıyla borca ve imzaya itiraz davası açtığını ve iş bu dosya kapsamında 2 adet bilirkişi raporu ve 1 adet atk raporu alındığını ve 3 raporda da imzaların borçlu .......'in eli ürünü olduğu kanaatine varıldığını, davacıların istinaf etmesi üzerine iş bu dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ..... Hukuk Dairesi ...... e. sayılı dosyaya kaydı yapılarak tekrardan atk'ya gönderildiğini ve atk'dan gelen cevap yazısında da daha önce defalarca inceleme yapıldığını ve sonucun değişmediğini ve bu sebeple aynı ekip tarafından inceleme yapılmasınında hukuki menfaat bulunmadığının beyan edildiğini, davacıların iddialarının mesnetsiz olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
DELİLLER:Bakırköy ....... İcra Müdürlüğünün ...... Esas sayılı dosyası, senet sureti, Bakırköy ...... İcra hukuk Mahkemesinin ....... esas sayılı dosyası, İstanbul Bam ....... Hukuk Dairesi ...... Esas sayılı dosyası, Bakırköy ...... İcra Hukuk Mahkemesinin ...... esas sayılı dosyası, Bakırköy ..... Sulh Ceza Hakimliğinin ...... D.iş kararı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti, senedin iptali ve tazminat taleplerinden ibarettir.
Celp edilen Bakırköy ....... İcra Hukuk Mahkemesinin ...... Esas ...... karar sayılı dosyasının tetkikinde, davacılar tarafından davalı ... aleyhine 14/10/2016 tarihinde, Bakırköy ....... İcra Müdürlüğü'nün ..... Esas sayılı dosyasına konu edilen senetteki imza ve yazının sahte olduğu iddiası ile takibin iptali talepli dava açıldığı, mahkemece 22/10/2020 tarihinde verilen karar ile, "davanın reddine" karar verildiği, verilen kararın, Yargıtay ..... Hukuk Dairesi'nin ...... Esas ....... Karar sayılı 15/06/2022 tarihli kararı ile "Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA" dair karar verilmesi üzerine hükmün 15/06/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan Bakırköy ...... İcra Hukuk Mahkemesi'nin ...... Esas sayılı dosyasından Grafoloji uzmanından alınan 31/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda, davaya konu senedin ön yüzünde müteveffaya atfen atılmış imzanın müteveffa .......'in eli ürünü olduğu kanaatiyle rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Dosyaya sunulan Bakırköy ....... İcra Hukuk Mahkemesi'nin ....... Esas sayılı dosyasında 3 kişilik bilirkişi heyetinden alınan 31/08/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre, davaya konu senedin ön yüzünde müteveffaya atfen atılmış imzanın müteveffa .......'in eli ürünü olduğu kanaatiyle rapor tanzim edildiği görülmüştür.
Bakırköy ...... İcra Hukuk Mahkemesi'nin ....... Esas sayılı dosyası ile imza incelemesine esas olmak üzere Adli Tıp Kurumundan 04/11/2019 tarihli rapor alındığı, alınan raporda, "İnceleme konusu senette ....... adına atılı imza ile .......'in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın .......'in eli ürünü olduğu" tespit edildiği görülmüştür.
İddia veya savunmanın haklılığı, bu olay ve hukuki işlemlerin varlığının ispatlanmasına bağlıdır.
İspat hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde bir temel hak olarak garanti altına alınmıştır. Anayasal dayanağı olan ispat hakkını, usûl hukukunda taraflar, kanunda belirtilen süre ve usûle uygun olarak kullanırlar. Bu hak yalnızca kanunla sınırlanabilir.
İddia ve savunmaya dayanak gösterilen ve mahkemenin karar vermesinde etkili olacak olgulardan hangisinin kim tarafından ispat edileceği hususuna ise ispat yükü denir.
İspat yükü üzerine düşen taraf ispat etmesi gereken hususu ispat edemediği durumda ispatsızlık durumu söz konusu olacaktır. Hâkim bir husus ispatsız kalmış olsa dahi medeni yargılamada karar vermek durumundadır. TMK 6. Maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguları ispatla yükümlüdür.”
HMK'nun 200. maddesinde, miktar ve değeri belli bir miktarın üzerinde olan hukuki işlemlerin senetle ispat edilmesi gerektiği, aynı kanunun 201. maddesinde de, senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilemeyeceği hüküm altına alınmış, yine aynı kanunun 203. maddesinde de, senetle ispat zorunluluğunun istisnaları belirtilmiştir. Yakın hısımlar arasındaki bir hukuki işlem senede bağlanmış ise, bu senede karşı ileri sürülecek savunmalar tanıkla ispat edilemez ancak senet ile ispat edilebilir. (Yargıtay 3. HD. 2015/12261 esas, 2015/19517 sayılı ilamı)
HUMK`nun 290 (HMK`nun 201) maddesi uyarınca senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak nitelikte bulunan hukuki işlemler tanıkla ispat olunamaz. Başka bir anlatımla, senede karşı ileri sürülen iddiaların yazılı delille kanıtlanması gerekmektedir. Davalı tarafın tanık dinlenmesine muvafakat etmediği, bu haliyle davacı tarafın tanık dinletilmesi talebi yerinde görülmüştür.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. Kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir.
Karine olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir.Kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır. Borçlu, bononun başka bir amaçla verildiği yönündeki iddiasını yazılı delil ile ispatlamalıdır. Bu konuda tanık dinletilmesi de mümkün değildir. (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'nin 2018/2939 Esas, 2019/4786 Karar sayılı 2017/3521 Esas, 2019/1844 Karar sayılı kararları)
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, celp edilen bilgi ve belgeler, Bakırköy ..... İcra Müdürlüğü'nün ..... Esas sayılı takip dosyası ve Bakırköy ...... İcra Hukuk Mahkemesi'nin ..... E. .... K. Sayılı ilamı birlikte incelendiğinde; davacı taraf takibe konu senette düzenlenme tarihinin altında yer alan imzanın murise ait olmadığını iddia etmiş ise de; Bakırköy .... İcra Hukuk Mahkemesi'nin aynı dava konusu ve aynı taraflara ve inceleme konusu aynı senede ilişkin davaya konu senet Adli Tıp Kurumu'na gönderilmiş ve söz konusu imzanın .......'in eli ürünü olduğunun tespit edildiği, iş bu delil davamızda da kesin delil oluşturup tekrar aynı senede ilişkin bilirkişi incelemesine gidilmeye gerek duyulmayıp davacı tarafın, senet nedeniyle borçlu olmadığı yönündeki iddiasını yazılı ve kesin delil ile ispatlayamadığı, davacıların belgede sahtecilik suçu iddiası ile davalı aleyhine yaptıkları başvurularda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği de dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş, davalının alacağına süresinde kavuşamadığı dikkate alınarak İİK 72/4.maddesi gereğince icra takibindeki alacak miktarı olan 570.000,00 TL asıl alacağın %20'si üzerinden hesap edilen 114.000,00 TL'nin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-İİK 72/4.maddesi gereğince icra takibindeki alacak miktarı olan 570.000,00 TL asıl alacağın %20'si üzerinden hesap edilen 114.000,00 TL'nin davacılardan alınarak davalıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 9.734,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.653,48 TL harcın hükmün kesinleşmesine müteakip istem halinde davacılara iadesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-HMK'nun 333. maddesi uyarınca yatırılan avanstan kullanılmayan gider avansının (iş bu kararın tebliğ gideri avanstan karşılanmak ve bu gider mahsup edilmek kaydıyla) kararın kesinleşmesinden sonra resen davacılara iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 80.700,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde HMK'nun 342. Maddesi gereğince dilekçe ile mahkememize veya başka bir yer mahkemesine İstinaf kanun yolu harcı, tebliğ giderleri dahil olmak üzere tüm giderler ödenerek istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin ve davacı asiller ... ve ...'in yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2022

Başkan ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Katip ...
¸e-imzalıdır

UYAP Entegrasyonu